29 Ekim 2008 Çarşamba

ölüler günü : 1 kasım :o

1 kasım day of death, ölüler günü olarak kutlanıyor burda... enteresan geldi bana.. kutlama degil tabiiki, ama ölüler günü die resmi bir bayram ve tatil var.. bizde bayram haftalarinda mezarliklara gitme gelenegi oldugu icin, bana enteresan geldi.. yok, hayir halloween'le ilintili degil. dediklerine gore halloween yeni çıkan pop-culture olayı.. ben de biraz arastirdim, evt day of death aslında roman katolik kilisesinin onurlandırma günleri olan All Saints' ve All Souls' Day (1 ve 2 kasım)'in bir uygulaması.. daha cok meksikaya ait oldugunu bildigimiz 'dia de los muertos' (ölüler günü) ile de aynı güne denk geliyor. 

William-Adolphe_Bouguereau_The_Day_of_the_Dead_William-Adolphe Bouguereau, The Day of the Death, 1859

Mexicalıların kutladıgı bilinen ölüler günü görüntülerini herkez hatırlayacaktır. ölen akrabaların, yakınların bir festival havasıyla anımsandıgı bu günün kökeninin, Aztec festivali olan, Mictecacihuatl adındaki tanrıçaya adanmış festivaline dayandığı söyleniyor. Mictecacihuatl ise The Lady of Death (Ölüm ladysi?'?) olarak biliniyor...

400px-Catrinas_2Two Catrinas, City Museum of León, Guanajuato, Mexico.

ps: Catrinas: Mictecacihuatl'i temsil eden kıyafetlere bürünmüş iskelet kadın figürü.. farklı kıyafetlerde, farklı başlıklarla karşımıza çıkan bu figürlerin genel adı catrinas...

All Saints' Day ise Roman Katolik Kilisesinin kökenini oluşturduğu ama bugün daha yaygınlaşmış, farklı kiliselerce de kutlanan bir gun. Cennete gidenlerin anıldıgı gün olan 1 Kasım'da mezarlıklara gidilip eş-dost ziyaret ediliyormuş; All Saints cennete varanları anarken, bir gun sonra kutlanan All Souls ise, daha cennete varamamış, ruhunu saflaştırmaya devam eden, günahların bedelini ödemeye devam eden ölmüşlerin ruhları içinmiş..

AllSouls-aladar-korosfoi-kriesch1910 Aladar Korosfoi-Kriesc, All Souls' Day, 1910, Hungary.

1 Kasım All Saints'de mezarlıklarda mumlar yakılıp, çiçekler bırakılırken, 2 Kasım All Souls'da ise bu mumlar, çiçekler temizlenir, mezarlar onarılır ve boyanırmış..

İşte böle, bende bu cumartesi ve pazar burda bulunan kilise ve mezarlığa bakınıcam.. tabi önce nerde olduklarını bulmam lazım..:)
..

google-turkish

google-cumhuriyet ..
.

28 Ekim 2008 Salı

a la breakfast

IMGP1397
toscana kahvaltısı; sağdaki kasede kurumuş domates, soldakinde zeytinyağı-zeytin ezmesi, beyaz peynirimsi yağımsı bişii, tabağın sol üstündeki meyvemsi şey kavun gibi bişii... her masada reçeller ballar çokolatelarrr ortalıkta...

IMGP1393
IMGP1394
çay iyiydi, küçük demlikte geldi, çay bardağı niyetine de göççük kase.. japon misali kaseden içiosun ama yabancısamadım... neyse keyifli bi belgium misali toscana kahvaltısı :P
.

27 Ekim 2008 Pazartesi

medeni-köpenk şehri..

ekin-belgium-01
üstteki sarı kutuda da .ok poşetleri var...

belçika mısın nesin yaw?

öhöm, öhöm!!! sonunda geldm.. 2 ay suren belcikaya gitme mevzuu sonunda sonuclandi.. vizemde bi ton problemler falan, erasmus staj hareketliligi ile yurtdışına çıkacak olan arkadaşlar lutfen benmle kontaka geçsin, detaylar bende :) ekinklch@hotmail.com

neyse, dun sabah munih aktarmali geldim..ufak notlar halinde buyrunuz:
> munih havaalani hakkaten cok user-friendly bi yer. bana sorarsaniz bruksel havaalani daha bole karmasik, alisveris merkezi gibi.. ama munih daha havaalani tipli...

IMGP1332 yesil politzai arabalari :P

> nilufer (annemn ark.) ve kızı beril beni karsiladilar havaalaninda, ve sok oldum ellerinde kopekleri mıstık.. hic kimse hic bisey demio, etrafta ellerinde kopekleri dolasan tipler her binaya girebiliyor...
> pazar sabahlari, pazar var.. sabah diyorum cunku 1-2 gibi pazar toplanip gidiyor.. bildigin pazar, ama butun pazarcilar manken :P hmmm bi de pazarda cicekciler var, buket ya da saksi cicek satiyorlar... keyifli manzaralar..
IMGP1335
IMGP1342
> ekmek almak icin ise, pazarda sira numarasi aliyorsunuz... ekmek derken bisürü ekmek var, bunun yanisira bi ton pasta bilmemne var.. pasta kismina deyinmeliyim:) daha ilk tecrubem ama, öle acaip tatli olmayan tatlilar yedim. baymıyorsun, ii...

IMGP1336bakınız sag ustte sıra numarasi var..bu da nilü teyze..

IMGP1358
> kaldigimiz eve de bayildim, ufak tefek ama cok sirin.. zaten sokakta biraz yürüyünce feci ötesi, dramatik bir sekilde guzel evler goruyorsunuz... insann oturasi geliyor..
  IMGP1355
IMGP1348
> iki sokak otede ufak bir şato ve göl var.. şatonun hikayesini daha ogrenemedim, adını bile bilmiyorum..ogrennce yazarm, fakat gol ve golun etrafındaki agaclı yol süper.. birazdan cıkıp yürüyecegim..
sanırım öle turistik bir yer de degil..

IMGP1345
> dun geldigimde cok yorgundum ve iletisimim kapalıydı.. telefonum yurtdışına açtırtmama ragmen su an çalışmıyor.. internete baglanmam da sorunluydu..bi ara pek bi moralim bozuldu, "amaaan .ok vardi belcikada, naaapcan simdi ekin" die gözler dolmaya baslamisti, fakat nete girince alan rahatladm.. arasira bi ozguven kaybi olcek sanirim, ama suan iyiyim..
> staj yapacagim sirkete ve gent'de bulunan ogrencimiz doğa'ya mail attm.. bu arada da kiralik studyo evlere bakyorum.. bakalm bu hafta icinde kendi yerime cıkıcam sanırım, yani arkası yarın diyorum.. bai..

23 Ekim 2008 Perşembe

cosby show 19:30

huxtablelar digiturk, comedymax'de hergun 19:30'da!!!!

cosbysh
tekrar izlemek cok keyifli yaw, hala gulebiliyorum.. ebeveyn ve çocuk ilişkisi anlamında feciii yani :) 1984'de nbc'de başlayan dizi 1992'ye kadar 8 sezon sürmüş.. çocukların büyümüş hallerini bilem hatırlıyorum..keyifliydi.. keşke iki bölüm ardı ardına verseler... hemencecik bitiyor dizi, eskiden öyleydi galiba, bana şu anda hemen bitiyo gibi geliyor..

cosbysh2
neyse o diil de, yaşadığım şoku hemen yazayim. bizim rudy var ya, hani göçük şirin kız, ahanda bakın ne olmuş:

keshia[1]
:) 19:30da beni sakn aramayın, valla açmam telefonu..

20 Ekim 2008 Pazartesi

18 Ekim 2008 Cumartesi

pisikletle izlandaya gidilir mi?

http://bisikletleizlanda.blogspot.com/
insann pisikletle lzlandaya gidesi geliyor valla... ellerinize, ayaklarınıza saglık..

100_0279 IMG_2288 isveckopru02 100_0343

punk belediyesi baskanı

Sorarım size, ankarada yasayip da saygini tanimayaniniz var midir? evet, punk belediyesi baskani saygin. hatta ankara bile az kaldi galiba, saniyorum istanbul ve diger guzide sehirlerimizi de fethetmis die duydum...

orda burda surda, metal barinda, james cookta, clubda, sokakta, hiphop parilerinde, manathanda ve bilimum cesitli mekanda rastlanan, elinde muhtemel raki bardagi, kafasinda hala kaybedilmeyen acaip gözlügü ile saygin. dün de cross'da rastladik saygina, kendi kendime dedim ki yaw ben su saygini bi yazayim....

saygin-ay 
anlatmadan gecemicem, ki her saygin konusu oldugunda anlattigim hikayemi buradan da tekrarlayayim.. benm istanbul kuzen sılacan bir gun ankaraya geldi, o zamanlar punk falan acaip imaj yani :) neyse dediki ben bazı arkadaslarla bulusucam sona tunalıda görüsürüz dedi.. ok dedim, tunaliya bir gittim bir baktim, arkadas dedigi bizim saygin. hatta hepimizin saygini.. cok sasirmistim o zaman niyeyse.. simdi sasirmiyorum :).. herkezin bi sekilde bir yerde saygin muhabbeti, saygin anısı oldugunu biliyorum.. diyorumki ille de benm anım süper bak dinlemelisin diyen bana yazsın, ben de yayınlayayim?

saygın anısı anlatmak icin>>> ekinklch@hotmail.com
.

16 Ekim 2008 Perşembe

tipografi>şiir>doğa

- Doğada deneysel tipografi. Güneş ışığıyla yazılan şiir. >>>

tipografi-siir1
[One day poem pavillion]futuristika

9 Ekim 2008 Perşembe

elmayra turkcell

önceleri, bu tavuk kahramnlı turkcell reklamları ilk cıktığında, hani kampanya yumurtluyordu ya.."ııııyh! tavuğun kı.ından çıkan kampanyaaaa da neee " demiştim.. tamam yumurta da yiyoruz ama, tavuk önümüzde çıkartmıyor o yumrtaları, ama ilk reklam filmleinde tavuk ıkınaraktan taife kampanyaları çıkartıyordu...

tavuk_800_600_2 
sonra şahanlı reklamlar geliyor aklıma, siyaha boyanmış dev tavuk canavarı!!!

neyse, ankara sokaklarında yer alan billboardlarda yeni kampanyayı görebiliyoruz "gençlere her ay 2 saat bedava" bana sorarsanız, gençlerin ellerinde elmayra tarzı sevgi kucaklaması yapılaraktan sıkıştırılan tavuk imgesi gayet sempatik. tabi gençlerin yüzündeki sıcak ve sempatik mimikler de öle.. tavukcağızımız bu sefer neye ugradığını şaşımış afallamış..ee kolay değil önce ortalık yerde yumurtlattılar sona, alice'in kurabiyelerinden yedirip devleştirdiler (hem de siyaha boyayarak) üstüne gençler tarafından sevgi bombardımanına tutuluyor...

elmayra-turkcell-01 elmayra-turkcell-02fotoğraflar 07/10/2008 tarihinde tuba özgel tarafından
cinnah caddesinde çekilmiştir.

6 Ekim 2008 Pazartesi

Aşkınızı Ateşleyin mi?

bir kaç zaman önce, evimizin hemen altındaki markete girdim (as usual)  kasaların hemen önüne konan, özellikle yeni ürün reklamları ya da paketlerine bakınmayı adet edinmiş bir tasarımcı olarak, hemen sağım yer alan, boyumu aşan bir yükseklikte bulunan grinex ürününe ve reklamına takıldım.

slogan; "aşkınızı ateşleyin!" bir kadın başını bir erkek'in omzuna yaslamış, yeşil bir paket, hemen göze ilk çarpan şeyler.. önce prezervatif (ama organik) (yeşil ya) zannettim, ama bakkalda, tamam medeni olalım markette, tam kasanın yanında böle bir ürün beklemiyorum, şaşırdım, bir anda önce ramazan boyunca içki satmayan marketler, bir yanda kasa önünde satılan rezervatifler...

neyse, market sahibiyle senelerdir oluşmuş samimiyetimize güvenerek şöle sordum: "yaa, hakan.. ayıp bişi degilse, bu ürün nedir sorabilirmiyim?" dedim. (pek samimiyiz ya :P) gelen cevap: "haa, o mu, gripex, yaşlılar için vitamin gibi bişi, ama organik" Evet! organik kısmını (thanks to yeşil paket) tuturdum, ama vitamin gibi bişii mi? hem de yaşlılar için? doğal olarak reklamda diğer bir bilgilendirme unsuru olan görseli incelemeye başladım:

cefb500a9f3d05511296a719cffb21cf
yukarıdaki resmi internette buldum, görünen kişi kim bilmiyorum, herhalde biyer bişey sorumlusu.. herneyse, arkaplanda kalan görsele odaklanalım: bir kadın, yüzündeki çizgilerden ve gıdığından falan yaşlı olduğunu anlıyoruz, ama kısa saçlı: kadında kısa saç çağdaş, modern, açık fikirli kadını göstergeliyor. dişler falan da maşallah bembeyaz, t-shirt de öle, demekki bakımlı temiz çağdaş orta yaş üstü bir kadın. başını yanındaki erkek figurune yaslamış, gözler o açıdan bakmak zor olsa da erkekte, hatta erkeğin dudaklarında. aşık yani.. buraya kadar bir problem yok, aşağıda siteden aldığım başka bir resim var:

ndx_01
gelelim erkek figürüne. bu adam kesinlikle bu kadından genç!!! kirli sakal, yani genç ve kendine güvenen, trend takipçisi bir adam. saçlarını göremiyoruz belki jölelidir. fakat yüzündeki sevimli ifadeye bakılacak olursa, esprili, sürekli gülümseyen sempatik biri... ama tekrar ediyorum genç!! hmmm bir de, erkek figürünün, pardon düzeltiyorum genç erkek figürünün gözlerini göremiyoruz, en azından o kadına bakmıyor. reklam analizleri makalelerinden edindiğim bilgiyle şunu söyleyebilirim, erkekin gözleri en azından kadında değil, kadın ise, o açıdan göz yuvarlarını zorlayacak bir içimde, erkeğe bakma çabasında. kadınımız bu genç erkeğe aşık.haaa bu arada, arkadan gözüken yeşillik dolayısıyla da anlıyoruz ki, ya kırdalar, ya parktalar, ya da bahçli bir evin bahçesindeler; kesinlikle ve kesinlikle sandalye gibi birşeyde oturmuyorlar, muhtemelen kırlık bir alanda, pembe-beyaz pütükareli bir piknik örtüsünün üstünde oturuyorlar(?!) neyse abartmayalım...

ürünün sitesine girip biraz bilgi alayım dedim; sloganlar DAAAAN!DAAAAN! die ambele etti; tam da bu resmin altında, "senin ve onun için, mutlu bir aşk hayatına kavuşmanıza yardımcı olmaktadır." nasıl? hemen bu ürünü satan bir siteden aldığım screenshotu ekliyorum:lütfen tıklayarak büyütüp okuyunuz...

grinex-web
ya, aslında ürün problem değil, yanlış anlaşılmasın.. burda hem biraz reklam görseli analizi yapayim, hem de bazı marketlerde alkol satışının yasaklandığı ve korkutucu yaptırımların yavaş yavaş yükseldiği ülkemizde, herzaman ekmek aldığınız bakkalın kasasının hemen onunde gözünüze batırılan görsellere dikkat çekmek istedim. orta yaş üstü kadınların genç erkeklerle olan aşk(?) hayatlarına yardımcı olması için sürülen bu ürün bir tarafta, ulusal kanallarda yayınlanan bazı filmlerin sadece öpüşme içeren sahnelerinin yayınlanmaması bir tarafa..(izleyen varsa, geçen gece mr&mrs brown filminde kahramanlarımız kavga ederlerken bir anda, üzerlerinde beyaz gömlekle portakal suyu içme sahnesine geçiverdiler, valla kendimden şüphe ettim, ben mi yanlış hatırlıyorum filmi die...)

lütfen günlük hayatımızda olan bitengörsellere biraz daha dikkatli bakalım.. hani koyunsamamak adına...

saygılarımla..
.

tanrı sanrısı: vocabulary - agnosticism

* dikkat: kaynakca, arastırma netten ve okudugum kitaptan elbette... tanrı-din-inanc vb. ile ilgili ve bircok -ism takısıyla terminolojide yer alan kavramları özetlerken, tamamen kisiel arastırmalarıma dayanarak ve yorumlarımı da ekleyerek yazacagım. uyarmak isterim konuyla ilgili yazılanların bilimsel ve akademiksel degeri konu edilemez, alıntı vesaire yapılamaz. (bknz.tanrı sanrısı)

agnosticism: agnostisizm, bilinmezcilik... Tanrı'nın ve ya ilahi bir varlığın varlığının bilinemez olduğunu savunan inanç yaklaşımıdır. bir felsefe akımı olarak da değerlendirilen bu savın savunucularına ise agnostik deniyor.

"Dinlerin Tanrı’dan gelmediğini söyler ve dinlerin tanrısını da reddeder ve ancak başka bir Tanrı’nın, bir yaratıcının varolup olmadığının hiçbir zaman bilinemeyeceğini söyler. Bu bakımdan agnostisizm, kendini, Tanrı kesinlikle vardır diyen Teizmden de, Tanrı kesinlikle yoktur diyen Ateizmden de ayrı tutar." (Yıldırım, H. 2002)

a: without, gnosis ise knowledge, bilgi anlamında yunan kelimelerinin biraraya gelmesiyle agnosticism kelimesinin anlamı daha belirginlesiyor. Erken hıristiyan bilginleri gnosis kelimesini ruhani bilgi olarak kullanmış,

şüpheci bir tavır olarak alınan agnostisizm, görüş anlamında ilk olarak ilkççağ'da sofist (felsefe öğreten gezgin felsefeciler) Protagoras tarafına öne sürülmüş; fakat 1800'lerin sonunda biyolog Thomas Henry Huxley tarafından terim olarak kullanılmış. Aslında Agnostisizm, sadece tanrı degil birçok ruhani / manevi / fiziksel olmayan ve duyularla anlaşılamayan bilginin gerçek bilgi olmadığını, herkez için geçerli bilgi olmadığını savunur.

180px-ThomasHenryHuxley T.H.Huxley..

Tanrı konusuna geri dönecek olursak, önemli olan nokta bence, tanrının var olduğunun bilinemeyeceğini öne sürerken, tanrının var olmadığının da bilinemeyeceğini savunan agnostisizm, bu anlamda tanrının varlığı tartışmasından uzaktadır. birçok atesit olarak bilinen düşünür ya da bilginin aslında agnostik olduğu da gözden kaçmamalıdır.

rnin52l comic işte :)

Agnosticism ile beraber ortaya çıkan diğer bazı terimleri de aşağıda kısaca açıklamak istiyorum. o kadar çok -ism var ki.. bazılarını kelimelerden anlasak bile, bazıları en azından bana hiç bir şey çağrıştırmadı:

Gnosticism: gnostisizm: "Gnostisizm, eski Mısır ezoterizmini, eski Yunan ezoterizmini (Platon, Pisagor), İbrani tradisyonlarını, Zerdüştçülüğü, bazı Doğu geleneklerini ve dinlerini, Hıristiyanlığı eklektik bir tutumla sentezleyen, birçok tarikatın benimsediği mistik felsefeye verilen genel addır. Terim, eski Yunanca’daki “sezgi veya tefekkür yoluyla edinilebilen bilgi” anlamındaki “gnosis” sözcüğünden türetilmiştir. (Gnosis üç bilgi türünden biridir. Diğerleri, öğrenimle öğrenilebilir bilgi “mathesis” ve ancak ıstırap çekerek öğrenilebilen bilgi “pathesis”tir.) Eski Yunan ezoterizmine göre nasıl ıstırap yoluyla ulaşılabilecek bilgiye öğrenim ve sezgi yoluyla ulaşılamazsa, sezgi yoluyla öğrenilebilecek bilgiye (gnosis) de ne ıstırap yoluyla ne öğrenim yoluyla ulaşılabilir. Bu yüzden kimileri gnostisizmi "'sezgi' yoluyla alınan 'bilgiyle kurtuluş öğretisi'" olarak tanımlar." wikipedia..

Agnosticism, gnosticism'in tam karşısında duran görüş olarak tanımlanıyor.

Agnostic Theism: Kendilerini hem bir agnostik hem de belirli bir dine kısmen dahil olarak tanımlayanlar.

Ignosticism: Tanrı'nın varlığının sorgulanmaından önce, tutarlı ve mantıklı bir tanrı teriminin anlamı ortaya konmalıdır diyen görüş. Çünkü, tutarlı ve net bir tanım olmadıkça, tanrının varlığının ispatı ya da olmadığının ispatı bağıntılı örgülerle yapılacaktır. 

Skepticism: "Septisizm (skeptisizm, şüphecilik veya kuşkuculuk olarak da adlandırılır) her tür bilgi savını kuşkuyla karşılayan, bunların temellerini, etkilerini ve kesinliklerini irdeleyen, ayrıca aklın kesin bir bilgi elde edemeyeceğini, hakikate erişilse dahi sürekli ve tam bir şüphe içinde kalınacağını, mutlak`a ulaşmanın mümkün olmadığını savunan felsefi görüştür." wikipedia-septisizm.

.