30 Mart 2009 Pazartesi

depresif:art:aktiviteleri

depresif art aktivitelerinde bulunmaya karar verdim. sebep? sebep yok, sebep çok, sebep pok, sebep fok balığı, sebep ancak ve ancak bir mürekkep balığının solungaçları arasında kalan deniz tozcuklarının hareketle beraber tekrar denizin içine yayılmaları olabilir…

depresifartaktivitesi-recepcan
recepcan

depresifartaktivitesi-turgutcan
turgutcan

depresifartaktivitesi-memetveaysel
memetveaysel

sticker aktivitesine dönüstürülen bu deniz tozcuklarının, uygulanmış fotograflarını daha sonra burda görmek nasip ola…

18 Mart 2009 Çarşamba

here comes the unplugged performance

an-ka-ra-da-yım!!! back in businesss babe!!! etrafta duydugum butun insani seslerin tanıdık olması haline geçiş dönemindeyim :D umarım düsündüüm, planladığım, konuştuğum herseyi bir-bir yapabilirim; here comes the unplugged performance :P

Resim 202

merhaba diyemediğim, demediğim, demiyeceğim, desem de olur demesem de dediğim, ya bi diyiverseydim, desemmi dediğim herkeze merhaba…

12 Mart 2009 Perşembe

nili'ye teşekkür yazısı...

pazartesi aksamı nilüfere gittim.. veda gibi bişii.. once kahvelerimizi aldık, ilk gördüğümden beri aşık olduğum kübist fincanlarla büyüüük masaya oturduk. hmmm bi de muhteşem truffles'larla.. bıdı bıdı bir başlamışız konuşmaya, 3 saat sonra falan saati farkına varıp kalktık.. kriz masası konusmaları, mumbleveed74 değerlendirmeleri, kişisel anı ve tepki benzetmeleri, uzun zamandır bu kadar keyif aldığımbir konuşma olmamıştı..

IMGP2526 
aslında nilüfer teyze demem lazım, ama kendimi hakkaten yakın hissettiğim için nilüfer diyiveriyorum. nili annemin taaaa çocukluktan, mahalleden arkadaşı.. arada anlatıyor, taaaa gençkene odaya kapanırlarmış, ortaya da kocaman bir küllük ve çaylar, bır bır bır konuşurlarmış annemle.. o zamanlar nilüfer sigara içermiş..

bazen kararsız, bazen dalgın ama kesinlikle bazen de nokta vuruşçu :D bazı yönlerden çok benzetiyorum kendime nilüferi, bazen öle bir cümle kuruyor ki, "haaaaaa, evt ya, belki de bu yüzden ben böle tepki verdim, hmmmmm" diyorum.. ee tabi burda kendisinin ciddi boyutlu bir psikiyatrist olmasının rolü yok değil :D

IMGP2525 
evine ilk girdiğimde, herhalde böle bir evim olsa aşağı yukarı buna benzerdi diyebildim.. zarif ve estetik olan (ki bu da tartışmaya açık bir konu) herşey dikkatini çekiyor. evde bir dolap var ki ben bi ara el atmaya çalıştım, full dergi, kitap ve ordan burdan kestiği resimler yazılarla falan dolu.. "belki bir gün ihtiyacım olur da bakarım, onu atamam, ı-ıhh onu hiç atamam" dediği bir sürü ıvır zıvır, hemen eline alıp o parçayla ilgili anısını veya hissettiklerini, gördüklerini anlatmaya başlar :) sonra birde nilüferle alışveriş olayı var: kadın almayı seviyor!!! ama aldıkları da hep enteresan ve zevkli parçalar.. bir milyon ayakkabı ve palto tarzı üstlüğü var, haa bi de kolyeler! bi de birşeye sinirlenirse, durdurabilene aşkolsun :D

herneyse, bu bir teşekkür yazısıydı, nerelere geldi. teşekkür ederim nilüfer (teyze) düşündürücü sohbetler için, alışveriş manzaraları için, büyük yemek masasında yediğim güzel yemeklerin için, ...

11 Mart 2009 Çarşamba

sergi:tartışma:film:

Ütopyanın Bugünü: Almanya ve Türkiye’de „68“ Mitosu

12.-23.3.09
Goethe Enstitüsü !cid_image001_jpg@01C9A196

____________________________________________
>
Tartışma / 20.3.2009 saat 18.30
„Ütopyanın Bugünü - Almanya ve Türkiye'de 68 Mitosu”

Haksızlığa karşı ve sosyal adalet için dünya çapında yapılan öğrenci protestoları. Kişisel çıkar gözetilmeden militarist ve yanlış yöntemlerle doğru amaçlar mı hedeflendi? „68“ kavramı 1968 yılı öncesi ve sonrası öğrenci hareketlerinin bir şifresi olmuştur. Bu tartışma kişisel anılar ve tarihsel değerlendirme arasındaki bir alanı kapsamaktadır.

Katılanlar:
Murat Belge, Istanbul
Tanıl Bora, Ankara
Ulrich Enzensberger, Berlin
Wolfgang Kraushaar, Hamburg
Almanca ve Türkçe

_____________________________________________
> Sergi Açılışı ve Film / 12.3.2009 saat 18.30
Michael Ruetz
„Huzursuz Zaman: 1967-1975 Dönemi Fotoğrafları“

Sergi 68 siyasi hareketlerini mercek altına alarak Dutschke’den Beuys’a kadar olan protogonistleri, Batı Almanya’nın ruhsal yapısını ve aynı zamanda da Doğu Almanya’nın kurgulanmış günlük yaşamını belgelemektedir. Bu fotoğraflar dünyadaki değişimi, yeni düşünce akımını, özgürlük ve bağımsızlık ruhunu yeni bir bakış açısı ile irdelemektedir. (Berlin Sanat Akademisi’nin işbirliği ile.)

Serginin açık olduğu saatler :
12.-31.3.2009 Pazt.-Ct. 13.00-18.00

__________________________________________
> Film / 12.3.2009 saat 19.00
1968 – Mitos ve Gerçek
R: Peter Hartl, Jean-Christoph Caron
44’, 2008, Belgesel ,Almanca, Türkçe altyazılı

Tüm dünyada genç insanlar ayaklanmışlardı ve mevcut düzenden kurtulmak istiyorlardı. Peter Hartl ve Jean-Christoph Caron ABD, Almanya, Prag ve Paris’de ceryan eden olaylar örneğinde “68’liler” in “o çılgın yıl”daki amaçlarını, taleplerini ve yanılsamalarını gösteriyorlar.
Giris ücretsizdir

image003

 

10 Mart 2009 Salı

bir ki bir ki münih aktarmali ankara yolcuları!

dönüş zamanı vakti geldi artık.. 4 aylık staj, belçika yağmurunu da yiyerekten, içime içime işleyen soğukla beraber bitti. diceksin, ulan bu mudur hatırında kalan; evet abi! hala yapılmadı negatif enerji kaynağı şofffben! neyse, birki birki münih aktarmalı ankara yolcusu olarak, bruksel semalarından bildiriyorum:

Resim 118 
> 1 haftadan az zamanım kaldı, uyuma alışkanlığımı normal memur seviyesine çekme çalışmaları başladı..şu ana kadar 2 saatlik bir ilerlemem var; 9-10 gibi kalkabiliyorum ama o uyku hali uyanmaları unutmusum..hani gözler açılmak istemez ya, hani bütün organlarınız içinizden bağrınıyordur: "ulan başımıza lider seçtik seni, böyle yönetim mi olurmuş! dingiil!!"

europeans-Belgiumgraphics by sugardaddy

> 1 haftadan az zamanım kaldı, çikolata alımı tam gaz başladı.. geliceklere, bu merasimi yaşayacaklara buradan duyururum lutfen grand palace yakınındaki  'çok ama çok ünlü belçika çikolatacısı' (-ları) nda sıraya girip bi sürü paraya çikolata almayınız.. iki secenek var; Litl gibi buyuk marketlerden gayet daha hesaplı, ve çeşitli çikolata bulabilirsiniz; ya da yine merkezde ama daha ara sokaklarda bana turkiyenin sahil köşelerindeki hatıra malzemeleri satan dükkanları hatırlatan dükkanlar var; bunlar paket paket 5i bir arada modeli daha hesaplıya çikolatalar satıyor.. bir boğa burcu insanı olarak bu açıklamaları yapmam gerekir :D

Nomads_by_JanBorutapainting by Jan Boruta

> 1 haftadan az zamanım kaldı, uçakların bir çoğunda uygulanan ekonomik sınıf ayrıcalığı olarak 20 kilo sınırlamasının bir kabus gibi üstüme üstüme binen baskısı iiyice bastırıyor. gerçekten gerekli olmayan hiç bir obje-kıyafet-kitap alamıyorum.. dolayısıyla hiç almıyorum. y neredeyse hassas tartıyla gram hesabı yapıcam. lanet!! daha once deneyimi olmayanlara bilgi vereyim. 20 kilo bagaj hakkınız, 8 kilo da el bagajı hakkınız var. bagaj kısmında herhangi bir üç kağıt işe yaramıyor. ama el bagajınızı göze çarpmayacak şekilde yükleyebilirsiniz. ama eğer büyüklüğü dikkat çekerse check in noktasında onu da tartıyorlar.. aman diyim! buralarda güzelim turk insanının buldugu en pratik çözüm, sizi bekleyen kişilere yuksek kilolu el bagajınızı bırakıyorsunuz, check in yaptıktan sonra alıp uçağa yollanıyorsunuz. kilo sınırlamasını aşarsam noolurki? die saf bir soru sorabilirsiniz, cevap her fazla kilo başına 10 euro alıyorlar. kilo başı!! 10 euro!! öğrenci kısmına duyururum ki, kitap falan taşıyacaksanız büyük hata edersiniz; kitapların en gerekli kısımlarını fotokopi olarak alabilirsiniz ya da bilgisayar ortamına taşıyaraktan e-kitap misali alabilirsiniz. aksi takdirde benim gibi kitaplarınızı havaalanında poşet poşet annenize bırakmak zorunda kalıyorsunuz. haaa bu arada lap top çantaları tartılmıyor, free pass!

Cleithrophobia_by_meowluisa photo by meowluisa

4 Mart 2009 Çarşamba

birdöneminsonu

bugun tam olarak iyi mi kötü mü bilmediğim bir haber aldım.

hep almaktan korktugum bir haber sonunda geldi. düsünürdüm böle bir haber alsam naparım die... herhalde, kendimi meyhane köşelerine serip, bir gözüm sarkmış bööle, saçlarım pislikten kuş yuvası haline gelmiş falan :D bi panik atak yedim başta da, farkettimki senelerdir hazırlamışım kendimi meğer.

Cigar_by_Satanicqueenphoto by  satanicqueen on deviantart.com
ya ne enteresan... insan yalnız olunca kendini sorgulamaktan alıkoyamıyor..ama asla bir sonuca varamıyor.. bilemiyorum sizde yaparmısınız, uyuma esnasına geçiş vardır ya, beklersiniz acaba tam da uyuma level'ına geçiş kısmını farkında olabilir miyim diye? " hah, bak işte uyuyorum, tam şu an da, evet şimdi uyuyorum" diyebilir misiniz? zor, bilinenin aksine koyun saymak gibi uyku açıcı bir yöntem :D yazmak istediklerim o kadar karışık ve (herzamanki gibi) kararsız cümleler ki, toparlayamıyorum. üzüntü, özgürleşmenin verdiği heyecan, "eee peki şimdi nooolcak?" soruları, yazmanın veriği "bakın benden ders alın" ya da "evet, aynı hisleri hissediyorus.." kaygıları... ohoooooooo!!!

bir dönemin sonu başlığı bir garip oldu aslında, ben kendimi bildim, bildim. bütün cümlelerimin önünde, arkasında, uzağında yakınında hep bildim.. şimdi bilemiyorum.. bilme eylemi yeterliliğini, anlamını, gereğini yitirdi.

I_got_tired_of_taking_self_by_ElifKarakoc photo by elif karakoç on deviantart.com

bi garip oldu şimdi?!!? :D.

...

2 Mart 2009 Pazartesi

ilaç gibi Nesliiii

yaaaa, valla ilaç gibi geldin Nesli bana yaaaa.. ne çok şey varmış beraber yaşadığımız :) tamamen bir lise anısı günü yaptık..ve daha bir sürü genç kadın konuşmaları!!! bak keşke telefon melefon foto çekseydik yaw... 10 yıldan fazla oldu; pearl jam konseriymiş, günübirlik kocaeli-istanbul kaçamağıymış, cinnahmış, otostopmuş, lise mezuniyetiymiş, lc waikikiymiş, lise serserilikleriymiş, vay beeeeeaaaah! keske daha fazla vaktimiz olsaydı bugün.. neyse umuyorum daha sonraları daha fazla görüşme fırsatımız olur.. özlemişim seni neslicim, iyiki varsın:)

DSCN0903 copy
bende eski liseden resimler olucak, dönünce bu konuyla ilgilenicem şekerim..