17 Aralık 2012 Pazartesi

kar yağıntısı pazartesisi vede whatever imnot an artist sergisinden görüntülenmeceler

sergimizi de açtık, çok güzeldi..gelebilen herkeze çok teşekkürler :)

bayaa keyifli geçen, yoğun haftaların ardından, bütün haftasonu uyuyarak, pazartesi de karbeyaz sokaklara uyanarak güzel bir dinleniş kıvamına geldim.. içimden bi oghh çekesim geldi :)





13 Aralık 2012 Perşembe

denklemde bir sıkıntı var gibi?

soru şuydu: ... de konsept ne acaba?

bir brief, hatta birde basın bülteni var 'whatever i'm not an artist' sergisi 14 aralık 2012 torun'da... başlığın nereden, hangi processlerden çıktığına dair. mesele kimliklenme durumu. genişlersem, sıfatlanma, pictogramlaşma durumu...

hadi özetleşelim; detaylaşalım; sanatçı .. kelimesi artist olarak ele alındığında, türkçe parantezine girdiğinde artist olma durumundan zaten ironikleşmeye başlamıyor mu? 'artist olma'nın arkasından gelen küme parantezinden bahsediyorum. çevrem(iz)de hergünkü muhabbetlerden okumalarda, ego ile başlayan ve sonunda da üretim (üretim dicem çok mekanik kalıyor ama üretim diye genellicem..) 'den oldukça uzaklaşan havadan kelimelerle ve de iç sıkıntısıyla biten muhabbet okumalarından bahsediyorum.. denklemde bir sıkıntı var gibi :)

bi de'artist olmak' (!) için okumuyor muyuz, oraya buraya gidip bakınmıyor muyuz, onu bunu okumuyor muyuz? denklemde bi sıkıntı var gibi :)

kırmızıyı sevip, yeşili eleştirmiyor muyuz? hani bide, 'oooo ne varki bunda, bende yaparım' cümlesi vede belki 'ayyyy, ben bunu düşünmüştüm..' .. biraz daha uzatalım muhabbeti o zaman:
'ııııııııı hiç, ben anlamadım.. zaten ne yapmış ki?' 'aaaaa beğendim, anlamadım ama beğendim' 'ulan, ne adam yaaaa, bak kendini nası satıyo' 'abi, bi gidip görünelim, belki karmaya çağırırlar, ha?' 'ne demiş şimdi burda, nedir yani? bu mu?' 'malzeme abi, bütçe tabi.. o bütçe bende olsa bak neler yapıorum..' vesaire vesaire... yapmak ve söylenmekle devam eden iklilikler.. denklemde bir sıkıntı var gibi? :)

sadece eleştirmek değil istediğim aslında.. sonuçta GSF yolunda erimişiz, yerdeki çakıl taşlarının arasına serpilinmişiz. hele biz akademisyen tavırlı insanlar, neyi düşünürken, neyi öğretme çabasında günler geçiyor diye düşünmeden alamıyorum kendimi..

adw kapsamında, gmk'dan umut südak panel'de şöyle bir cümle kurmuştu:
"ben grafik tasarımcıyım demeye korkuyorum!"

peki ya sanatçıyım demek?

denklemde bir sıkıntı var gibi? :)