31 Aralık 2008 Çarşamba

agyrgavbjbdvjasdgjbdjbvjbdvlrgvjavbjbvjhvgljdfvbabvjvbgajvgjabvjbvjfvbjbvbvjfvgafjvgbafhgvercththts

enter new year's title here: jnvdajdhkjgbfygfrabsdaljdgfjgdbfjdgfjlbasdcfjdgjdjsgfagdbdvvbgfjdvgbjadbvjdvgajgvjadfbvjvagyrgavbjbdvjasdgjbdjbvjbdvlrgvjavbjbvjhvgljdfvbabvjvbgajvgjabvjbvjfvbjbvbvjfvgafjvgbadcvböfjhvbvfdjbvfhbdajgljgvbaljanmdbfjhdfukefherhowıutrjkggvkfjnvgıerhgrkegn86486745986749876763985ncdvnfjvbhdfjbvdfjkvbdfjghsdjghdkjbnkdjfghskdjskjdhkdjvkdjbvskjdgvkjdbsvksdjfhgkjdbvgösjdlofjlofjvm.

NOEL2009 copy

20 Aralık 2008 Cumartesi

iconic nirvana bebeeee

ya ne garip biriyim yaa...sabah sabah gül gül öldüm :D..(gülmekten salyaları akan emoticon) ya insan rüyasında nirvana nevermind kapagındaki aktiviteyi görür mü yaaa? gece bayaa gec yatmama ragmen, sabah sekizde bu ruya ile uyandm.. yatakda dön dolaş, yok! uykum yok! kalktım mecburen.. "toshiba"mı açtım, google yaptım ve sonuç:

Nirvana_Nevermind_album_cover
1991 yılında piyasaya sürülen albüm, biliorsunuzdur mutlaka ki, artık pop icon sayılabilecek bir image oldu. benm icin degeri baskadır: o zamanlar eve alınmış olan müzik setinde (ki bi zamanlar herkezin salonunda default olurdu..) cd çalar var, ama cd'miz yok! :D adanadayız, babam birgun birkaç cd ile geldi, içlerinden biri de nirvana nevermind. dinledi falan, pek sevmedi herhal, bana "al bak ben bunu pek sevmedim, bi de sen dinle" civarında birşeyler dedi.. o gün bugündür diyorum :D (tabi hikayenin benm tarafımdan aklımda canlananı bu, bilmiorum esasında nası oldu-- baba?)

bartnude :) bart yaaaaa :D

neyse, gelelim konubaşlığına; efendim bu populer kültür imgesi haline gelmis fotograftaki bebek Spencer Elden. Albüm kapağında kullanılmak üzere yüzen bebe stock resimlerini pahalı bulan müzik şirketi, fotoğrafçı Kirk Weddle ile anlaşır. Weddle, arkadaşları olan Elden ailesi de (fotoğraftakinin aksine) 200 dolar karşılığında Bebek Elden'ı fotoğraflar. Spencer, en durduk yere ünlü olan bebek herhalde...

neyse efenim, sene olmuş 2008, Spencerciğim büyümüş 17 olmuş. bu sefer 1000 dolar karşılığında aynı pozları vermiş:fotoğrafçının ismini bulamadm..

art.splash art.nirvana.baby.split 
spencer'ın ailesi de tasarımcı sanatkar falan. hayır bi de üstüne üstlük, çocuk tasarımcı olmak istiyormuş.. olur valla, doğuştan icon zati....

valla, neden bu rüyayı gördüm, bu bilgiyi edindim de başım göğe mi erdi bilmiorum..

19 Aralık 2008 Cuma

elektrik fişli arabaaa

evet, ekinin dünyasında yeni bir obje daha: elektrik fişli araba tabelası. baslıgı bu sekilde attım, cunku tabelası varsa, yani officially, kendi de vardır die.

elektrikliarabasign2
biri bana, bu tabelayı ve objeyi açıklasın, anlatsın, örneklendirsin, anılandırsın..

bi an bööle köyden indim şehre hissettim yaw, resmen "elin gavuru.... " die başlayan cümleler kurmaya başladım :D ki hiç sevmem, yapmışlarsa yapmışlar alla allaaa.. da ne yapmışlar??

yani, arabanın bi kere fişi olucak.. hadi bu cepte diyelim, teknoloji diyelim, falan diyelim.. peki, şimdi anladıgım kadarıylan, o elektrik fişli arabamızı bi şekil tabelanın yanına getirdik; tabela ne diyor? fişi olan elektrikli araba alanındasınız. peki elektrik fişini, tabelann asılı oldugu direke mi baglıyoruz? nası bi alan burası? ya da nası bir direk? hadi diyelimki elektrikle çalışan arabamız var, hadi diyelim ki bu arabanın bi de fişi var; hadi diyelimki, hani oldu ya, paris'e geldik; hadi diyelim ki, bu sokaga da geldik; bi de üstüne diyelim ki fişi (diregin üstünde bulundugunu farz ederekten) prize taktık; peki şimdi noolucak:

1- 17 saniye sonra araba durur: ee bu arabaların kablolarını da pek kısa yapıorlar canım, 4 metrelik kablosu olan elektrik fişli, elektrikli araba mı olurmuş? hadi yaptınız bari, uzatmayı da hediye verin!!!
2- uzatma takarız ancak bi 4 metre daha gideriz..
3- 17 saniye sonra araba durunca, arabadan inip direkteki prizden fişi çıkartıp, sokagın diğer ucuna kadar gidip, eğer şanslıysak, oradaki direkte priz varsa oraya takabiliriz. sona tekrar arabaya gelip çalıştırıp bir sure daha gidebiliriz.:D

biri bana bu tabelayı açıklasın? yorumlara da razıyım:P

18 Aralık 2008 Perşembe

hangji yildayızsss?

:D

The_Concert_by_graymatterphoto photo by graymatterphoto...

hayr, foto falan yok. cunkuuu butun salaklıgımla, tramdan sona 54 numaralı otobusu beklerken " aaaaaaa ee ben foto şeysinin kartını toshibamdan almadım ki mi?" eh arasıra da olsa oluyo böle aklı bi karış havadalıklar.. neyse zaten, foto falan cekicek halim de pek kalmamıstı :P

cok feci superdi yaaa!!! feci ama!! sonlarına dogru hangi yıl?hangi gezegen? ben kimim? gibi soruları kendi kendime sormaya baslamıs olsam da, anlamlı, manalı, faydalı, "oh'beaa!li" bi eventdi..

yalnız, bizdeki o sıkış pıkış, aman erken gideyim, sahne önü, ezilsem mi? falan cumleleri yok, efendi gibi kocaaaaaa salon doldu.. sona tıpış tıpış otobüs-tram eve gelindi.

yalnız bir not daha, belçika biralarının alkol oranları ciddi boyutta yüksek. ben, şahsen, kendim, bilareee yükseklerde gezinip aşağılara inmekte zorlandım :D

..

15 Aralık 2008 Pazartesi

onestepbeyond be güzelim!

:) bu aksam, MADNESS konserine gidiyorum! rum! rum!

trenisation2
ordan burdan brosur topluyorum yine, bi baktm madness concert falan yazıyor ..zannettim ki, hani biz de hep oluyor ya "depche mode gecsiiii" onun gibi bişi.. ama az buçuk franszcamla, anladm ki harbiden madness.. hatta bir kaç kişiye söledim, alla alla onlar hala madness mı die sordular. o diil de, madness diyince aklıma hep goky ve dost gelir. neden bilmem... isterdim ama konser sırasında canlı telefon baglantısı yapayim da dinleteyim, hani yaparlar ya :)

öle iste..foto cekebilirsem paylasirim..bu arada site enteresan olmuş, aman diyim hakkaten kediye tıklamayın!

http://www.m-madness.co.uk/

ayyy, bi ton yazdm...site değişmiş..ulan ne hız beee, daha 2 gun once bakmıstım.. neysem...

14 Aralık 2008 Pazar

günübirlik eiffel sendromu

eiffel'e gidildi, goruldu.. mission completed..

eiffel-03
bisi soliyim mi? ben bu kadar etkilenecegimi zannetmemistim. hakkaten fecii devasa bi yapi. hatta altında dolanirken, yaa alla alllaaa.. nasi yani? olduk. tabi biz (doa et ekin) eiffele ulasincaya kadar nasil usuduk, nasil yuruduk anlatamam. .. dur anlatayim: otobusle gitti parise, yaklasik 45 kisi falan. ama turun konusu 68 kusagi parisiydi. bolca devrim, bolca anarsi duyduk, gezdik. sona serbest zaman geldi. biz doa'yla bir sekilde kendimizi ayaklarimizda donma acısı mcdonalds'da bulduk kendimizi. ne bi harita, ne bi bisey, dedik ki " yaa koskoca eifel, buluruzbi sekilde.." basladik yurumeye..

herkezin fransa tecrubesinden de duydugumuzu biz de yasadik. fransizlar eng konusmuorlar. hayir, anliyorlar ama niyeyse fransizca cvp veriyorlar. tamam, mimik vucut dili falan ama bir yere kadar. louvre sarayi, müzesi, efendim bi ton yeri bulduk gorduk ama eifele bi turlu yaklasamadik. gidioruz gidioruz bi bakioruz solumuzda, bi bakioruz sagimizda.. anlamadm.. sanirim soguktan beynimiz durdu...

neyse sonunda, ordan don, duzgit flan derken bir binann kosesinden donduk: "aaa-aaa iste eifelin ayaklari!!! " ulan bulduk beaaaa:

eiffel-01

ya, tam serseri dolanmasi oldu parisi. butun o turist egosu falan hic yoktu, sanirsin yenimahallede adres ariyoruz. valla eiffele ayip oldu biraz ama, bir daha kesin gidicem ve butun turistik materyallerle dolu, dogru durust parkın ordan yavas yavas yaklasarak gorucem eiffeli, böle sokak aralarndan falan pek olmadi :P

bi de biz eiffeli bulana kadar hava karardi, fotolar pek basarili degil.. ama tam hava karariyordu, isiklandirma falan.. diyorum ya kac kere dicem, coook etkileyiciydi.. donuma kadar islanmisim, .ok gibi üsüorum ve karsimda eiffel!

eiffel-05
eiffel-02 
ama gercekten iyi bir tavsiyem var: aman!!! sakin!!! sakin!!! asla kıs vakti gitmeyiniz, gercekten feci bi demoralize oluyorsunuz. ayaklarim (gercekten) sismis durumda suan. soguktan nasi aciolardi anlatamam.. aci icinde eiffel sendromu basariyla tamamlandi. deydi dogrusu.. diyorum ya o halimle bu kadar etkilenecegimi zannetmezdim..

bu arada, yine pariii hakkında blog girisi yapicam ama.. inanilmaz basarili sehir. heryerde ama heryerde mtlaka estetik birr detay var. ve ben bu kadar cok sanatsal degeri olan yapiyi bir arada gormedim. bayaaa yukleme oldu..

eiffel-07
bu foto da donerken otobusten cektim.. bozuk foto ama ana konu ortada..

10 Aralık 2008 Çarşamba

turkish-pin-up(pps!)

ilk cıkan erotik derginin adı cennetmiş.. bakındım biraz, peri, gala, 'yeni' harem var.. demek ki eskisi de var :) buyrunuz..(resmler ürüngidiyor web sayfasndan..)

cennete-sayi10-1953nette bulabildigim en eski sayı bu...1953 yayın tarihi..

cennet-sayi14-1954hammam style! (1954)

gala   
8814405_0
bi de, dönemin erotik kadınlarının pozları var. fotograf olarak satılıyor.. onemli nokta, ürünlerde "temizdir" ibaresi var.. (no comment)

birsen-ayda-01birsen ayda...

 elif-pektas-02 elif pektas

13875549_0 elif pektas
...
bizim de pin-uplarımız var???!!! ne sandınız? :D

8 Aralık 2008 Pazartesi

brüjleştirdilerimizdenmisinizki?

belçikann en turistlik mekanı bruge'e gittik nili teyzelerle.. gunubirlik, 5-6 saatlik bi geziydi. ama 5-6 saatte de yagmur yagdı.. cöp tenekelerinde bazı bazı semsiyeler goruodum, sona anladmki semsiyenin iyisi kötusu farketmez, senede en az 5-6 semsiye harcıo burdakiler. dogal olarak heryede semsiye satılıyor... neyse, nedi konumuz? hmmm brüjjjj... brüje gidip, brüj fotolari gostermiciim :)

bruges-03 
meri krismıs olayı şekerim, zate heryer cukolataydı simdi noel babalı cukolata dolu :) heryer kırmızııııı...

bruges-07
bunlar ekinin dunyasındaki en enteresan cükolatalar :D cooook komikti..

bruges-04  
havaya ragmen, gezintiye cıkanlar vardı. sanıyorum baharda falan super olur bruges.. keyifli bi yer, dar sokaklar, kanallar, cafeler.. kalabalık.. hmmm bide zaten anlamadıgım flamanca, burda daha da garip bir şekil alıyomus. normal flamanlar burdaki flamanların dilini zar zor anlıolarmış.. bi de turistten gına gelmiş amcamlara, biraz agrsif geldile bana.. ekleme yapayim, etrata bi dolu ispanyol ve portekiz turist var..

bruges-02 
yılbaşı süsü olayı kendini aşmış.. ee malum bizde koyun, onlarda noel baba :) etikete dikkat! evet, tek bir süsün fiyatı o!

bruges-05
sokaklar arasında bolca plein denilen göççük meydanlar var, ve agaclar falan noel dolayısıylanpek bi cici..bu arada sokakta gördüğünüz herkez ya cukolata yiyor, ya da waffle!! bir ekleme daha, ankarada waffle yediğini znneden siz sevgili waffle sverler, coooook coooook yanılıyorsunuz!!! inanılmaaaaaaaaaz waffle yapıolar...

bruges-06  
ee, bi meri krismıs da ben yapayim (hep ayten hanm olcak diil ya :P) bu foto ayaklarım ıslanmadan, dolayısıyla donmadan önce cekilmis guler yuzlu halimi yansıtıyor. zira, ayakkabılarımın icinde birer küçük japone balık yetiştirmeye karar verdim :P

bruges-01
veeee, bu da brüj janavarı!!! bir dukkanın vitrininden. dukkan krem falan satıyodu anladıgım kadarıyla, bu janavar ne amaçla ordaydı bilmiyorum, fakat kolaj bi janavar bu, malzemeyi de tam anlayamadm.. neyse öle paylaşma olayı işte...

bu arada gideceklere tavsiye, öle bankamatik falan cok yok.. exchange office'ler var, visa karınızla cekim yapabiliorsunuz. ama eger kartınızda çip neyim yoksa o da olmuyor. ya post office'in onundeki bankamatik kuyrugunda bayaaa bekleyip cekeceksiniz ya da ıydır kıytır, köşede falan bir-iki bankamatik var.. ben uyarayim de....

..ekn..

6 Aralık 2008 Cumartesi

kırmızı (ya da pembe) replikler...

trenisation 
yok yok bana televizyon segretmek yaramio.. butun o kurmaca hayatlar, replikler.. inaniyorum sona.. valla! bole ayyyyyyyyyyyyyyyyyy moduna giriorum, gozler dolu dolu "ahaaaahahahaaaa" die basliorum, sona tak reklam! sok icinde kaliveriyorum..

inanma kismi bazen sacma olabiliyor kabul ediyorum, ama hele bir de ask sahneleri falansa, mutlaka kendime bir sekilde uyarlayip, salak gibi ya aglamaya basliyorum, ya da sinirden kudurup bagirip cagiriyorum (ki bilenler bilir, iyi bagrinirim:)) neyse, konu bu diil konu, o aptal kutuda gosterilen duygularin, repliklern ne kadar kurmaca oldugunu unutup, inanmam.... skc bi durum.. (istediginiz sesli harfi koyabilirsiniz aralara).. benm isim de zor canm, öle cok feci duygusallik barindiran filmlerden uzak durmak kolay degil. bu arada her turlusune kaptiririm bilginiz olsun; en adisinden 15. sınıf filmler ve iskence haline gelen turk dizileri de buna dahildir. mesele, kutunun onune gecmemekte:) bunu basarabilirsem problem yok... hmmmmm mesela, baska bir ornek ben sevgililer gunlerinde de disari cikmayi, icki icmeyi de pek sevmem, aslnda sevmem değil sadece önlem olarak tercih etmem. cunku heryerde kirmizi (veya pembe, trend olayi) kalpleri gorunce falan kaptiriyorum naaapim??? son senelerde aldigim en iyi onlem, annemle birlikte içeriginde herhangi krmz (veya pembe) bir duygu barindirmayan seyler izlemek. mesela banka soygunu falan, ya da en adisinden yarisma programlari.. birebir!! :D

ole iste... anladiginiz uzere bir trt duygusalini bitirip aynen yukari cikip, can kurtaran bilg. sarildim... herkeze en kurmacasndan kırmızı duygular efendim :)

 

1 Aralık 2008 Pazartesi

kulaklar küpeli deliiii

cok feci sirin kupeler yaw..iklime ve kendime aldm... tekli satılıo olmaları da guzel..

iklim-kupeler2
iklim-kupeler1
kaset yaaaaa!!! :D
.

sonunda gent!!!

hasip hoca gitti, elif gitti, eylulde doga gitti, veee sonunda ben de gittim :) once bi hostelden yer ayirttim, sona tren falan yollari ogrendim, ciktim cumartesi sabahı evden... tamam sabah degildi, yalan solemiyimm..oglen gibi.. tren bileti, platform ara bul derken bir de baktim gent st-pieters trenndeyim. tren o kadar cok durdu ki, herhalde geldik die her seferinde panik oldum.. hani, turist gezenler kulaklıkla muzik dinlemez, her turlu uyarana algıları acık olsun die..ben de öleydim..saf saf etrafa bakınan bi tip.. ama donuste gayet rahattm, artk ogrendim ya, efeler gibi vagonda yürüyorum falan, acaip böle.. :)

ekin-1gentte

neyse, gent superdi. anladım ki, bruksel hakkaten sıkıcıymıs :P tamam abarttım biraz.. neyse, heryer, her sokak genc dolu.... brukselden daha soguk geldi bana ama herkez sokaklarda..

neyse, onceden netten otel rez. yaptım. aslnda hostel die gecior. hep duyarım hstel falan ama ilk defa tecrube ettim. rez. yaptırıyorsunuz, yaklasik 17,50 gibi bi para odedim bi gece icin. kızlar dorm'unda dort kisilik odalarda kalıorsunuz. eger uyeliginiz varsa ki 6 kere kalınca oluyor, daha ucuza kalabiliyorsunuz. kahvalti dahil bu arada.. gece bi saatten sonra kapatiolar girisleri fakat, her gece icin sifre veriolar,istedigin saatte gelebiliorsun. ve sıcacııııık..

gent-02 
hmmm tek problem, sabah 10da odadan cıkmak zorundasın.. 8-930 arası da kahvaltı var. eger kalkabilirsen :) ben saat falan kurdum, ama germisim kendimi herhalde 3bucukta yatmama ragmen nerdeyse hic uyumadm... hmmm bi de, check in yaptiginizda carsaf ve yastk kılıfı veriolar kendiniz seriorsunuz, sonra checkout'da geri toplayp veriorsunuz.. bana ilginc geldi:) mantıklı.. sanırım bir dahakilerde efe-turist egosuyla daha bi rahat olurum :)

gent-01 
ben checkin yaptıgımda ranzann alt katları tutulmustu... normal olarak yukarda yattım, ama ilk kez üstte yattm (tuba?sizde de hic ustte yatmadm dimi?) neyse..30 yasinda normal (tipik) bir turk kızı olarak yastıgımın altına odann anahtarını koydum! amaaaa uyuyamadıgım icin, ruya falan da gormedim!!! ya da sanırım kötü gercekleri kabul etmek istemiorum!!!! :P

neyse, doa ile bulustuk, beni gezdirdi sokaklarda.. ama o kadar muhabbet ettik ki, nereleri gezdik falan hatırlamıorum :) okul, belcikadaki turkler, fransızca-flamanca karısıklıgı, belçikann biraları, doanın filmi falan derken sonunda bir yere gidip oturduk. saolsun doa bana bi ton farklı bira dnettirdi! :)

doa-gentte 
gent-03
hmmm bu enteresan, resmde cok gorulmeyen ama yuvarlak icerisine alınmış görüntüde çocuklar Şovalyecilik! oynuyorlar. biz de vardır ya hani, kovboyculuk, poliscilik hadi bilemedin evcilik.. burda şovalyecilik!!! hem de full aksesuar!! :)

gent-06 gent-07
ekinin dunyasında baska bir enteresanlık daha: tamam canım, bilioruz herhalde milyon tane farklı bira var! bana enteresan gelen, hepsinin kendi ozel bardagı var!! yani, hangi biradan icerseniz onun ayrı bardagı var, ayrı model, ayrı süs, ayrı uzunlukta bardaklar. bizdeki gibi tek tip efes fıçı bardagı degil :) bu yukardaki resimdeki bardagın masaya yakın kısmında ev figuru islenmiş, ev derken kale gibi evlerden, çünküüüüü birann adı kasteeel : castle. muhtemelen kalede üretiliyor :P promil kısımları da ilginc, her birann promili faklı.. bazısı %10.4 bazısı 5.1 falan degisiyor. nese cok cahilim bu konuda yanlıs bilgi vermek istemem......

gent-05 
sonraaaa, frit yemege gittik. frit dedikleri, bildiğiniz pa-ta-tes kızartması..bur da aspava gibi bişiii. 24 saat acık fritçiler var. bilimum sosla tabii.. önemli olan soslarıymıs.. biz samurai sos aldık, harbiden feci acıydı!!!

ertesi gun de sabahn köründe kaltım, butun otel uyanık tabi, hepberaber kahvaltımızı yaptııııık, sona yollara dustum elbet.. sabahın köründe resmen kı.ım dondu!!! bomboş sokaklar... neyse, bi sekil eve geldim.. super eglendim, super keyifliydi. doa'cm sana da burdan coooook tesekkur! daha gelicem, ve oraya buraya gideriz artk :)

+++ diceksiniz ki, " bu ne yaaaaaaaaa sürekli doayı cekmissin, baska foto yok mu?" buyrunuz asagıda efendim.. bi de, gelin buraya sizinkileri de cekeyim zevkle :)

ekin-genttebi ton kanal var sehirde...
 
gent-08 09:33 sabah sabah yollara dokulme durumu...

+ hmmm bi de werregaren straat olayı var, detaylar burda...
(www.streetartfalan.blogspot.com)
.

27 Kasım 2008 Perşembe

özgürlükler ortamında görmezden gelinen bütün özgürsüzlüklere özgürce protesto.

özgür olduğunuz ortamın, ne kadar özgür olduğunu tedirgin bir şekilde merak etmiyor musunuz.. işte kendimce yaşadığım görmezden gelinen birçok özgürsüzlükten biri...

protesto ediyorum kardeşim.. google dedik bagrımıza bastık.. dediki, adsense var al kullan, hem sen kazan hem biz.. tamam dedik. bunu diyeli 8 ay faan oluyo galiba.. problem değil olmassa olmasın da..olmadıgını bari söle... hadi tamam onu da gectim esas problemim şu:

google'a ulaşmak imkansız.. bir turlu mail atıcak, telefon açıcak, dedimi anlatacak ya da herhangi bir şekilde beni sakinleştirecek hiç bir buton, bilgi, vesaire bulamıyorum.. nasıl olur ya?

tamam, anladım, hesap onayımın gelmesi çoooook uzun sürebilir. bunu kabul edebilirim. fakat ben sıkıldım, onay istemiyorum, iptal etmek istiyorum..belki sonra yine denerim deme şansınız yok. cunku onayınız (yada onaymayınız) gelmediği için hesabınıza girip iptal de edemiyorsunuz?!??!!!? yardım sekmesine girdim (ki hiç sevmem sss okumayı) hadi foruma da girdim, yaklaşık problemi olan forum sayfalarını da buldum, eeee?cevap yokk ki? haaa bu arada yanlış anlaşılmasın, forum derken google adsense official forum yaniii....

hayır efendim, google'ın çalışma ortamı resimlerini görüyoruz nette falan, özendirici.. valla ben de çalışmak isterim google'da herşeyden önce müşteri ile muhattap olup, müşteri problemini çözme gibi bir görevleri yok!!! dolayısıyla, "ooooh oturayim şu yeşil şişme koltukta, kahvemi içeyiiiiiim, bi de gelene geçene google kartımı vereyim... eheeeehe, ben senn o hergün arama yaptığın google var ya? hah orda çalışıyorum:) nezih bir ortam!!profesyonel yaaaani!!" dersin birader.

ha diceksin ki, bu yazıları yazdığın blog uzantısıda onlara ait. evet??? neyseki daha problem yaşamadım burda, ama bundan sonra da yaşarsam, giderim, başkalarının beslemesi olurum??? tamam yoğunsunuz, acaip bir şirketsiniz siz, benim küçük beynim bunu anlamaya yetmez(!!!) ama bir hizmet sunuyorsan, yarım yamalak yapamazsın bunu.. iki gunde onay alan aptal saptal siteler var yaaaa, gözünün yağını yediğimin google'ı??? yapma böle, iiice aptal yerine koyma adamı, iyice koyun gibi gütme adamı!!!

özgür düşüncelerin yayın hakkı bulduğu blog ortamını sağlayan ama özgür düşüncelerin özgürce yardım alamaması için milyon tane link vererek dönüp dolaştıran destek/support bölümleriyle ...... bu mudur özgürlük?

özgürlük nedir arkadaşlar? sırf sana "özgürce yazabilirsin kardeşim, al sana blog!!! " dedikleri için ne kadar özgür olabilirsin.. bu şey gibi, hmmmm; etrafın kocaman duvarlarla çevrilmiş bir çocukmuşsun da ama birileri seni almış havaya kaldırmış, sende duvarın üstünden dışarıyı görmüşsün, sanki duvar hiç yokmuş da özgürmüşsün gibi.. ama sonra o birilerinin seni kaldırdığı kolları yorulmuş aşağı indirmiş, al sana yine duvar...

orda burda bayrak sallayıp, aman biz kaç kişiyiz die kalabalıkla gaza gelene kadar, önce aynada kendine bi bak bakalım? ve düşün ne kadar özgürsün? ve bunun için ne yapmayı düşünüyorsun?

(konu nerelere geldi...neyse..öle) ekn.

26 Kasım 2008 Çarşamba

buggles, who killed who

1 agustos 1981'de yayına geçen mtv'de ilk yayınlanan video olma özelliğine sahip şarkı, buggles "video killed the radio star" videosu... şarkının benm zamanımdaki versiyonunu hatırlıyorum ama orjinal versiyonu olup olmadığını bilmiyorum.. doğal olarak bi ton kişi coverlamış parçayı.

Video_Killed_the_Radio_Star_single_cover 
video içn ahanda buraya tıklayıız...

hmmmm, biraz önce birkaç tanesine baktım, benm bildiğim orjinalmiş zaten...neyse..gelelim sıkıcı olan kısma; teknik bilgiiiiii :)

New Age olarak tanımlanan tarzda sanatlarını icraaa eden Buggles, 1977de kurulmuş; Video Killed the Radio Star da 79'da The Age of Plastic Albümünden bir parça. daha sonra aralarından g.dowless yes grubunu kuruyor..falan ...

TheBuggles 
1981IAmACameraBugglesGer
bu da enteresan bir kapak olmuş....

mtv'de yayınlanan ilk klibin adının video killed the radio star olması da feci ironik.. lisansta başak vardı bizim, onu hatırladım... bayaı uzun bir süre, hergün belirli saatte radyo dinlerdi, radyo-filmi dinlerdi... hani baya karakterler dialog içerisinde, efektler falan genelde aşk konulu arkası yarın radyo dizilerinden... (başak, okursan ulaş, nerdesin yaw?)

sizi bilmem ama, mtv-turkiye cıktıktan sonra pek bi izlemiyorum.. zaten hep realityshovlar, efendim bi böle gençlik dizisi tadında bişiler.. video klip haricinde ersey var gibi.. music video'su tabirini ve klasmanını (ya da alanını, her ne demekistersen..) ortaya çıkartan, sektörde bir alan yaratan (gerek tasarım gerekse iş dünyası) mtv şimdi video dışında başka promosyon alanı mı yaratmaya çalışıyor. gerçi, ünlülerle 5-6 hafta reality shov kıvamında dizi konseptini de çıkartan mtv galba? hmmmm bunu araştırmak gerek ... ama turkiye mtv'sinin tek takdir ettiğim yanı, anime'leri televizyona taşımalaraı. tamam, yer yer ve zaman zaman televizyonda görebiliyoruz anime, ya da net üzerinden ya da dvd'cilerden alınabiliyor... ama tv'de adult anime yayınlama olayı tek artı yanı galiba.. adult demişken, içinde şiddet olan adult, aklınız başka yerlere kaymasın cicim... yine cok uzattım... tezmle ilgili arş. içerisindeyim, daha farklı, enteresan bilgileri arasıra paylaşma umudum var... umut bu, olur olmaz.. :P (gecenn bi yarısı, kafam binlerce küçük parça halinde klavyenin üzerine patlamasından önceki son dakikalarım.... alttan alın..)

23 Kasım 2008 Pazar

hani ööle kar mar yağmazdı???

bana dedilerki, brukselde öle ahım şahım kar falan yagmaz..yagsa yagsa kışın ortaında böle serpiştirir... hadi canım!!! bildiğin kar yağıyo, hemde fırtınalısından..ööyle " Aaaa kar yağıyo, haydi dışarı çıkalım" edaları yemiyo, ben çıktım ymedi:) geri dönüp şemdiye aldım falan.. rüzgarlı müzgarlı, nord istasyona kadar gidebildim, para çektim geri geldim, o derece yani...

snowin-brussels

brussel-in-white01
ne zamandır kasım ayında kar falan görmemiştim, bugüne kısmetmiş ayol...

brussel-in-white02

brussel-in-white03 .

22 Kasım 2008 Cumartesi

streetartfalan

bu sokak ve art meselesi çok kafamı kurcalamaya başladı. cok bayagı örnekler kadar, basarılı örnekler de var... butungorduklerimi, fotolarını cektiklerimi bir blog sitesinde toplamaya karar verdim:

http://streetartfalan.blogspot.com/

sizlerden de fotograf bekliyorum.. baktınız, gördünüz, çekiniz ve yollayınız: ekinklch@hotmail.com

brussels-streetart-naamsestraat-03

.:kedili.ev:.

bugun, fırtına kar demeden, sehir gezgini sehir kaybolmalarımdan birinde, bir sokakta bu eve rastladım.. önce veteriner falan sandım ama herhangi bir tabela neyim bulamadım:

cathousse-05
heryerden kedi fışkırıyor gibiydi :) evin icini tahmin bile edemiyorum yaw :)

cathousse-03 cathousse-02
cathousse-04 
....