30 Aralık 2009 Çarşamba

iklmklch’den cupcake :)

tik sonrası, evde yatagmda mayş mayş bi gece gecirdim.. o kadar ki, lensleri falan da cıkarttm, pijamalar, vatan gazetesi pazar eki sudokusu (haber turkteki de fena olmuo, samuray sudokusu bilem oluo) koca bi bardak su ve koca bi fincan süt tozulu şekerli kahve, ve tabiki sigara ve annemin arada ilgilenmek adına bıraktıgı soyulmuş mandalinalar :) juri hakknda sona yazcammmm…. sona iklim aradı, evden cıkma, sana hediye aldm diye :) bi geldi (aşagıdaki foto:)

SONY DSC

tabi bu produksiyon şeffaf bi kabn icindeydi… neyse, sona bi açtım ki meğersem üzerinde cupcakeler olan cicilibicili donmuş!!!! :D

SONY DSC

yok böle bi cicililik!!!! merciii iklmcmmmmm… bu arada belirtmekte yarar var, bu cici tam hediyelik prodüksiyon oysho mağazalarnda! benm bildigim panora da var… ailemizin cicili iç çamaşırcısı, cicili pijamacısı, cicili bikinicisi!! :)

ps: buzeller aradı, erz.a varmışlarrrrrrr…….

27 Aralık 2009 Pazar

hayalmeyalkulaklarımda

sigaram bitio.. 3-5 tane kaldı.. yine minekllch’nin gri westlerine elim kayıcak.. gece uzun gözüküo, gündüzden mayışıksan..

tedirginliklerin, şaşknlıklarn, alışıla gelmiş sıkkın korkuların…

gözlerinde ışıldama yaratanın, gözlerinin önünden gitmeyenin, onca olağan gündelik hareketin arasnda bile bi sn. aklından çıkart(a)madığının varlığı..

e-ve-t

sona, aklında resmetdiğin sesini duyarsn.. sessizlik olur, sona içinden ısınırsın.. falan… telefonu kapatrken mırılmırıl kıkırdamak da şaşırtır seni.. :)

cocorosie / noah’s ark kulaklarındadr gözlerini açamadığında.. sanrsn o da duymaktadr hayal meyal…

…………..

 

21 Aralık 2009 Pazartesi

prince sign o’the time videosu

tez gereği müzik videoları tarihçesi yazdım… bir baktım ki, prince’in 1987 yılından bi videosu var veeee kompil tipografi!! hemde hareket falan ediyolar!! şok içnde kalıp, acaba unofficial videolardan birimi die bayaaa da bi araştırdım.. taylana ve ayçaya sordum… neysem öğrendim ki evet officially, bu video 1987 yapımı!!!

prince-004 prince-001 prince-002 prince-003

bill konersman yapmış efendim.. wikipedia’dan genel bilgi edinilebilir.. ya da bekliceniz, tezimi bitiriim, benden okursunuz :D

bu da video linki:
prince sign o’the times

unutmadan bu da bence ii bi cover olmuş: bunu da buyrun :
Supersoul Connection - Sign 'O' the Times

tik 28 aralk

evt tarihimi gec de olsa ogrendim :D ve evt cok az kaldı..son dakika insanı olmann keyifsiz iç daralmalarıyla birlikte, yeni yıla biraz daha rahat girecek olmann enseye vuran hafif serinliği var :D

bugün raporu verdim hocalara.. bence fena olmadı :D onlar ne dicek bilinmez..ama iş bitmedi tabii, bi yandan uygulama ayça videosu bi yandan uzatılmış tarihiyle bildiri yetiştirme… haaa unutmadan biyandan da girdiğim dersler….

o diil de, 2010’da en çok tatil olcakmışız!!! 137 gün mü ne tatil varmış!!! ne süper bi karar yaaaa!!! karar derken, olmadı tabi..du bi daha deniyim: ne süper bi hmmmmmmm, bişi işte!!! olllley!!!

>> dün paşabahçeden bi kavanoz aldm.. buzeller kavanozu :D objeler birikim yaptı :D buzeller objelerini koyucam kavanoza!! daha önceden iki kavanozum var; yok bea sevgili kavanozları diil, ööle obje kavanozları.. kütüphanede renkli renkli güzel duruyo die, karma kavanozlar :D ama bu başka olcak.. daha çok fazla bişi yok, biraz dolunca fotograflarım :D hatta buzeller kavanozuna attıgım bi çakmak vardı, biraz öne çakmak bulamayıp, açıp içinden aldım :P ama gerri koycam, valla!

>> öle işte, bugun de böle bitti.. kendime bir haftadr yapmadgm sekilde birazcık başkaişler günü yaptm: öle takılmaca işte…

OLEDENEME

14 Aralık 2009 Pazartesi

bu.zeller ne demek??

kaç zamandır bu soruyla karşılaşıorum.. düşündüm; buzeller, elleri buz tutan sefkilim için uydurdugum bi isim :P bazen de ayakları buz tuttuğu için bu.zayaklar tanıımlaması da var buarada…

bi tek taylan ne yazdıgını anlıordu, ve tabi bu da sanırım anlam karışıklıklarına sebebiyet veriyordu :D

SONY DSC

upfating me!

>> haftasonu gorillaz’a gittik; açıkcası pek şüpheli gittim(k) hem 312 adı verilen mekana ilk gidiş olması, hem de “gorillaz ddiilmiş hocam, gorillaz sound systemmış sadece” ben de takıntı şeklinde “kuklalar gelio muuu?” (ince şirin kız seslendirmesiyle okuyunuz:P) girişde de kişibaşı otuz verildi.. ama bildiğiniz bilet gişesi falan, insan bi acaip luo?noooluo bea? ilk içki bedava yok muuu?? falan derken buzellerin de mali desteğiyle içeri girdik.. ne yalan sööliyim, ben beğendim :) sahnenin önün iki kat tül perde ve üzerine yansıtmalar; arka perde üstündeki izdüşümler, layer layer görüntüler, arada kalan müzisyen silüetleri…. keyifliydi.. otuz yine de bence fazla bi rakam ama iyiydi..
> bir de belirtmek isterim ki, 312 adlı mekanın giriş katında bulunan” burada sigara içebilinsin” alanı gayet başarılı, büyükçene bi mekan ve buuuz gibi soguk diil. bu anlamda favori mekan olabilir :P
  
 
DALINDAN_KIRMIZI_KIRMIZI_by_lakormis
DALINDAN_KIRMIZI_KIRMIZI_by_lakormis at deviantart

>> soonacııma, haftasonu talihsizliklerle geçirdiğimi de ekleyebiliriz:D bir-cumartesi sabahı (gerçekten sabah 7 falan) nasıl bir miiide bulantısı!!! banyoya gidilmece ve “bela çocuk” yada “exorsissstte” misali yeşil tazdikli kusmacaaa!! hemen uyarımda bulunayim, içi geçmiş mercimek çorbalarına dikkat! hele bide bi ton acıyla yemeği seviosanız, o içi geçmişliğin verdiği ekşiliği duyumsamayıp sabah sabah böğürerekten, mideniz kasılaraktan kusarsınız ona göre!!:D hmmmm sona bi de, aynı cmt akşamı ayak burkmacayla beraber düşerimtrak oldum!! :D yaaaa, ne saçma görüntülerdir bunlar!!:D ayağım pazar günü ağrımaya başladı, dizim kabuk tuttu falan derken bu sabah itibariyle bu acımalar da sönmüş durumda:d hersey yolunda yaaaani:D

Create_life_by_xiaobaosg
Create life by xiaobaosg at deviantart

>> başkaaaaaaaa, buzellerle ne içelim ne içelim derken, şirince olduğunu tahmin etttiğim meyve şaraplarını denemeye karar verdik!!! kavunlu şarap isim tamlaması insanın kulağına ne kadar garip gelse de, yeni enteresan tatlar arama ugruna deneyelim dedik… bi de böğürtlenli aldık ama, ben kavunluyu beğendim, tabiiii buz gibi soğuk olursa! gayet de enteresan tatlı içki kıvamında.. böğürtlenli bildiğiniz öksürük şurubu kokusuyla beni mahvetti, ama diğerlerini de denemek lazım diyorum ben.. biton çeşidi var, hatta feci komik ama ayva şarabı bilem var!!! yaaaani, bilemiorum nasıldır, hatta diğerleri neyse de ayva şarabını denemek bana biraz uzak geldi??

>> yarın 15i!!!!! maaaaş alamca:D:D:D:D

>> dün akşam bi ton elektrik kesintimiz oldu… başta eglenceliydi, mum yaktık, muhabbet falan.. televizyon olmadan ne garip oluomush yaw..sona 1bucuk saat falan gelmedi o lanet elektrik, sıkıcıııııı!!!! sona geldi bi daha gitti, geldi gitti derken, kapadm hersheyi yatıp uyumaca…

>> sayın kuzen ayça dönmez, bu cuma mimarlar derneğinde… taylanla da konuşaym, belki biz de gideris..bu arada mimarlar derneğinden bahsedeyim, birlikte eloit pastanesinden önceki sokakta, ileride bi çocuk yuvasının yanında..içerisi keyifli, rahat, sıcak bi ortam..hatta iki duvarda tipografiler var :D bu arada alt katta olan tuvalet unisex, gideceklere ufak bi detay…

Panda_Revolution_VI_by_xiaobaosg
Panda_Revolution_VI_by_xiaobaosg at deviantart

>> bu arada neslie’m de hamileymiş!!!!! :D çok mutlu oldum canm, umarm hershey yolunda gideeeeer!!!! öpüldüüüüün anneeeeeee!!!

>> bööle bişiler işte… buzeller; bahçeşehr bildiri; tez izlemee; fringe/ff; yılbaşıı; sona bi daha buzeller; uykuuu; bi daha tez (ama düşünsel bazda, daha aktiviteye geçemedim, bu hafta inşallah); sona bi de özlengeçlik üzerine bidaha buzeller :)

>> herkeze ii haftalar, ii çalşmalarrr..

o zaman fringe!!

buzellerden kaptıgım enteresan bi habit daha var :D internetten dizi izleme, film izleme .. bu aralar fringe ve flashforward’tayız.. ff bi sezonun içinde hala ve her perşembe abc’de yeni bölüm çıkıor, cuma falan da webe düşüor..

fringe2

bide fringe olayı var tabi, diz imaxten gelen bi histerical fringe izleme olayı!! ben biriki bölüm izlemiştim, hatta ayşencmmmm bana ilk sezonu vermişti de izleyememiştim, neysem şimdi taylanla baştan hepisini izlioruz… peeek keyifli :D x-files’ın başka başka versiyonu gibi.. bi de peter bishop (eski bizim paysiiii:D) ‘ın babası deli bilimadamı tiplemesinde walter bishop favori!! diziye, nitelikli yerlerde keyifli gülümsemeler katıyo:D Excellent’!!! gibi :)

poster_fringe-c4  425.fringe.noble.jackson.torv.lc.030609

bishop_b
böle ciddi durduguna bakmayın adamın…

neysem birde, dizi süresince mekan değişikliklerinde (çoğunlukla) hani genişplan konunun geçeceği mekanın dış görüntüsü verilir ya, bilgisi yazar nerde ne zaman gibi, dizide bunu pek acaip çözmüşler, ilk gördüğümde “aaaaaa bak nası yazmışlar, ne güsel olmuş” dedirtti, sona başka bazı dizi ve filmlerde görmeye başladım bu tarzı ama yine de enteresan keyifli (yaw amma çok kullanıyorum şu keyifli kelimesini :P) bakınız bu karelerde oldugu gibi:

fringe_titles

ööle işte, almıla geldi, ders yapcaz biz!! :P

bai.ekn..

jayleno nedir?

digiturk olmasa ne olurdu?? haftaiçi, en prime time’da cnbc-e izlemek isteyip jayleno shov denilen, anlamını nedenini anlaşılmayan abuk programa denk gelip, (yine) abuk sabuk sırıtışlara sahip, arasıra gözlerini kocaman yaparak, zaten birçok karikaturde de önplana çıkartılan kocaman çenesiyle esprik düzeyde şaka gibi bi adamla karşı karşıya kalırsınız!!!

jay_leno_157300

jayleno nedir?kimdir?kimler izler? sanırım hakkaten bi b.k adam ki, cnbc-e’nin program aralarındaki tanıtımı şu şekilde “amerikadaki yayının 12 saat sonrasında jayleno cnbc-e’de!!!!, siz cnbc-e izleyenleri için daha da iyi, mükemmel bir yayın hazırlayamazdık, jaylenoyu size prime timeda sunarak acaip bir gurur yaşıyoruz, yılın en iyi primetime programı ödülünü bekliyoruz!!! “ :D nedir hocam bu?? 3-5 tane amerikan ünlüsünü ekrana çıkartıp, bizim çok da sindiremediğimiz amerikan esprileriyle beraber kısakısa skeç babında gösterimlerin ne anlamı vardır?? hem de prime timeda??? bunu izleyen, takip eden, “yaaaa jayleno var, kaçıramam, hemen eve gitmeliyim!!” diyen varmıdır??? yoksa ben mi fazla eleştirelim, önyargılıyım?? hem de jayleno’nun diğer bilmemne letterman, ya da daha başka aynı dekora sahip talkshov, pardon amerikan talkshov programlarından ne farkı vardır?? bir farkı olmasa bile bu programların oprah’dan ne farkı vardır da takip edilir izlenir??hem de prime time da??????

1 Aralık 2009 Salı

beytepede vandalist/aktivist hareketler!

fotograf

geçen perşembe, hani yarım gün arifeydi ya, beytepedeki öğretim üyeleri yemekhanesinin önünde görmüştüm, bugün iiice baktım: resmen aktivist hareketler bunlar!!! açıkcası pek bi sevndim hacettepe adına! en önemlisi, birileri birşeylere tepki verme ihtiyacında ve bunu da gsf öğrenciliğine yakışır bi şekilde yapmakta! bravo dogrusu! yani, herhalde gsf öğrencisidir bunu yapan di mi??? bir de kitschen meselesi var?? bilmeyenler, anlayamayanlar için, “istemiyoruz” metin grubunun üstündeki şekiller, beytepe kampusunda bazı binaların ön cephelerine işlenen (sanırım metalden) ‘süsleme’ denebilecek şekiller; tepki bu bina uygulamalarına.. birileri etraflarına bakıyormuş..bu bile bana yeter..

(işin sahibi arkadaşlar, ellerinize sağlık, devamını beklemekteyim.. bu arada aman diyim kimliğiniz ortaya çıkmasın :P)

defterüstü uğraşımlarından 0.2

bunlar da diğer abuk sabuk uğraşımlarr:

SONY DSC

SONY DSC

SONY DSC 

falan işte… diyorum ya, hiiiiç işim gücüm yok benm!!!!

:(

 

defterüstü uğraşımları 0.1

evet!! işim gücüm yok! tez’im yok, yazıcak bildirim yok! dahası vericek dersim, cuma günü yapacak sınavım yok! bütün zamanımı defterde oyalanmacayla gçiriyorum.. şirincek, özlengeç, bıcık bıcık, bitanesi hisler işte bunlar.. :D (kısmet olursa yakn zamanda yukarıda bahsi geçen yer yer akademik, yer yer pro. yaklaşımlara itinayla yer ayırmayı düşünüorum hayatımda :))

neysem, yine anlamadıgım bi şekilde beatles dinleyerek (sevgili make money, hala bahsettiğin albumu bulup dinleyemedim, ona da söz en yakn zamanda :P) defterüstü uğraşımlarıma buyrunuz:

SONY DSC

SONY DSC

ps: sevgili taylanezere, özlengeçe, bu.zeller ve bu.zayaklara itafen şeeyttirlmiştir.. ,

e.ve.t .

lookwhosbehindu-blog

sabah sabah beytepe!!

evet aynen öle, bugün hiç gelesim yoktu valla... ööle söylendiğime bakmayın geldim sonuç olarak :D sekreterlik görevimi yerine getirmek amaçlı, gayet nemrut bi şekil oturuyorum, ama yine içten içten!! :D güneş var, ama yerler bembeyassss!!! şu an blogspot'!un kendi sayfasından yazdıgımdan dolaylı, resimleri en alta dizicem, burda düzen yapmak pek zor...


>> dün bu.zeller'le flashforward adlı dizinin yayınlanmış son bölümünü de izledik!!! persembe gunu 10. bölüm çıkıcak sanırım... normal şartlarda (ki bu normal digiturk yayını demek oluyor:)) cumartresi dizimax'te yayınlanıyor, akşamları..

>> bi deeee, dün yine bu.zeller'le new moon izledik!!! böle bir giriş yaparaktan filmi begendigim anlamı çıkmasın... yaaaaaaa, bilmiorum kitabı okumuş oldugum için mi bana sıkıcı geldi şıllık bella'nın arkadaş canlısı, naaapsan yer tipli jacopla olan uzuuuuun bakışmalı, saçma sapan yüklemli cümleleri!!! sıcak bastıııı!! bayılcak gibi oldum.. filmin sonu geliyor, finale dogru koşturucaz; efendim volturiymiş, italyaymış, alice ve sarı porchesiymiş, haAAAALA kapıdan "mıymıy mıy bellajıııım, gitmeeeeeuuuuuu!!!" "ay jacop, gidijiiiim, seninle yeteri kadar şıfrıntılık yaptım, artk biraz da edwarda gidip mıymıylanmalıyım, ayıp oluooo!!!" muhabbetleri...... bilmiyorum, sanırım kitapta da bu kısımlarda acaip sıkılmıştımmm...


mee'lerrr


bu da, kurban bayramı özel duvarı:D komik olduğu düşüncesiyle bakıp bakıp, içimden seslendirme yapıyorum :D

dolly-chöp-monsterrr

herkez oraya buraya monsterr yapar da ben yapmazmıyım ulen!!! bu da benm dolly-chöp-canavarımmmm :D hem üstüne üstlük, ilk kez çakma çakal biri tarafından sözlü tacize de ugradım: "SSSSen!! sen naaaptını zannediyon ulen!!!! zaten teee arkadaki duvarları da boyanmışsın!!! nöööörüyon sen!!!" die böğüren, elini kollunu sallayarak penceresinden sarktığı eski beyaz reno'suyla ööle bi tip.. tabi ben dondum kaldım!! önce ööle baktım adama dönüp, sona ööle bi tırstım ki!!! arkamı dönüp sakince yürümeye çalıştım!! :D ama görüntü sakin olabilir içimde ne fırtınalar attı yaw!!! düşünüorum, en kötü yanıma gelip, şööle kolumdan sıkıcana tutup sarsabilir, ben de o zaman "öööööööööö!!!! naaapuıon beaa!!sıkıyosa polis çaaar götürsünler, sana nooolyu beaaa!!!" die kekeleyerekten pısırırım die düşündüm :D tabii, şu an düşününce, "ooolum!! nee diyebilir ki! istiyposa şikayet etsin!! allla allla! öküz herif! yaptım da kötü mü oldu?? malın önde gideniiii!!" die içimden geçiriyorum :D bi daha yakalanırsan ne derim bilemem ;P


23 Kasım 2009 Pazartesi

ayten hanım has arrived!!

eveeet, ananem geldi, busabah.. akçayda yaşıor kendileri, kışın o bize, yazın da biz ona gidioruz..yani artık bi tek annem gidior, malum yıllık 2 haftalık izinlerden… neysem, öle işte, bunlar da yeni ayten hanım görüntüleri:

SONY DSC

elinde de sigara tablası.. :D

tavshan.and.the.flying.carrot

SONY DSC

bu da, yine cuma günü “aaaa süper oldu yaaa, eğlenceliii, naaapsam naaapsam???” diyip, defter kurcalamalarından biri olan tavshan yapayim bari olayı :) hayır, tavsanı da yaptk, arkaya biyere bakıo ama nereye bakıo die düşünüp, uçan havuçlar olsa ne komik olurdu die çıkan bi iş :) tabi, siyah ve beyaz dışında turuncu boyamın olması da bu düşünceyi destekleyen yan etken… acemilik halen devam ediyor….

elastics:take.me.home

iki hafta önce yapmıştımmm, bu.zellerle birlikte..ama beyaz spreyim bittiği için yarmdı, cuma günü tamamladm.. acemiliği bi şekil etıyorum işte :)

SONY DSC

nerde mi? eski anayasa mahkemesi (şimdi ptt genel müd :() oralarda bi pazaryeri vardır. orda bi yerlerde işte.. bizim evin yan-arkası… şimdilik bişi diyen, polis çağıran, efendim “nöölüyo lan burda” ya da “hocam, anlıyorum sanat falan da, başka yere yapseniz nası olur” diyen çıkmadı :)

19 Kasım 2009 Perşembe

biri.beni.bu.zellere.yapıştırsın

SONY DSC

yaaaa bu fotograf üzerine öle bi konuşurum ki, yarın akşam susamamaktan agzımdan salyalar fışkırır durumda sarsarsınız beni! :D

>> sempozyum var..
>> mayışık olasım var..

SONY DSC

>> beatlessss michele dinleyin o zaman!!
>> bi de bu ara eski mpüçplayerıma döndüm..unutmuşum içindileri, ii oldu :) neyse, arabada eskişehiryolundan gelmece (ki bu konuya da gelicem) bugün rashit dinleyerek geldim!! basbas bağrınarak, yürü beaaaa! nidalarıyla :D

>> neysem, bi de duvar boyamacadayım.. hatta gecen hafta bu.zellerle boyadık!! süper keyifliydi..foto cekmeye gittim ertesi gün, pazar oldugu icin duvarn bi kısmının önünde kamyon vardı.. aslnda ii oldu cunku, beyaz boyam bittiği için yarım kalmıştı :D bugun becerebilirsem, tamamlıcam, ondan sona foto yaparım:D

>> gelelim eskişehir yoluna; bayadır incek yolundan gidip geliordum hacettepeye… bugun eskişehir yoluna girme gafletinde bullundum!!! o ne yaaaa!!! naapıosunuz??? hepiniz arabalarınıza binmiş “haydi eskişehir yolunun genel kurmay tarafında buluşalım, sona hiç bi yere kımıldayamadan öööle manasız duralım”” die plan mı yaptınız ulen!!! bu ne biçim bir düşncesizlik, saygısızlıktır ki bir prenses trafiğe çıkıyor, halkının arasına katılıyor, ama hiç biriniz yol vermiyorsunuz.. cık cık!! olmaz böle vergilerinizi arttırıcam!!! :P

take.me.home/stencilla

SONY DSC :P

bayaadır yapmak istiyodum..bugüne kısmetmişşş :)

gra tanışma partisiii!!!!

PARTYAFIS


24 Kasım 2009, salı
saat 15’de!!!!

film yıldızı olceeeeem ben!!! :) ya da belki figüran..ya daaaaa ışıkçı :P

4 Kasım 2009 Çarşamba

sandalyemisinkimi

SONY DSC

çok yoruldum-ki bugun bu-zellerde uyumama ragmen—neysem.. üstüste biniyor buara bütün ish/okul meseleleri.. dolayısıyla söylenme kapasitemin doruklarındayım.. şu sempozyum da bitsin..

update meselesi; okul buuuuuuuz gibi, kalorifer kendiyle iç-çatışma halindeyken, bugun odada iki adet ısıtıcı açtım.. birkaç güne ısınacakmış die duydum ama.. neyse..

>> noracm, izleyici modunda da olsam wow dünyası ile tanışma evresindeyim:D tanışıklık ötesine geçemicem sanrm (bu dünya benmkini aşarrr) ama öle işte..paylaşmak istedimmm…

>> saçlarımı boyattmmmm; arkada kalan turuncu kısım saçlarım, olayı abartarak çingene sarısına dönüp, kendimde çirkefleşme potansiyelinin artma hissiyatıyla, sevimli-normal insana dönüşme ihtiyacım sonucu (aaaaaaaay ne uzun cümle oldu—bu aralar bildirimsi şeylerle ugraşıyorum ne kadar belli diiimi:P) saçlarımı boyattm…biraz böle normal dolaşayim istedim :D

SONY DSC

>> bu aralar, fotograflarda kendimi hiiiç begenmiorum..öle, ne biliiim mal mal bakıorum… :P

>> buda update büko:D değişen bişi yok :D

SONY DSC

28 Ekim 2009 Çarşamba

enfeksiyonistten duyuru…

eskişeere gidemiorum :( bu kadar..

enfeksiyonist oldum ben!!!

nefes almakta zorlanmak nasıl kötü birşeymiş meğersem… canın acıyarak en temel yaşam belirtilerini gerçekleştirmeye çalışmak falan.. çanakkalede aynen böl oldum; biton ERmış, Boston Legal’mış, scrubs’mış izledikten sona, nefes alamayıp sol tarftan acı içinde kalınca, dedimki “yaaa herhalde bahsi geçen kalp krizi böle oluyor!!! herhalde hafif çapta bi kriz geçiriyorum… hmmmm medical bir takım desteğe başvurmak lazım..” bu kadar sakin tepkiler vermeme rağmen, 18 mart üniversitesi sağlık merkezine girince panikledim tabiii.. hafiften de olsa o ekşimtrak soğuk hastane kokusunu da zor bela içime çekince, büsbütün “nefes a-laaa-mı----yo-rummm” oldum… popomdan yediğim iğne, o hastane yeşili olması beklediğim ama mor renkteki çarşaflı yatakta kıpırdamadan geçirdiğim 4 saat… aaaaaaay çok feciydi.. bi de, telefonla birilerini arıyıp anlatmak, sevgiliden sıcak, tematik, accık şımarık tonda cümleler duymak, anneden yine sıcak ama ciddi telkinler almak, falan istedim ama konuşamıodum ki.. o zaman farkettim ki, ben konuşan biriyim, hatta hızlı konuşuyorum çoğu zaman galiba?neyse bu başka bir konu… kimseyi heyecanlandırmamak anlamında da harekete geçemedim.. ama cidden çok korrktum.. incilay hocam ve sagolsun ali hocam desteklediler, teşekkur ederim.. haa bi de meltem hemşire vardı, dünya tatlısı, en büyük destek ondan. 20 dakikada bir yanıma gelip “sakin ol, dünyanın sonu değil, birazdan daha iyi hissediceksin gibi telkinlerde bulundu:) i luv meltem hemş.

neyse, çanakkaleden erken döndüm… pazartesi hemen beytepe >medico>dr suna hanım yaptım.. bu arada agrım/acım da hafifledi biraz..neyse suna hn. hemen kan/idrar/röntgen sürümcemesine soktu beni.. ben tam içimden, “yaaa biraz abartmadık mı?neyse hepsi yarım saate biterdediler, ee yapayim bari..” dedim ve soluk soluga tamamladım sürümcemelerimi, tekrar odasına gittim.. suna hn. direkt eline aldığı gibi “hmmm tahmin ettiğim gibi, idrar yollarında enfeksiyonun var..” diyince.. “bi dakka yaaa, benim ciğerlerim ağrıyodu, ne alaka şimdi oldum..” neyse devam ediyoruz, bitmedi tabiki, daha röntgen kısmı var, o kadar başlık attık enfeksiyonizmle ilgili:S

SONY DSC

sonra, sırt dinleme, beyaz ışıklı pano üzerine takılan röntgene uzun uzun bakarak, hmmmmm diyerekten elindeki tükenmez kalemin ucunu belirli noktaları işaret edicek şekilde tutma falan derken gelen cümle şöle oldu: ciğerlerinde ufak bir enfeksiyon da var, ama şu kenarları göremiyorum; kliniğin bilmemne (bu kısmı anlamadıgm için böle yazıorum) hastalığı da olabilir, riske atmayalım, önemli bir hastalık olabilir, sen bugün acil göğüs hastalıklarından birine görün mutlaka…” dedi. dedim: allllaaaaaaa, bak işte sonunda b.ku yedim…. neyse, sona anne aranır, güç bela duygu isimli ciddi ama sakin/güleryüzlü 60’lı yılların gözlüklerine benzer hafif uçları sivri gözlüklü doktora gidilir; “canm, telaşlanma o bilmemneden yok, enfeksiyonun var, akut bronşit başlangıcın var, hadi canım sen al antibiyotiğini yat, dinlen.. :D seni de seviorum dr duygu hanm.. sonuç olarak alttan üstten enfeksiyonizmle haşır neşirim, duyurulurrr:D

(evet evet, sigara içme konusunda beklenen bilindik tevsiyeleri iki doktordan da aldım… biraz azaltma peşindeyim… naaapim, bu konuda pek bi iradem yok..bakces artık…)

burdan özellikle sesleniorum; grafik tarihi dersi alan siz sevgili üçüncü sınıf grafik öğrencileri; cuma günü zaten ancak 10 kişinin geleceğini düşündüğüm dersin iptali söz konusu olabilir, lütfen gratepe blogundan takip ediniz…

22 Ekim 2009 Perşembe

özlengeçlik üzerine…

SONY DSC

yaaa kaçtır yazıcam die açıorum windowslivewriter’ımı, sona ööle kalakalıorum. …  …. bak kaldım öle işte… :)

çanakkaledeyiiim!!!

alohaaa!!! yaklaşık 11 saat süren bi yolculuktan sonra çanakkalede kale oteldeki suit odamızdan sesleniorummmm… otobuste de wireless olduğunu öğrenip, bi ton blog yazıp sona bağlanamayınca bütün teknolojik yuppie hayalim suya düşünce ancak bu saatte odamdan yazabiliorum:)

SONY DSC

>> biliorum saçma bi fotograf ama temmuzdan buyana, ilk defa deniz sesi duyunca, kokusunu çekince, içine işleyen serinliğini alınca bi hoş oldmmm…. deniz güzel bişii ya, kara kara da olsa güzel:D yarn falan biton denz fotosuyla geri geliciiiiim.. bu arada kaldıgımız otel güzelyalı die, çanakkaleden 20 km falan uzakta sahil kasabamsı bi yerde.. gerçi konu çanakkale olunca heryer sahilkasabasamsı oluyor herhalde :D

>> yemek yediiiiik, sona sigara die kıvranırken kendimi elmalarla girişilmiş kompozision arayışlarında buldum:D evt, görmüş olduğunuz tatlı kaşığı şu an çantamda durmaktaaa!!! ama ne yazıkki üstünde otelin logosu yok :(

SONY DSC

>> update misali, dün deniz&onur&rüzgar’lara gittik; yeşim, tuba, barlas, özlem.. eve girergirmez “el yıkamacaaaa” (burda parantez açmak durumundayım; banyodaki lavaboyu görmeniz lazım. mösyö lavabo siyah, geometrik ve içinde bisürü taş var! evt, insan ilk başta bi garipsiyo, “ulan taşları ıslatmasak iyiydi bea! “ die ama sona iki içmimarın evinde olduğunu hatırlayıp rahatlıorsun, endişe yerini takdire bırakıyor:)) neyse, işte bu da rüzgar bebeeeeeek:

SONY DSC

>> agzından akar gibi görünen şey salya değil:D süt kalmış dudagının kenerında yawww!!:D ya bi bakın yaaa, aynı onur di mi???? bi de küçükki elleri ayakları falan… haaaa, bi de ev inanılmaz sıcak: girişte yüzünüze wooooawwww! die sıcak hava basıyor. ama küçük insan rüzgar, altı değişirken bile üşüyor; çenesi bir titriyor görmniz lazm!!! bi de hıçırık tutmuş hıgh!hıgh!hıgh!!!

SONY DSC

>> bi de deniz yine acip hoştu! iice yüzüne renk gelmiş falan.. haber vereyim dedim merak edenlere :) bu arada onur da 2 kilo vermiş dogumdan beri:D bizden sona geldi eve, “oğlum!oğlum! falan die gözünün içine bakıo resmen:)

ekn.

19 Ekim 2009 Pazartesi

eskişeeeer bir-ki

ayça’nın dogumgünü etkinlikleri çerçevesinde eskişeeere gitme olayı vardı ya, hani günübirlik felan… :D biletleri dün aldık, 10 kişiye gidiş-dönüş bilet alınca görüntü komik oluyo haliyle :)

SONY DSC

15 Ekim 2009 Perşembe

bi de öööle işte…

SONY DSC

zee avi die birinin summertime’ını indirdim..keyifli..şarkıyı benm tarafımdan mailinde görenler, plizzz plizzz talimatları dinleyinizzz:

> yarım bardak kahve yapınız, ama koyu olsun….
> dumanı gözükmeyene kadar bi 20 dk. falan bekle
> sona soğumuş bardağını eline alıp, bir adet sigara al eline, şööle elinde hafif bastırarak çevir.. ama dikkat ucundan çıkan tütünleri alıp atmak yok..
> sigarayı yakıp, daha da soğumuş, oda sıcaklığındaki kahveni dudaklarına götürüp soğukluğunu hisset..evt kokusu falan yok, ancak ve ancak yuttuktan sona dilinin arkasında, damağında acımtrak kahve kokulu tadını almalısın..2 saniye bekle, ve bi nefes daha al sigarandan…
……………………………………………….

:D

heykelmiş çalıştaymış :P

kim ne derse desin, o beyaz yapışkan heryerde uçuşan mermer tozuna ragmen, dışardan bi kişi anlamında, bi de elinde foto-mainesi varsa acaip keyifli aktivite.. ama tabi, makinenin toza bulanmasına vicdanen ne kadar dayandığına bakar :P

HÜ GSF Heykel Bölümü Ulusal Öğrenci Çalıştayı’ndan…

(kapanış kokteyli ve sergi 16 ekim(yarın) 16da…)

SONY DSC

klch0455

klch046

klch04234

klch048

klch03