31 Aralık 2011 Cumartesi

samimi post zamanı

yazmaktan cekinmece yasadigimi uzundur okuyanlar anlayabilir die dusunuyorum. sistem kelimesini kullanmadan nasl yazarm die dusundum bulamadm.. ve de suan okuyarak 'ne sisteminlayn' diyenler yerinde de bulunmadm degil.. bilin bilmeyin, farkinda olun olmayin, umurunuzda olsun 'umurumda diil' diyen olun..

size bisi söliyimmi? sacmalıyosun!! bişileri degistirebilecegini zannediyorsan, farklı oldugunu dusünüyorsan yanıliyorsun.. derlerdi de takmazdm, kaa'le almazdm, malantorize derdim.. anlamazdm.. degistirebilecegin tahmin edilebilensin sen.. sen zaten o yüzden varsın.

ve de sen kimsin?

acaip bir ksr döngünün içinde oldugunu farketmekten nedir aldıgın haz?

kime küfrediosun? niçin küfrediyosun?
.....………………………

ps: pzt matbaa olayı

30 Aralık 2011 Cuma

mutlu yıllar o zaman mı? bir gevelenmece yazısı


















> okuyorum ya bu ara; foucault'un cinselliğin tarihine başladım! kalıncana kitaplardan tabe.. de,
bu beden meselesi ( kalma ideolojilerin okunması bir yana..) bir hayli zamanımı almaya başladı.. 10 ocakta bir sunum yapacagm, görsel kültür dersi için; o zaman daha kapsamlı yazabilirim, en azından düşüncelerimi toparlayp düzenlemeli sunabilirim burdan :)
> bunun dışında, bu sene pek bi havaya giremedim, kıırmislar, ışıklar, yıldızlar kırmızı pötü kareli desenler falan.. olmadı :) nedeni üzerine düşünmeyi tercih ediyorum sanırım; yaşlanma olayları mı? yani, yaşlanma derken "ooolum 32 senedir-ortalama 15'i bilinçli- kutluyorum, coşuyorum, kopuyorum.. bi nane olmuyo" mu diyorum acaba içten içten.. belki de cumartesi olması itibariyle bir sevinç kaynaması yaşayamıyorum. buzellerim bilir, ben pek bi heves patlaması yaşıyarak işlerim böle günleri.. de, bu sene olmadı :) ama yanlış anlaşılmasın, mutsuz değilim;

>>> aaaaa ne yazıyorum yaaaa, silcem şimdi öööle geveleniyorum bayaaa :)


>>> kısaaaaaaaca; herkeze mutlu mutlu yıllardan diliorum.. 
güzel insan olunuz, güzel insanlarla, güzel şeyler yaşayınız.. 
ekn.

>ps:  mylo sabah dışarı çıktı vede ben pencereyi açmayı unuttum, şu an sürekli miyavlamak kaydıyla pencere pervazında donuyo olabilir:) eve gitmeliyim.. ya da nesrin teyzelere (tubanın teyzesi, karımtrak apartmanda oturuyor) anahtar vermeliyim diye bir süredir düşünüyorum...

19 Aralık 2011 Pazartesi

nostaljik beytepe otobüs fotoğrafı :)

yaaa bunu paylaşmadan edemiyeceğim;























acaip bi foto olmuş :) senesi nedir bilemedim tabi; öndeki genç biraz bi doksanlar gibi bağırıyor ama yine de belli olmaz (ama karizma tam yaani, bi FBI ajanı bakışı var abide).. bi de, otobüsten sarkanlar arasındaki koyu tenli arkadaşlarımız da, olayı hindistanvari bir görünüme sürmüş :) ben önce zannettim, bayaa klasik hindistan-otobüs-kaosu fotoğraı, sona HACETTEPE-230-BEYTEPE'yi görünce koptum tabi :)

bu sayfadan aldım: http://rnzbrk.tumblr.com/

iki gündür evde makale yazıyorum yau
































yessss, bitirdim makaleyi :) yarın da upload etmece. WCES Barcelona'daki WCES eğitim konferansına gidiyoruuuuuum! özetim kabul olmuştur ancak full-paper bitmemişti. neyeki bitirdim bugün; yarın da son gün zaten :) ucu ucuna yine :) neyse bitti ya, umarım bi problem çıkmaz..

planım, konferansa katılıp sonraki bir hafta da, ayçanın yanına sevillaya gitmek!! hazır kuzen oralardayken bi görmek harika olurdu :) aslında neslie'yi de bi görsem cordoba'da, bebeği de görürdüm, ne güzel olurdu :) yine söylüyorum umarım problem çıkmaz.. hemen bi nazarlıksı bişi bulmalıyım :)

efenim, iki gündür evdeyim ya, sıkıntıdan (boşdurma sıkıntısı değil elbet, iş çokluğu sıkıntısı) yemediğim şey kalmadı; en son sehpadaki negro kırıntılarına parmak basıp ağzıma yuvarlamaya çalışırken akan salyalarımla yakaladım kendimi desem! :) bi de mylo var tabi, iki gündür bayaa can ciğer olduk; sanıyorum yavaş yavaş kedi dilini sökmeye başlıyorum. yani, bu miyavlamalar arasında vurgu ve sündürme farklılıklarını algılayabiliyorum gibime geliyor..... ya da iice kafayı yedim ben :)

18 Aralık 2011 Pazar

bisürüsünden pazar günülemece / tenekeden / kolajduvarı gibilerinden

pazar günü şeysi..
sabahtan bisürü bölüm stargate universe verdiler fx'de süperdi :) sona da, dedimki "ekin biton işin var, kapat şu televizyonu, modern koltuk görünümlü ininden çık ve de artık çalış :)






































bi süre acillerden gittim, sona da dedim ki, yau bi blog girişi yapayim.. yazayim edeyim :)

> bir yorum geldi, neden blog girişine yetişkin uyarısı yapılmakta, ne gerek var die :) evet yeni yaptım o uyarı sayfasını.. neden mi? aslında ciddi bir neden yk; kısmi şımarıklık; kısmi dikkat çekme şeysi; kısmi önlem, kısmi bişi bişi bişi... ama, doğru dil mi? yetişkin şeysileri var blogta :) yalan diil yani, gerek yetişkinel, gerek yetişkinsel gerek de yetişinlik temalarını işlemekteyim diye düşündüm.. yaaa bu kadar yazıcak kadar bile düşünmedim aslında da, cevap vereyim istedim.. eğer çok bi problemse kaldıryim yani? :)

> babam iyi, geçmiş olsunlayanlara çok teşekkürler.. dikşler alındı falan, herşey normale döndü gibi.. doktor, akşam yapılacak hareketler vermiş. bütün gün masa başı olanlar için, sırttaki dik durmaya yardımcı kasları da geliştirmek için.. bi öğreneyim, buradan bi tutorial yaparız artık :)

> tutorial demişken, tenekedenkültablası tutorial'ını da bugün yarın yapacagım yayınlayacagım burdan :9






















> bi de bi duvarım var, buzellerin eklemesiyle o duvarı kolajduvarı gibi bişi yapma fikri üzerine deva ediyorum; şimdilik fena gitmiyor. zaman zaman, buldugum (found-object/paper) ya da anısal, ya da hediyesel (yurtdışına gidenlerden istediğim kartpostallar gibi :)) kagıtlarla toplaştırdığım bi duvar oluyor olmakta :) buyrun bu da şimdilik fotosu.. tabi korkuyorum, olayı bütün cozutukluğumla abartıp evin heryerine yayılırmıyım diye ama, şimdilik fena diil :)


























> ay duvar da ne pismiş :) neyse, böle işte... daha fazla kaptırmadan ben biraz çalışmaya çalışayim bari :) herkeze iyi pazarlar, lar, lar...

13 Aralık 2011 Salı

uçan süpürgelilerden sonra bir salı beytepe'sinden

zor bela evden çıktım; artık beytepe otobüslerine binebilmek için 1,1 km yol yürüyorum. (otobüsler evimin ordan geçmesine rağmen durak olmadığı için durmuyor ?!!?) çok bi yol değil elbette ama, o yolu yürürken önümden geçen otobüslere hırslanarak bakıyorum elbette :) neyse, daha yeni başladım bu rutinlere, elbette hırsım sinirim geçer :)

hatta bugün anıtkabirin kenaarından yürürken, şööle bakınıyordum manzarasal güdülerle.. bi baktım havada fazla şekilli bulutsal çizgiler var :) biraz daha bakınca, bir uçak'ın paralel şekilde çizgileri yapmaya devam edişini gördüm :) hemen tabi araştırmacı-bloggercı kişilik olarak foto çektim ve de bütüüüüün sosyal medya ortamlarımda paylaştım :) sabah sabah keyif yaptı bende; üstüne otobüs duağına ayak basyıgım anda gelen booooooomboş otobüs de cuk oturdu; şöyle söyleyebilirim, otobüsün tek yolcusu bendim :) hatta beytepeye geldiğimizde otobüsde 3 kişiydik :) fena başlamadı gün, bir salı günü beytepesi hafif güneşli, hafif sakin, hafif teorik geçicek gibi..































(öğleden sonra keyif verici madde özelliğinde görsel kültür ve ideoloji dersi var; bu hafta Althusser 'ideoloji ve DİA'ları konuşucaz..)

5 Aralık 2011 Pazartesi

zımbalı dikiş şeysi

hola!
papa amelliyat oldu acilinden, bu resim de amelliyat yara şeysi.. zımbalı dikiş; ya da fermuar dikiş :) foto biraz rahatsız edici tabi, ama fırsat bu fırsat bi daha böle foto bulamam diye çektim valla :)

1 Aralık 2011 Perşembe

bi de: cafe de firat var

fırat'ın yeni blogu; biraz zaman geçsin istedim yazmadan önce, ki biraz dolsun :) şu an oturdu sayılır blog, artıkın kendini besler :)

buyrun burada:

http://cafedefirat.blogspot.com/






bide sayfa da en dikkatimi çeken ve sırıttıran şeye dikkat çekmek istiyorum: n'olur n'olmaz yazalım demiş belliki :):):):)

vertov.lamacalardan.bir başlangıç.

bu haftaki görsel kültür ve ideoloji dersi okuması. başladık bakalım ufaktan; bir sinemacı rus futurist manifestosuyla beraber diğer söylemler; sinema-gözlü adamlar, kinok'lar gibi detaylı yeni lügatlık söylemler :)
keyifli..
bu da, bir filminin linki:

http://stagevu.com/video/bkzbewcphxgv




























^ bu da filmin stenberg kardeşler tarafından yapılan sinema afişi.. grafik tarihinde construktivism adı altında haylice incelediğimiz, baktığımız afişlerden biri aslında :)

> biraz okuyayim, sindireyim, yutkunayim falan yazacağım elbet :)