14 Şubat 2009 Cumartesi

mösyö valentin

mühim gün tabi.. herkez bugünü ne kadar önemsemediği ile ilgili acaip yazılarla lütufta bulunmuş. tabiki herkezin düsüncesi kendine.. herkez neyi nası istiyorsa öyle yapsın şekerim. madem öle ben de kendi fikrimi söyliyeceğim: evet, ben sevgililer günü, zafer bayramı efendim okuma bayramı falan hepsini acaip severim. bana göre bu günler, doğal rutininde gelip geçen 365'lerin arasında "a-aa bugun x günüüü!! hayde!!!" die ufaktan sevinç duyulabilecek (ok, bazen üzüntü de olabilir) günler.

10607

bilmiyorum belki de 23 nisan doğumlu olmamdan kaynaklı ben severim böle şeyleri. yanlış anlaşılacak bir durumu da yoktur, kendinizi ticari sömürü tüketimine kaptırmadığınız sürece. elimden gelse, başka kültürlerin özel günlerini de kutlarım. elimden gelse, bütün özel günlerde herkeze bisürü hediyeler alırım. elimden gelse, her özel günde minyatür festivaller düzenlerim. başka nasıl, zaman zaman uyuzlaşan hayatımıza ara verip, sevgimizi, acımızı paylaşabiliriz ki? bana göre bu tarz günler mazarettir beraber olmak, paylaşmak için...mazaretler ise, günlük maskeler gibidir takındığımız.. hiç bir sakıncası da yoktur :D

sevgililer günü kısmına gelmeden önce, doğum günlerinin de ne kadar özel olduğunu ve aynı diğer özel günler gibi aslında sadece mazaret günleri olduğunu belirtmek isterim. yani, elimde olsa senede iki kere kutlardım doğum günümü: narsistim ya! sevin beni ulen!!! (bu çözemediğim, narsistlik sınırında dolaşarak kurduğum öz-savunma kalkanının ardındaki iç-güvensizlik meselesine, belki daha sonra parmak basıciim)

beni bilenler bilir, sevgililer gününü sevmem, çünkü benim için özeldir. mümkünse dışarı çıkmam, alkol almam, kalabalık ortamlara, özellikle aşk böcüklerinin pırpırlandığı sevgi bulutlarının içinde dolaşmayı da sevmem. içim acır çünkü:D bütün o tüketim kültürü yozlaşmasının en ufak pırıltısını bile göremem böle günlerde, gözüm gözlerdeki parıltıları arar, dolayısıyla dışarı çıkmam. sevgi ne güzel bişi, ne olduğunu bile bilmeden yaşayanlara bilem saygım ve kıskançlığım büyük!! :D dışarı çıkmam, 3 maymun olup, annemin dizinin dibinde oturmayı isterim. arabeskim ya ondan galiba.. valla, en ufak aşk kıpırtısı sezinlediğimde gözler dolar falan. o yüzden mümkünse içinde hiç bir aşk kırıntısı olmayan siyasi söyleşiler, efendime söyliyim mega yapılar ismiyle acaip sıkıcı olan belgeselleri izlemeyi tercih ederim.

bi de, bir şey daha eklicem. hani diyorlar ya, "hergün sevgililer günü bize aşkımlaaaa" ya nası olur bu ya? hergün sabah kalkıp, "aşgıııııııım, sevgililer günün kutlu olsuuuuuun...muaaaach" diyip, ardından kahvaltıda kalp şeklinde kesilmiş kızarmış ekmeklere reçel mi sürüyorsunuz siz? bu ne demek yaaaa???? hergün sevgilinizle ne kadar güzel sevgili olduğunuzu, aşkınızı konuşup kutluyorsanız, bu hakkaten iğğğğğrenç! çok sıkıcııııııııııııı! durun be, biraz kavga edin!! vallla! heyecan olur, sevişirsiniz hem belki..

10255

oh bea!! bunlarda benim kırıntılarım işte, brükselin yağmurlarından korunduğum paltomun cebinden çıkanlar..

karşısındakinin gözününiçine büyük bir güvenle bakabilen, en ufak kuşku duymadan huzur duyabilen herkezin sevgililer gününü kutlarım.

ps: resimleri dvianttan aldım ama nerden aldıklarımı hatırlamıorum.. etik olayı falan, iş sahiplerinden özr diliyorum.sanıyorum fav.larımda varlar...

Hiç yorum yok: