31 Mart 2008 Pazartesi

copenhag(?)

bugun kardesimle okula gidis seyahatinde radyo dinlerken söle bi habere denk geldik:
copenhag'da bir grup kadın, havuzlara üstsüz girilebilsin diye basvuruda bulunmuslar... biz burda 'aman basımızı kapatmasınlar' die ugrasırken, eller neler ile ugrasıor:) bu arada basvuruları kabul olmus, havuzlarda üsttsüz girilmez yasagı kalkmış..biz de var mı böle bi yasak??? sevgiler/saygılar

25 Mart 2008 Salı

advance vocabulary: şaballamak

şaballamak: şapşallayaraktan semelemek.
şabalak: şapşallayarak semeleyen kişi
şaballaşmak: toplu halde şapşallayarak semeleme yoluyla paso anlamsız hareketlerde bulunmak.
cümle içinde kullanalım:
"oolum iice şabalak oldum yauw!"
"eee! sen de amma şaballadın haaa!"
"gecen hafta bayaaa şaballaştık di mi?"

egyptization

ee biras da egypt foto-motosu yapalim :) mısırı gormek bi daha nasip olurmu bilmem... guseldi, o tapınaklar hakkaten büyüleyiciydi! dinimi degistirip horus'a ya da isis'e tapmaya baslıcam sanırım. o yüce tapınakların önünde dikilince, "yok lan ben en iyisi horusa falan tapim yaaaa, hatta hayatımı adayayim!" falan die geciriyorsunuz icinizden... televizyonda göründüğü gibi diil bilader, fırsatı olan kesin gitsin dunya gözüyle görsün.... tabi burda ufak bir dipnota ihtiyac var, gidin, gidin de gözününüz tapınaklar dısına kaymasın aksi takdirde mısır gezinizde aklınıza gelecek olan son sey piramitler olur. abicim o kadar pisler, o kadar pisler ki, ben bile bi hoş oldum yaw. takılmamak lazım ;)
asagida bulunan fotograflarn bi kısmı burcu bi kısmı benm tarafımdan cekilmistir. herzaman her yerde gorebileceginiz msr fotosu koymucam, zira bende de bi ton var artk :) resmler sırasıyla;

+hatsepsut tapınagının oralarda, bizim kapadokyada oldugu gibi, süs esyaları ve tas-atölyeleri var. bu resim de onlardan birinin cephesi.
+ee bi piramit resmimiz olsun di mi?
+cairo / çarşı :P
+luxor havaalanının ucaga binices kısmı.
+edfu tapınagı, işte tam o an horusa tapmaya karar verdim :)
+comombo'da duvar takvimi
+cairo, otel odasndan goruntu!
+yine edfu ve bebeler :P

























24 Mart 2008 Pazartesi

advance vocabulary: yoğuşmak

toplu halde mayışma hali
ilk bakıldıgında yoğurt ve yğurma kelimeleri ile alaka gösterse de, -ışma ekiyle beraber toplu halde yapılan mayışma hareketlerine yğuşma denir.
cümle içinde kullanalım:
"Pazar günü eymirde çok feci yoğuştuk."
"Hava da güzel olursa, pazar günü seğmenler parkında yoğuşalım mı?"

12 Mart 2008 Çarşamba

ayca:özlem:tuba

yıldız sanatçı : sıcak gülümsemeli : sevecen kararlı
(caner'e tesekkurler, bana da ellerime saglık)


11 Mart 2008 Salı

::fufu-82::

sonunda fu-fu'mun fotolarını koyabiliyorum... calısmaya da basladm, ama bu fotograflar, üzerine ilk oturdugum gun... yani daha oturmasını, kullanmasını bile bilmesken ki resimler. daha ismini bile koymamıstım... neese, ehliyeti de aldıktan sona, gelsin red sonja'lar!!!

egypt-isasion

:) mısıra gidiyorus burcuylan.... donuste resimlenirim...
+mode: "thoughtless-korn"+

4 Mart 2008 Salı

documenta archieve 17 martta hacettepede


:mahmud:anjum:asrar:

06.mart.08 perşembe, atölye 4'te, saat 14:00'de mahmud anjum asrar'ın konuk olduğu açık atölye yapılacaktır. Elif Varol Ergen hocamızın ilustrasyon dersi kapsamında yapılan bu atölyeye katılım serbesttir. ilgilenenlere...

cuma:filmi

07.mart.08 cuma günü saat 10-10buçuk itibariyle persepolis adlı film atölye 2'de izlenceye sunulacatır. bütün bölüm çalışanları ve öğrencileri davetlidir.





















Sol tarafta afişi görülen film, Marjane Satrapi'nin yine aynı adlı çizgi romanından uyarlamadır. ben aslen kitabı okumuştum geçen sene, o zaman turkiyede yoktu... filmi daha izlemedim ama kitaptaki vurgulanan bazı olaylar filmde yokmus; ama ona ragmen günümüzde yaşıyor olduğumuz kaos ortamına uygun bir film oldugu söyleniyor. Marjane Satrapi 14 yaşına kadar iranda yaşıyan daha sonra yanlıs hatırlamıorsam iran'a geçen bir kızın öyküsü, aydın bir aileden gelen satrapi, iranın geçmişini ve yaşadığı rejimsel problemleri yansıtıor hikayesinde. hikayenin aslen hüzünlü bir haykırış olmasına ragmen, küçük bir kızın agzından anlatılıor olması çekici.

aşağıda kitaptan bir sayfa, film karelerinden ve Marjane Satrapi ve yönetmen Vincent Paronnoud'un resmi bulunmakta.





::gençaydınlar::

"tanrının düzenlediği bir evrende insan özgür olamaz"
"düşün?-neyi?-ne düşündüğünü?"
aidiyet duygusu, yalnızlık korkusu demektir.
"hoca, öğrencisini gelecekte karşılaşacağı zorlukları düşünerek zora koşmalıdır."
"kendi içinde kaosu yaşamayan yaratıcı olamaz"
"düşünmek zor iştir"
"yaratmak insanı huzursuz kılar; yaratmak bir doğum sancısıdır"
"mutlu olmak mı istiyorsun? sürüye katıl ve mutlu ol"
"yaratıcı olmak yok etmekle ilgili; yok edeceksin ki yeni yaratasın"
"yalnızlığı göze alabilmek güçlü olmaktır"
"bilgi sahibi olmak başka birşey, bilgiyi kullanmak başka birşey"
"birikime dayanan sezgidir, akla dayanan bilgidir"
"tanrı bile akıllı insanı sever"
"özgürlük her kuşakta yeniden öğrenilen bir olgudur"

.:when.nietzsche.wept:.

gra336 dersi kapsamında dün 'nietzsche ağladığında' filmini izledik. irvin d. yalom'un yazmış bulunduğu kitaptan aynen uyarlanan film, gerek dönemi gerekse felsefik ve sosyojik(ben uydurdum:) önemi olan insanları gözümüzde daha iyi canlandırıp, bahsi gecen ideolojileri daha iyi kavramamıza yönlendiren bir film olmus. filmin uyarlama ve diger sinemasal ögelerini tartısmak yersiz. benm icin film tarihsel bir görselleştirme olması sebebiyle cok önemli. bunun dısında, filmde gecen dr.breuer-nietzche ve dr.breuer-freud diyalogları, filmin birkac defa izlenmesine sebebiyet veriyor. hmmm birde, drbeuer'in sembolik rüyaları... freuda ait, ana rahmi, psikoanaliz, odipius gibi kelimelerinin anlamlandırdıgı film, aslnda kitabı okumayanlar icin iyi bir kaynak.
ps: film divx halinde bilgisayanımda mevcuttur. bir adet bos cd ile gelenlere hizmet verilir.