29 Ocak 2010 Cuma

>> dan fisherrr



Dan Fischer
Warhol and Marilyn, 2006-08


Dan Fischer
Man Ray, Marcel Duchamp with Soap Bubbles, 2006
graphite on paper

burada: Dan Fisher

27 Ocak 2010 Çarşamba

benim de bir mac'im var artık!!!

:D mutluyum!! sonunda macbookpro'mu aldım.. biraz papa desteği, biraz taksitlemece, aldık bakalım... alışma süreçleri başladı tabi.. yavaş yavaş ısınıorus birbirimize:) ama dediğim gibi garipsemeler yok değil:

> öncelikle macime bi isim bulamadm daha..dedim ya, yavaş yavaş ısınıorus.. sonuç: mutluyum:)


> ilk yaşadığım "nöölüyo beaa!" şu; ilk gün, promac'ten aldım geldim mail falan kurucam, @ işaretini bulamadım!!:D onu yap bunu yap, yok olmuo... bilkentte mac kullanıodum ama hiiiç hatırlamaz mı insan?? :D sona zeenepi aradım, sööledi: alt+q imiş.. sonuç: mutluyum:)


> ancak, bu sefer şöle bi garipseme yaşadım:D el alışkanlığı meselesinden elma+q > quit oluorum :D ama zeenep dediki, o da yapıomuş bu saçmalamayı :P..sonuç: mutluyum:)


> pc'den kalma control+ olayı elma+ oldu, ok… de indesign vesairede zoom in kalvye yolunda abuk sabuk hepsine basıorum :D neysem bu da control versus elma meselesi işte!… sonuç: mutluyum:)


> en önemli problemim: blog yazma programı bulamadım!! w.live writer kullanıodum, ama şimdi bööööle kalakaldım..bisürü prog.indirdim falan ı-ıh olmadı.. şu an yazdıklarımı, ikinci kez yazıorum: ecto die bi free prog. indirdim, yazdım ettim falan, ama publish kısmına gelince bi saçmaladı :( flicker falan, abuk sabuk saçmaladı.. sonunda çat kapattım..yazdıklarımı kopyalamayı unutarak tabi :P neysem, konuyla ilgili önerisi olan varsa lüüüütfen yazsın??? soru şu: MAC İÇİN BLOG YAZMA PROGRAMI BİLEN, ÖNEREN VAR MIDIR?? PLİZZ HELP!!


> FONT olayı :D thanx to serkan, dün nası font yüklenir?nooolur?nooolmaz? öğrendim.. acaip çalışır bi olay.. Font book die bi prog. kullanısunuz ve user adı altında sizin kendi yüklediklerinizi (ya da başka dosya ismi de yapılabilir) ayrı tutuyo, ve istediğiniz takdirde istediğiniz fontları disable ya da enable yapabiliorsunuz, windowstaki gibi dosyadan çıkarmanıza gerek kalmadan…tamam, tamam hemen atlamayın pc'de de program yüklersin olur şekerim!! cümleleri duymak için yazMadım bunları :D…..sonuç: mutluyum:)



> stickies die bi prog.var … masaüstüne postit yapıorum kolaycana ve editlenebilir vaziyette… sonuç: mutluyum:)



> şu ana kadar en güzel şey ise, insanların gelip "yaaaaaa, aldın mııııı?? bakiiiiim " demesi :D:D:D sonuç: mutluyum:)


> photoshopda, image size olayı var; fazla detay olabilir ama yine de anlatıcam:) hep pc'de imagesize icin bi klavye kısayolu aramışımdır..sona image'ın üst barına sağ tuş> imagesize'a alışmışımdır.. mac'de bu yok! elma+alt+I var.. alışmak lazım…..sonuç: mutluyum:)


> en güzel başka bişi de: promacteyim, yükleyeceğimiz programları konuşuorus Berrin Hanımla; dialog şu;

Ekin: hmmmm, pekiiii virüs programı ne yüklüceksiniz? hacettepenin kaarsppgmffff..

Berrin Hnm: (lafımı keserekten, sakin bir tavırla) yok yok, virüs programı yüklemiciiz..

E: (mal bir yüz ifadesiyle..) nası?

BH: gerek yok, mac'lerin virüs problemi yok..

E: (aynı mal ifade devam eder, ufaktan acemi bir macçi olmanın verdiği hafif utanma sıcaklığı da basar..) nası anlamadım???

BH: (kendine ve mac camiasının verdiği güvene dayanarak suratına yayılan gülümseme ve kısık gözlerle..) Ekin Hnm, mac'lerin virüs olayı yook, dolayısıyla virüs prog. yüklemeye gerek yok… ama içiniz rahat edicekse, yükleyelim tabi..

E: (aynı utanma sıcaklığı ve ardından girilen anlamsız 'ben biliodum zaten, sırf seni denemek için sordum' tavrıyla beraber) yok cnm gerek yok..

BH: (canm daha çok küçüksün, neler öğreneceksin apple dünyasından..yazıııık..tavrıyla gülümser..)

(yazılanların bir kısmı fictional'dır..okuyacak olursa Berrin Hnm'a teşekkürler…)

sonuç: mutluyum:)


> sanıorum şimdilik bu kadar… bloguma 'mac'im var benim :D' labelını da açarım olur biter… sonuç: mutluyum:)

18 Ocak 2010 Pazartesi

poshet meselesi ve kezban!!

odasnda saatler geçiren, genellikle sigara içmekten kaynaklanan bir çöpleri nereye atıcam meselesi daimidir. yani ben çok yaşadım, hatta şu an kendi odamda, sarı plastikten dandirik çocuk şeysi desenli ufak bir çöpkutumsu masamın üstünde duruyor.. ama tabi konu sigara neyim olunca, pek iç açıcı görüntüler diil… bi de önceden, masa altında duran, bir boy büyük, yine plastik wc çöpkutularından vardı.. muhtemelen boşaltım pratik olsun die de, içine naylon torba/poşet konurdu.. sanıyorum birçoğumuzun odasnda bundan olduğuna eminim.. neyse,

bu bloglamayı yapmamın sebebine gelelim.. hani oda ve çöp konusu bu haldeyken, mutfakta kullanılan (biz de ööle) çekmecenin kulbuna poşet takma gayet pratik, temiz ve rahat bir yöntemken, bu pratikliği odama taşıma çalışmalarım çok olmuştur.. (ayy, diceksin, ne çok çöpün varmış bre kadın!!! mesele yaptın haaa!! ama ööle diil işte, bunlar detay yaşama klavuzlarından :P)

neyse, odamda herhangi çekmece kulbu, efendim sandalye kolçağı ya da sırtı, bilimum poşet asılabilecek çıkıntı arayıp, bi şekil bulamayıp içimde bir hayalkırıklığı hissetmişimdir. şu duruma gelmişimdir: “yaaaa, bak! olmadı!! şu poşeti asıcak stabil bir yer bulsam hayatım ne kadar güzel olucak (dramatik ekin!!) ama yok, bütün suç herhangi çıkıntısı olmayan odamda!!!” çekmeceler, tutmalı, yani parmaklarının içinden geçirildiği ve çekildiği çekmecelerden, sandalyemin heryeri organik, yuvarlakımsı, çanta assan durmuyor, bütün oda eşyaları kendi içinde ordered, kapalı… benm bulduğum çözüm poşetin tutacak yerini ikiye ayırıp, o tutmalı çekmecenin içinden geçirip bağlamaktı; çöpü atacağın zaman da o düğümü çözüp çıkartıyordum…

yine neyse, buzellerin odasında da aynı konu hakim olsa da, fazla içselleştirmeden ( biz buna kız dilinde takılmadan, obsesifleştirmeden :P) yaşamaya devam ederken, bir gün, odada herzamanki oturma düzennde, önmde duran çekmecenin tutamacında hala beni acaip hayrete düşüren, nie benm aklıma gelmedi dediğim dünyann en pratik çözümüyle gözgöze geldim!!! fotografı olmadıgı icin edebi becerime güzveniorum: poşetin tutma uçlarından birini o çekmece tutamacının içinden geçiriyorsunuz, veeeee sona üstte kalan, geçirdiğininz poşet tutma ucunun içinden de bir kalem geçiriyorsunuz, böylelikle poşet, çekmece tutamacında takılı kalıyor.. anlatabildim mi??? yok yok şematik birşey yapmalıyım:

poshet

bööle bişi işte… aslında bu olayı birçoğunuz çözmüş, bir kaçınız değersiz bulmuş olabilirsiniz..beni dumur eden diğer bir durum şu: bunu yapan, kezban abla!!! buzelere gelen becerikli, temizlik kadını!!! sen ööle, (sen derken benden bahsediorum) senelerce, poşetleri yırt bağla, efendim yere at falan derken elin kadını bakıor, ve çözüm buluyor!!!! bravo!!! :)

15 Ocak 2010 Cuma

tornavideo-videoart etkinliği/ ankara

videoart etkinliği varmış.. gsf girişinde gördüm afişi..afiş rezalet de, etkinlik meraklandırıcı.. bugün açılışı var: 15 ocak, 19.30 bestekarda tamirhane ‘de (eski getto) bakalım neymiş, ne yapılmış?nası olmuş? çalışırmıymış? :D

detaylı bilgi için, http://tornavideo.blogspot.com/
bi de bööle bi sayfa: link

image

12 Ocak 2010 Salı

7 Ocak 2010 Perşembe

labuat.com

günesh, yilbasi mailinde yollamış adresi, nooluyo falan derken, acaip keyifli bi siteyle karşıkarşıya kalıosunuz.. ispanyolca site ama zaten bi dil bimenize gerek yok… aslında basicly, kendi müzik videonuzu kendiniz yapıosunuz ….fırça izleri falan..sürekli akan bir modda birçok şey kendiliğinden ayarlanmış ama müdahele hissi de verio..pek keyifli :) adress: http://soytuaire.labuat.com/

labuat-012 

labuat-01

labuaadlı grubun diger parcaları icin: www.labuat.com

5 Ocak 2010 Salı

update:updata:upırkat

SONY DSC

efenm, öncelikle yeni yıl kutlama cümlesimi kuruyorum: güzel şeyler bunlar, keyifli olunuz bilaare :D
>> bi de bana yorum bırakan sevgili
edabellaaaaa, hich ve diğer blog arkadaslarmn; blogu okuyan ve isteristemez katkıda bulunanların, circle’larımın ve ve veee’lerin yeni yılını kutlarım içtenliklem. içteneklem..içintenekem..:P (evt, biraz şoparık vaziyetteymmmm..)

>> önce şu tik meselesi: (tez izleme komitesi): son izlemem olmasını ummdugum jurim, fena gecmedi.. yani bekledigimden farklı gecti.. ama neyse, şimdi şoparıkım, ciddi olamıciiim… benm tik’imden önce elif ve halime hocamın tikleri vardı :) heyecan dorukta, yamulan yüzler falan :P

SONY DSC

>> aşağıdaki resimde de danışman hocam NKS ve saygıda kusur etmeden de olsa ne yaptıgını bilemeden, ellerini ovuşturan, sempatik gülüşünü suratına sabitlerken, algı ve akıl eksikliklerine yer vermemeye çalışan ben görülmekte.. hmmm bide sunum hazırlıkları felan…

SONY DSC

>> efenm sonasında, yılbaşı kutlamaları falan var tabi haliyle.. önce grafikbölümü, sona sayın heykel bölümü derken bi hafta bööle geçti… heykeldeknde yaptıgımız hediye şeysinde, bana ayşen çıkmıııış; ve hediye paketini bi açtım 10-15 adet hepisi farklı renkte bilenziklerr!!! :) foto çekemedim bilare :)neyse, keyfli zamanlar bunlarr :)

>> bu arada ayşenciiiiim de nişan yaptıııııı :) detaylar da sooona..

>> veeeee buzellleeer, bana acaip bi hediye almışşş… ben arasıra d’n’r’a gidip saatlerce dolanmayı, o deri ufak tabureleri rafların önüne çekerek oturmayı falan yapıorum.. (bu arada tunalı dnr’da referans/ing kitaplar katında acaip indirimler oluyo, arada yoklayınız) neyse, bi kitap görmüştüm, kitabı elime aldmmm..baktm baktm..neyse sona alayim, kaçıo mu? şimdi tez var, tipografi kitabı bulmalıyım die geri yerine bıramıştım… işte o kitabı almış banaaaaaaaa!!!! hayr bi de, hiç bahsetmemiştmmm!! kitabı görünce bi afalladm zaten “yaaaa ben bu kitabı hatrlıo gibiyiiiiii—aaaa evt ya bu o kitap!” die :) ama bi de işin ilginç tarafı, kitapla birlikte bi düzine de t-shirt çıktı (pizza) kutu(su)nun içinden!!! :) aşağıda gördügünüz resm de sadece kitap ve tnit (tint de olabilio:)) ayrıntıları var…

SONY DSC

>> bu arada, tnit/tint’den bahsetmeden olmaz, son bikaç seferdir oraya gidioruz, çünkü arka bahçesinde sigara içilebilior, ve inanılmaz sıcak!! hatta bazen o kadar sıcakki, deriniz yanıor sanıorsunuz, ama şu her bahçeye kurulan saçınızı başınızı yakan ufolardan değil!! arka bahçe kısmına bi siten kuruşlar, tavanda acaip bi borular, bi sistemler bişiler..foto yapmaya çalştım ama çok ii diil, neyse bi sigara içilen mekan arayanlar, deneyin derim....

SONY DSC

>> uzun bi bloggirişi oldu ama :) sona da ayça mimarlar derneğinde söölüomuş, biz de oraya gittik buzellerle.. birlik mahallesinde bi mekan, dernek modeli ama içerisi homeofis/dernek/bar/evin salonu tarznda bi yer.. alkol var, aktiviteler takp edilebilir gidilebilir.. mimar olmayanları da alıolar hemde!! bi de arkada açık havalı bahçemsi var, yazn güzel olur die tahmn ediorum.. şu an ufo taklmış, başınız yanayana sigara içiosunuz… neyse, megersem o akşam yılbaşı şeysi varmış orada:

SONY DSC

SONY DSC

>> yeşmmmmmm

SONY DSC

>> bu da birisi… :) muhtemelen saygıdeger bir mimar amcamız.. ama poz ve duruş falan pek süperdi, çekmeden ve bloglamadan duramadm :)

SONY DSC

>> bu da öööle işte :@ :)