22 Şubat 2011 Salı

dötümü de alır giderim

döt meselesi önemli! bazen kaptırıveriorsun ideal durum ve planlara, aptal da degilsin hani, yararcı ilişkilere giriyorsun.. ona yarar buna yarar ee sonunda da bana yarar; işler yürür bazi akılsızlık durumları elimine edilir vede bişiler yapılmış olunur. ancaak insanda olusan "ulan bi işe yaradım lan ben bugün, olley!" hissi var ya, o his suratiniza bi tebessüm yayar, şöle kimsenin farketmesini istemiyeceginiz sekilde omuzlarnz hafiften diklesir ya!! istemezler! omuzlarnz çöksün, suratınz asık olsn isterler

21 Şubat 2011 Pazartesi

küf project ve ankara

ellere sağlık demek istiyorum.. ankaranın da hala nefes aldıgının ispatısınız arkadaslar. gosterdiginiz gorsel yaraticilik ve cesaretinize ben şahsım adına teşekkür ederim.. umarm yönetimdekilerle problem yasamasnz, destek gerek olursa biz burdayz :) tekrar elinize saglik..



işte buda, makin'of videosu:
http://www.vimeo.com/20280613

17 Şubat 2011 Perşembe

telefondan bir post denemesi

noradan aldıgım tiolarla bi app bulduk bakalm nasi olcak..işe yararsa bakmayin keyfime :)

7 Şubat 2011 Pazartesi

ekinklch'nin streetartları şeysi

baktım böle olmuyor, son zamanlarda yapmış olduğum bütün streetart kapsamındaki çalışmaları bir araya topladım :) yukarıdaki linklerin en sonunda streetart sayfasında görülebilir efendim.. saygılar, sevgilerr.

The Met Ekin Kılıç Röportajı :)

duuugu'yla bi röportaj çalışması yaptığımızdan bahsetmiştim, ve işte yayınlanmış :) teşekkür ederim duygucum :) aşağıdaki adresde bulunan The Met dergisinde yayınlandı efenim :) fotograf screenshot azizliğine uğruo maaalesef, sori :)

http://www.themagger.com/#


3 Şubat 2011 Perşembe

alkohol stencilllll





















alkohol stencillerimi kuğuluya uygulayabildim geçen cumartesi.. iki dene yapabildim ama olsun :) aktivistlikler devam edecektir.. :) fotoğraflar için sayın fırat hocama teşekkürler, hiç üşenmemiş gitmiş çekmiş :) akşam çekemedik, acaip karanlıktı..

29 ocak 2010 cumartesi, kuğulu parkta buluşuldu, konu at gözlüklü küçük beyinli insanların, sözde demokratik eylemleri çerçevesinde direttirilen alkohol yasakları idi. +24 olarak da bilinen bu ysaklar silsilesinin asıl konusu, herkez istediği zaman alkole kolayca ulaşamasın diye açıklandı. bu, tamamen insan haklarını hiçe sayan, is-lami yürütmelerin göz kırpması olarak yorumlanabilen bir diretmedir. bu ve bunun gibi, muhafazakar olmayan çevreye çeşitli yollardan uygulanan diretmelerin amacı, toplumun korunması ya da beynini kullanamayacakları düşünülen insanların korunması değildir; bunlar ancak ve ancak insanın aklını, beynini, zekasını hiçe sayan aşağılayan sözde tedbirlerdir. aman sen de alkol denince tepk verdin, daha bi çok şey var buna gelene kadar denilebilir... evet doğrudur; bazı şeyleri ancak televizyon veya kulaktan duyma yöntemiyle öğrenebiliyoruz, duyuyoruz; ufak tefek yaşanılmış saçmalaık dedirttiren, bazen korkutturan yaşanmışlıklar da var tabi....................... bir de şu silah meselesi var; hayır, nasıl bir aptal yerine koymadır bu ya? sen "beyni yetmez onun daha" diyip alkohol alma yaşını 24'e çek, sonra doğruyla yanlışı ayırtedebileceğine güvendiğin 18 yaşındakine "al canım, silah alabilirsin, ne kadar arzu edersin?" de... daha neler neler var yazılacak, dile getirilecek... nereye gidiyoruz? gerçekten bazen çok moralim bozuluyor.... bişi yapmak lazım ama ne? diye sinir gerginliği oluyor.. protestolar devrine giriyoruz... sonuçlar ne olur bilinmez ama etraf, dünya kaynamaya başlıyor.. akıllı olmak lazım, düşünmek lazım, ifade etmek lazım.. bişiiler lazım..