31 Aralık 2010 Cuma

yılbaşı kartı

abem cüppe töreni ---- iklim avukat'anım oldu

iklim, geçen çarşamba cübbesini giydiiii; avukat'anım oldu.. ailecek ankara barosu eğitim merkezindeydik (abem)... esprili bir başkanın eşliğinde, herkez ayakta yeminler edildi efenim.. ananem giydiricekti iklim'in cübbesini, bu sene değiştirmişler ama, cübblei bir avukat, yeni avukata cübbesini giydirmeliymiş :) bu cübbe meselesi pek bi önemli yani! aman diyim, etrafınızda avukat veya adayları varsa dikkat ediniz, bayrak gibi bişey bu yani, önemli!! :) salon, organizasyon, başkan, insanlar falan iyiydi bi sorun çıkmadı :) herkez deli gibi fotograf çekiyo, bizim ailenin gözler doldu falan... bu arada dedim ya, başkan (resimlerde, sahnenin ortasında duran güleç insan) avukat adaylarını çağırırken bayaa espriler falan, iyiydi:) iklime sıra gelince şööle dedi:  

"iklim, hazır mısın avukat olmaya??!!?!" :)




































böle bi giriş yaptıktan sona işte fotolar:









29 Aralık 2010 Çarşamba

bubirkitschenetkinliğidir





sergimizi açtık.. ufaktan isimleme yaptık.. şimdi de blog zamanı.. bakalım bizi nerelere götürecek bu 'bubirkitschenetkinliğidir' oluşumu :) 5 ocakta da söyleşmemiz var, yine aynı mekan, galeri karada.. söyleşivereceğüz.....

 işte link:
bubirkitschenetkinliğidir

22 Aralık 2010 Çarşamba

nada.da.da.da.da

bu foto için erdem tekinay2a teşekkürler yaaani :)

hola.mola.kola



fffffffffffffffffffffff yazmalayı bayaa oldu tabi.. dün tez draftlarını verdim...sonunda... 19 ocakta da savunma jürim var.. bakalm.. bayaa bi rahatladım aslında, ama bu işin daha 1-2 ayı var.. olsun, yazdım ya :) kabuslu günlerin kaabusu accık azaldı..///// geçen hafta cuma da açılışımızı yaptıııık.. bayaa kalabalıktı, gelen herkeze çok teşekkürler :) afterparty ise bayaa dağıtıcızimasyondu!! heeerkez feci dağıldı valla :) buzeller de, kıyamam taşıdı beni bayaa; kaybedilen telefonun gidip alınması falan, 3 gün evden çıkmadan yaşadım nerdeyse... merqsi bebeimm...

esprirasyonalite blogunda yayına devam edilmekte ama burası için biraz daha zamanım var açıkcası.. draftları verdik ama haaala iş-güç meseleleri işte..
////////////////
bu tarihten itibaren tekrardan backin'bloggin'babe!!
.
http://enspirasyonalite.blogspot.com/
.

6 Aralık 2010 Pazartesi

SERGİ:KAPALIYIZ/CLOSED



Kapalıyız sergisi üzerine;


Kapalı sözcüğü anlam olarak; açık karşıtı, geçilmez durumda olan, çalışma süresi sona ermiş, müphem, bulutlu, karanlık, gizli, saklı, içe dönük, dış çevreyle ilişkisi olmayan olarak dilimizde tanımlanır.  "Kapalıyız" başlıklı sergide, bu anlamlara karşılık gelen bir tür içe dönüş haline vurgu yapmakla birlikte,  bu kavram altında birleşen sanatçıların, toplum karşısında  "dışlanan" sanatçının yalnızlaşma süreçlerini kapsamaktadır.

Özellikle Türkiye gibi coğrafyalarda, içe dönüş - kapalı olma hali tüm şiddetiyle yaşanmakta, günümüzde sanat - sanatçı tüm uğraşılarına rağmen iletişimsiz kalmaktadır. Topluma nüfus etme  eğilimleri her zaman bir tür kapanışla sonlanmakta sanat ve sanatçının bilinçle dışa açılma hali anlamsız ve değersiz kalmaktadır. Bu bağlam üzerinden kurgulanan "kapalıyız" sergisi açık karşıtı olan kapalılığı kabullenme durumu değil, tam tersine bir tür direniş özelliği taşımaktadır. Bu direniş; dış çevre ile ilişkisi olsun ya da olmasın, bulutlu ve karanlık bir kapalılık halinin, gizli saklı müphem bir durumun ötesine geçerek bir tür içe dönüş refleksi ile kendi başına varlığını temsil etme direncini göstermektedir.

Fırat Engin

"Bu bir Kitschen etkinliğidir."
Katılan Sanatçılar: Zeynep Aran / Guido Casaretto / Fırat Engin / Elif Varol Ergen / Şinasi Güneş / Aslı Işıksal / Ekin Kılıç / Ardan Özmenoğlu / Esra Sağlık / Seval Şener / Erinç Ulusoy.

24 Kasım 2010 Çarşamba

i'm back beybi :)

hmmmmm..bayadır yazamıodum ya, evt sonunda oturdum biton yazacağım, saatlerce bakıp yazıp silip bi daha yazabilirim........ ev ii gidio, geçen hafta da, aycaylan vede barlaslan oturuoduk, benm eski vestel dvdplayermla film izleme çabalarında, sonunda barlas dediki: kalkın gidiorus, dvd player alıp gelelim, bu böle olmucak :) bayaa yeni dvdm oldu, şimdi her turlu kopya dvdyi de göstertio..pek memnunum...

+ bu arada kopya veya bulunamayan filmler dvd'si almak isteyenlere yeni bir yer keşfettim, hem ucuz hem de adama "yaaa acaba şuşuşu film var mıydı? ya da yazdırsam sona siz bulsanız da gelip alabilirmiyim?" falan sorularına pek de gerek kalmadan, bayaa adamların archieve'nden bisürü film bulabiliosunuz. çok uzattım dimi? mekanın adı cult: bestekara girerken solda kumpircimsi yemek mekanı ile elektrikçinin arasında.. isim de iyi di mi? eskiden cult die bi yer vardı harbiden, bilenler bilir, az mı bekledik kapısında... şekerbankın hemen ordan dönerdin aşağıya doğru, kıytırıktan küçücük mekan---dı--- neyse öle işte....























SeeWeed_by_MichaelShapcott

+ smurf die bi oyun keşfettim i-phone'da bayaa kafayı yicem yakında :) şirinler kasabası kuruosun falan.. facebook-tarla muhabbetine hiç giremedim-girmedim.. ama sanırım bu da öle bişi.. bi süre daha oyalar beni gibi :)
+ doktora ezimle ilgili ufak tefek gelişmeler var... belki, sanoyorum, belliolmaz ama, aralık sonuna vermem gerekebilecek gibi.. zaten uygulamalarım aşağı yukarı bitti, yazması kısmında da accık bişii kaldı, şöle bi kapanırsam, konsantrasyon falan bitiririm ben onu, bişi yok.. bian önce bitsin de önüme bakayim istiyorum.. bayaa insanın ayağına ayakbağı oluyo yauw...
+yapılacak çok iş var; sergi, sergi,trafo, sergi falan bişiler derken ooooooooooo bayaa iş var...
+bi de yakınlarda harbi seksenler partisi yapıcam.die düşünüyorum :)
+başkaaaa, bu aralar yeni bir iş ve sergiyle uğraşıyorum, yakında officially anlatıcam buralardan..bekleyiniz..sevgiylen kalınız.. i'm back! :)

olllley!!!! internetim geldi !!!!!!!!!!!!!

internetim yaklaşık 13 dakika önce bağlandı test edildi, bakıldı edildi veeee online'm artık!! oh beaaa!!! teknoloji kırmızı kutu evime geldi sonunda :) şimdi bir kahve, biras music, zaten yağmur falanda çırpıştırıyor, oooooogh! akşam gra335 sınavı var ama olsun, nasılsa ben girmicem sınava :)























"when you're a circus clown" photo by miamia at deviantart

lallaaaa lllalllllaaaaa la laaaa lallaaaaaaaa

23 Kasım 2010 Salı

İNSTAGRAM app

son zamanlarda, sayın nora'nın da iteklemesiyle instagram uygulamasını deliler gibi kullanıorum.. (uygulama=aplikasyon=app) bi de tweeter'n da varsa oooooooooooo :) aslnda çok basit bazı foto efektlerini kolayca uygulayıp, fotolarını yayınlamana olanak veren bi app sadece ama.. acaip keyifli... haaa, belirtmeme gerek var mı bilmiyorum ama, bu bir i-phone uygulamasıdır!! :) ne?daha i-phone'nn yok mu?? cık cık cık, bu konuyu konuşmak bile istemiorum.. :P



















aşağıda yayınladgm fotolardan bazıları;
iklimklch ve fotojeniklikleri :) ------ 3.resmde sayın ayten hanım ananesi de görülebilir :)






















--------------------------------------------




 
 19 kasım'ı kutlama/anma gününden pipet'n'love !!!

22 Kasım 2010 Pazartesi

Yaşasın İnternet !!!

kaybetmeyen, yoksunluğunu anlayamaz arkadaşlar. yaşasın internet diyorum, buldumcuk oldum diyorum, o kadar ki, hala blog neyim yazamadım diyorum, ama yazıcam diyorum :)

9 Kasım 2010 Salı

ekin'in streetart'ı

bayaa oraya buraya çalışma görselleri koyduk efenim... enspirasyonalite blog'unda son 2 haftamı Harcadığım duvar resmi projemin fotoğrafları var efenim :) bayaa artık bir duvar portfolyosu oluşturma isteğindeyim..... 
















>>>> diğer fotolar ve detaylar buradaaaaaaa






















>>> bu da, street art işlerimde kullanmaya karar verdiğim imzaaamtrak şeysim :) hani sööliyeyim de, orda burda görürseniz tanıyın, bilin, "arkadaşım" diyin, "hocam yauuuuw" diyin, olmadı "blogunu okudum ben bunun yeaaaa!" diyin :P

bu da deviantart linki efenim :)

ööle, görmemişin interneti olmuş, ya da internete kavuşmuş, yazıo da yazıo :)

ayca donmez quartet afişi :P























ee tabi, bi dönem "stop motion video yapçam ben ayçaya!!" diyerekten bi milyon ton ayça fotografı çekince, bi milyon ton ayça posteri yapacak malzeme var yaaaani :) poster sayın cem malak'ın emeğiyle, bayaa yarım saatte çıkmış bir poster :) ben pek keyif aldım :)

deviant linkiiiiii

4 Kasım 2010 Perşembe

evde internetim yok::::::::

ay, hala bağlatamadm interneti ama, başvurdum bu hafta geliyor internetim :) bu aada ekim geçidi sergisini açtık ve bi de beytepe kampusta bir duvar boyuyorum :) hızlı geçio hersey, yoruluyorum ve bi de kafam allak bullak yogun :) ama güsel :) resimlerin devamı: enspirasyonalite blogundaaaaaa

19 Ekim 2010 Salı

new.home.sweet.home

yine, yine bayaaadır yazamıyordum..malum okul başladı falan.. bide yeni(eski) ewime çıktım; internetim yok daha falan derken, öğle arasından önce accık bi vakit buldum da yazıyorum :)

evt efenm, yeni home sweeet home olayına girdim :) daha yapılacak çok şey var tabi, ufak detaylar üzerinden keyif alaraktan, yerleşmeye çalışıyorum.. dediğim gibi internetim yokdaha, çünkü öncekinden kalma borç birikmiş, eski kiracı borç takmış da olur :), falan derken daha başvuramadm.. bu arada telekoma borcunuz varsa, bu ay kampanyaları var, %30 indirimli ödüyürsunuz; ve tahmin edin, hiç bir zorluk çekmeden ödeyebiliyorsunuz :) i did it babe!! :) neyse, dün biriki foto çektim falan, bazılarını paylaşayiiim :)























>> efenim, burası salonumun ikinci kısmı; YEEMEK ODASSSI11 :P ben tabi çalışma odası niyetiylen kullanıyorum..karşıdaki kırmızı duvara kütüphanem gelicek; ve bilimum kutulara tıktığım kitaplarr.. biara annemin evinden getirttcem onları da bakalım... sandalyelerime gelinceeeeeee; sandalyem yok(tu) annemden bi tane çaldım, bi tane okulda atılmış buldum, yağmur yemiş falan.. böle böle tamamlıcam sanırım; evime hediye almak isteyenlere duyurulur, kendi evinizden sandalye çalıp getirebilirsiniz:) tek istediğim tahta sandalyelerden olsun; böle minderli falan yemek masası sandalyesi... :P























>> ayakkabılıııkım; olmadı tabi ama, bi ton ayakkabı falan, naaapcam bilemedim; bakıciiiiz... hayır nie şimdi bunu bizimle paylaşıosunki, bize ne senn kokuşmuş ayakkabılarında!!öööög! demeyin, üzülürüm :)























>> buda öööle bi köşe;;;; o beyaz abajur varya, işte o abajuru yeni aldm :) onu koyunca, pek bi keyiflendim falan bişiii... oldu yani... :)

neyse, böle bişiler işte, umarım kısa sürede toparlarım...da bi açılış kokteyli yaparıs... :) geçen hafta biraz sıkıntılı geçti ama bu hafta keyifli başladı evimde.. mutluyum, mutlusun, mutlu olun :P

ps: bu arada bu fotolar ve daha da fazlası tabeki buradaaa:

enspirasyonalite

6 Ekim 2010 Çarşamba

düshüncemelilik hali

çok düşünce var yazmak istediğim.. yazmaya çekindiğim, orda burda sözel dile getirdiğim ama yazmaktan çekindiğim.. korktuğum.. sonra, kendi kendime bu sabah "ekin, yaaaaa, yaz bea, nooolcak zaten iki gıdım insan okuyo yazdıklarını, hem ööle konuşup konuşup sona da çekincemek ikiyüzlülük oluyo.. okula git, ne varsa aklında yaz."
....

>> şu başörtüsü/türban meselesi hakkında.. sayın üstün bir altı yöneticimiz (genel anlamda)'in dün televizyonda bir cümlesi yayınlandı: (yaklaşık yazıyorum tam alıntı değildir.) "herkez istediğini giysin, dar pantolon giyene niye giydin deniyor mu?"

deniyor efendim!!! kısa etek giy, sonra da "cık cık cık" bakışlarını, hatta bir adım ötesi, olmamış laflarını ye!!! bir arkadaşım anlattı, hep aklımdadır burdan yazıyorum; istanbula ilk taşındığında bir iş görüşmesi için, hiç bilmediğim bir istanbul semtine doğru gitmek üzre dolmuşa binmiş, diyorki, üzerinde dizine kadar olan bir kot etek varmış, dolmuşta oturunca da, accık dizleri görünür gibiymiş, sona adamın biri (bak bak cesarete, ve kendine güvene ve de neye güveniyosa artık..) kıza "bacım, yalnız dizlerini örtersen..." demiş!!! ya sen manyakmısın, sosyopat mısın, sapık mısın? sana ne lan!! bakma??!?!!!! daha da kötüsü, arkadaşım bana anlatırken şunu da ekliyor: "allaatan, yanımda hırkamsı bişi vardı da örttüm dizlerimi..." yaaaa ezikliğe bak yaaaa... bu mudur özgürlük??

tamam, isteyen istediğini giysin diyoruz da, düşünebiliyor musunuz ki, ben istediğim kıyafetle ulus'a ya da daha bilmediğim herhangi ücra ankara semtine gidebileceğim.. bayaaa, herkezin yaptığını düşündüğüm gibi, kızılaya ya da ulusa gidiyorsam içimden lanet okuyaraktan daha mutaaasıp giyinme çabasına giriyorum. ben bile! sıcağın ortasında, kızılaya giderken pantalon vesaire giymeye çalışıyorum... bu mudur özgürlük...

laf çok, millet konuşuyor, ama pratiğe gelince, sokağa gelince işin rengi değişiyor.. sinirleniyorum, öfkeleniyorum, şahsi algılayıp bozuluyorum, alınıyorum vesaire.. bunun çözümü olarak, "türban da yasak olsun kardeşim" söylemi yapmıyorum, yanlış anlaşılmasın.. bazı şeylere, devlet, hukuk falan fişman işlere kafam çok da basmaz açıkcası.. ama ben sokağı biliyorum, yaşadığım çevreyi ve en önemlisi kendimi biliyorum.. bazı sebeplendirmelerin, ne kadar saçma, aptalca, hatta manyakça akıl almaz olduğunu biliyorum, anlıyorum... tekrar etmek istiyorum:

acccık IQ kullan eeeeey halkım!!!

konuyu biraz daha abartılı şu şekilde de ifade etmek isterim; zira birçok ortamda bu egzecure benzetmeyi kullanıyorum: diyelim ki ben budist-vari bir inanca sahibim, ve inancım gereği turuncu turuncu cüppemsi bir kıyafetin altında çıplak çıplak dolaşmam icap ediyor??? eee??? nooolcak?? izn verilecek mi? ya da daya mı yicem?? ya da ahlak polisi falan bişiler mi olcak???

accık IQ yaaa???

eğer konu özgürlükse, bu taraftan da bakın..
sindire sindire ne hale geldik, geliyoruz zaten.. üzülüyorum yaaa.. valla... çözüm nedir bilmiyorum?? devletizisyenler, hukukizisyenler, diyetisyenler, bişizisyenler bişiiler yapsınlar... bu şekilde, iki türlü de yaşanmaz... sen de, eeeey IQ kullanan okuyucu, izleyici, yaşayıcı susma!

(oh bea!!! rahatladım..)

1 Ekim 2010 Cuma

banu'ya modellik yaptım!!

veeee ewt, ilk modellik deneyimimi yaşadım bugün ve hemen aktarıyorum. banu (oda arkadaşım :)) yüksek lisans tezi için çalıştığı bir tiyatro afişi için, desen çiziyor mürekkeple, konu köylü kadın ve bişiiiler veeeeee duruş için yapılan seçmelerde (:P) ben seçildim!!! fotolar duruş örnekleri için ama bayaaa şopardık---tabi eğer yayın hakkı verirse de burdan yayınlarım artık.. :P milyon adet foto var :) sadece şoparma fotolarını koyabiliyorum.. iş bitince, burdan yayınlarım:) bu arada sol elimde tuttuğum siyah yuvarlanmış atkı, sonrasında bebem olucak.. bebem ve ben zorlu günler geçirio olucas; kuma gelicek üstüme, iki de çocuk falan rezalet yani :) keyifliydi, teşekkürler banu :)


30 Eylül 2010 Perşembe

Yok Artık yAuww!!! Vimeo'dan ne istediniz??? accık IQ kulllansan ya eeeey halkım???

yaaaaa allllaaaa alllaaaa yaaaa, what the fuck yaaa?? sonra kızıyorlar ve diyorlar ki: "yaaaa olur mu burası senin ülken sen gidersen o giderse ne olur ülkemizin hali?" yaaaa hocam bırak bu işleri yaaaa!!! yok artık demek istiyorum, yarın öbürgün de interneti kapatır bunlar, mazaret çok!!! cık!cık! yazık!

Yazık ki, bazen iki saniyeliğine idealist düşüncelerle "yaaa olsun, bi şekil aşıcaz bunları, şu işi de yapayim" ya da "bir kişinin kafasında bile soru işareti bırakabilirsem, bu da yeter!" diyerekten doluyorum..... ama yazık...çok yazık..

bayaaa atlayaraktan şuraya bağlıcam; önceki yazılarımdan birinde yazmıştım:
accık IQ kullansan ya eeeeey halkım???

ps: bulunduğum üniversitenin kampusundan, dns ayarları yapmadan gayet çıkıyor youtube da, vimeo da, bişiii de..... ama bu yine de susssssmamı gerektirmez...

ps': buyrun bu da bir link okuyun die

angela fraleigh oilpaintin's





http://bestbookmarks.net/art/oil-paintings-by-angela-fraleigh

yagmur ve araba ve trafik

ama artık yazmak durumundayım.. nedir hocam bu yagmurlu gün trafiği muhabbeti? şimdi durup durup, yagmur yagdıgında neden trafik durur muhabbeti yapmıcam meraklanmayın.. feci klişe bir geyik oldu bu... yazmayı düşündüğüm şey başka..






































şimdi yağmur yagıo deli gibi önünü zor görüosun, ne demeye gaza basıosun eeeeeey denyo sürücü.. yer kaygan, görüş açın zayıf, yer yer şehir planlamacıgından yoksunluk dolayısıyla göletler var, eeeeee? niye basıosun ve de nie makaslıosun??? hadi arabana güveniyorsun da şöööle bi cümle kuruosun :

"eheheheeee bu araba var ya bu araba, nası da yol tutuyo, tutuşu iii hocam!! şöööle bi sağ (!) bi sol, bak yerim bütün trafiğiii elllleeeeeeeh! zaten ben de yılların sürücüsüyüm, kazaaam da yok, biliyorum ben bu işi yaaa, çocuk oyuncağı!! çekilin uleeeeyn!!"

tekrar yazıorum hadi arabana güveniyorsun, hadi tekerine güveniyorsun, hadi sürücülüğüne de güveniyorsun da diğerlerine nasıl güveniorsun; yarım yamalak çalışan veya ahı gitmiş vahı kalmış arabalara, kabaklamış lastiklere, dün ehliyetini almış anayolda kullanırım yauw nasılsa bi şekilde öğrenicem triplilere (ki ben de öyleydim hakkaten başka yolu yok), başında taşıdığı inancın sembolleriyle sağını solunu göremeyen öncama yapışanlara, janjanlı gözlükleriyle bangır bangır müziğiyle okula yetişmeye çalışan yeniyetmelere nasıl güveniyorsun????? sonra, eblek bir bakışla şu cümleyi sööleme:

"aaaeeeuuueeee kaza oldu yaaa, nie böle oldu ki??"
ya da
"aaaa nie öldüm ki şimdi yaaa?"


















ben de gayet bazen güvensiz kullanabilen bir otomobil sürücüsüyüm.ok. ama sağduyulu, akıllı, dikkatli olmak başka bişiii hocam; akıl var göz var nizam var (ne demekse o da var), accık IQ kullan bea??!?!
bugün oran yolundan inceke bağlanırken düşündüm, yahuuu bu arabalar naaaapıo yaa?? ben yavaşladım, göletlerden uzak durma adına sol şeritten çekildim, zaten tekerlerimin durumuna güvensemmi güvenmesemmi die düşünüyordum, üstüne silecekler son hız labara lubara çalışıyor, aynalardan net görüntü almak mümkün diiil, ben de müziğimi makul bir seviyeye getirip, trim trim yoluma devam ettim.. sonuçta bazen ben de unutsam da, en fazla 5-10 dakika farkeder ey otomobil sürücüsü!!

not:
trim trim yeni kelimemiz :) cümle içinde de kullandım. oh! rahatladım :P

29 Eylül 2010 Çarşamba

i-pop'lamaca!!! bu cuma!!

i-pop yeniden!! 1 ekim cuma, çevre sokak marilyn monroe'dayız :) saat 23.00'de sahnelerin kraliçesi müjde kızılkan ile birlikte taylan ezer (d), cem tuncer (b), hakan (k), mustafa (g) soul/rnb/funk/rock rüzgarları estirmeye devam ediyoooor!
  (fffffffffffffff bayaaaaa radyocu gibi yazdım ama, neeeyse :P)