27 Eylül 2008 Cumartesi

google 10 yaşında!!

bir googlr fetişisti olarak, bugunku sayfadaki ikonu hemen bloguma tasıorum ve azıcık bilgi neyim veriyorum...

google10'l' harfi yerine konan obje resimlemesini hala anlamıs degilim.. acaba, paraların koyuldugu kasa mı? yoksa file/dosya dolabımı???

herkez hikayeyi biliyordur; Larry Page ve Sergey Brin'in Stanford'da ilk temellerini attıkları arama motoru olan google, ilk olarak backrub adıyla yayındaymıs:

backrub-300x200  
Aşağıdaki uygulamada ise, larry ve Sergey ilk kez 'burning man' festivali icin ofisden uzaklasmıslar ve nerde olduklarını belirtmek üzere o harfine ekleme yapmıslar..ve bundan sonra bu tür oyuların arkası gelmis.. (bknz...)

googleburn

.

iklimklch : blog

İklim, yani kardeş olan iklim de bir blog açtı. fimo hamurundan yaptığı magnet, pin gibi objelerin fotoğraflarını yayınlıyor...

www.iklimklch.blogspot.com

kuklady-car-01
kuklady.. benim favorim, araba aynasına asılan süs objesi..

buko-fimo-01
bu da büko!!! 
.

26 Eylül 2008 Cuma

şeker falan..?

şmdi aptalca bi espri yapıcam, lutfen dikkat... mrRam'ınız kutlu osssuuun!! :P hani vardır ya tipler, bu tarz ingilizce-turkce kelime oyunları olsun, turkce-ingilizce ceviri olsun bi ton ve sürekli espri yaparlar.. bir iki tanesi iidir, ama bir sure sona içinizden "ay yeteeeeer anladık" demek gelir.. iste onlardan bazıları:

chicken translate : tavuk çevirme
emotional köfte : içli köfte
(bir de bunların ardına, "gerçekten böle yazmıslar inanabiliyormusuuun?" derler.. biliyoruz canım, biliyoruz bu espriyi milyonlarca kez yaptık, yeri geldi dinledik.. ama biraz ara verelim? bak dorothy dedik, alice dedik? hı?

> konuyla ilgili igrenç esprileri yorum olarak bırakın, okuyalım eglenelim..

L_File_No__15__Sell_Me_Candy_by_Maulsypaulsy'sell me candy' art by MaulsyPaulsy..

bu bayram şeker bayramıymış, hepsini oldum olası karıştırırım. hangisinde şeker yicez?hangisinde para alıcaz? neyse, şeker bayramı olunca, bize cok öle bayram ziyareti olmasa da, mutlaka o her gun tozlanan ve silinen cam sehpanın üstünde dangalak bir kaasede bişiler olur.. bu sene annem top top olan cukolatalı fındıklardan koymuş, fakat sanırsam bayrama yetişemiyecek.. evde sıkıntılı sıkıntılı vize bekleyerek, top top yiyerek hakikaten top top olarak ve suratımda isim dahi verilebilecek bir ton yaşam arkadaşı edinerekten bayılmak üzereyim...(zor bicumle oldu, ben de yazarken yoruldum:P)

Candy_girl_by_oOAngeliceOo 'candy girl' art by Angelice..

neyse efenim, blog okurkene resimlerle eylenceli bir hale getirmek görevim oldugu üzre, buyrunuz bayıran şekerlerinizi:...(haa, bi de kutlu ve mutlu olunsun, niyeyse durduk yere..)

candy-ulorinvex 'Candy' art by Ulorinvex..

Sweet_Candy_by_Heiwa_chan Bu da meşhur şeker kız Candy'miz..

somewhere over the rainbow...

dün digiturkde biografik birseyler izliyordum, judy garland hakkında.. hani her 23 nisanda trtde verilen "Oz Büyücüsü" (Wizard of Oz) (1939) filminde oynayan kalem gibi çizilmiş, kendisinden beklenmeyecek bir sese sahip kücük kırmızı pabuçlu kız. bundan önce de, ben göccük bir kız iken, hani anneler başucunda masal anlatırdı ya, benimki oz büyücüsünü anlatırdı... bir dogum günü sabahı anne-masalı olan oz büyücüsünü televizyonda görünce ne kadar sevindiğimi tahmin edemezsiniz:) hikaye karmasıktır... zira kitabı ile filmi arasında da farklılıklar, filmler ve diger yazılmıs hikayeler ve orjinal hikaye arasında da farklılıklar vardır.

300px-Judy_Garland_in_The_Wizard_of_Oz_trailer_2

ST4545~Wizard-of-Oz-Posters 
Wizard_title_page 10135496~Wizard-of-Oz-Dorothy-Oils-the-Tin-Woodman-s-Joints-Postersmasal, 1900de frank baum tarafından yazılmış. dönemin amerikası bayagı karmaşık durumdaymış, çiftçiler zorda, borç-harç, efendim altın'ın değeri ve gümüş sikkelerin officially değer kazanması gibi ekonomik-mali karmaşalar mevcut. masaldaki karakterler ve objelerin sembolik değerleri var; mesela dorothy (judy g.) geleneksel amerikan halkını ve değerlerini sembolize ederken, köpeği toto muhafazakar partiyi; akılsız samandan yapılmış korkuluk çiftçileri, kalpsiz teneke adam endüstriyel işçileri; cesaret arayan korkak aslan dönemin başkan adayı william jennings bryan; cüceler(munchkins) doğudaki vatandaşları; doğo cadısı 25. başkan william mckinley'i; oz büyücüsü ise washington'u temsil ediyor.

oz21
wizard_of_oz_2 
MargaretHamiltoninTheWizardOfOz
wiz_c004
dorothy'nin eve dönmek için takip ettiği sarı tuğlalı yol, altın standartına yapılan bir gönderme.. ancak yol boyunca edindiği arkadaşlarına yardımcı olur, eksikliklerini tamamlamalarını sağlayarak oz'a ulaşır... fakat kurtuluş dorothy'nin gümüş ayakkabılarındadır(bknz, kitap ilustrasyonunda ayakkabılar beyazdır..)... yani gümüş sikkelerde ... filmde ayakkabılar kırmızıdır, çünkü siyahbeyaz filmde sarı yolun üzerinde yeterince ilgi cekici renk kontrastı yaratması ve parlaklık kazanması için kırmızı parıltılı bir ayakkabı uygun düşmüştür.

Wizard_of_Oz_00
image
şimdi soruyorum, dorothy'nin üzerindeki mavi elbise ile alice'in üzerindeki mavi elbise arasındaki benzerliği farkettiniz mi? alice de eve dönüş yolunu bulmak için bir yolculuğa çıkmıştı, dorothy de... alice'in kek yiyip kendini büyük ya da küçültmesi bir halusinasyon göndermesi olarak yorumlanırken, dorothy ise oz'un mekanında içilen 'şey'in dumanı ile uykuya dalar.. haydi bakalım... (bknz..)

wizard-of-oz-originalwizard of oz kitabından orjinal illustrasyon.. çizerini bulamadım...

alice_lg alice in wonderlands hikayesinin bir ilustrasyonu.. çizerini bulamadım...
>aslında, judy garland ve hayatını anlatacaktım..konu buralara kadar geldi..artık baska bir yazıya....
>ilgiç bir not daha; judy garland bu filmle birlikte bir gay ikonuna dönüşmüş diyorlar.. nedenini tam olarak anlayamadım, fakat garland amerika'nın o dönemlerinde gay komunitisi tarafından sevilen ve destek gören bir artistiymis.. kendisi olabildigince straight aslında, bildigim kadarıyla 2 evliliği ve 3 çocugu var.. ilk çocuğu yönetmen vincente minelli'den Lisa Minelli... extra artı bir not; lisa minelli de Cabaret(1972) isimli filmde oynadığı cinsiyetler arasında gidip gelen kişiliği ile yine gay ikonu olarak tanınıyor..

Cabaret01

25 Eylül 2008 Perşembe

tanrı sanrısı : vocabulary - ateizm

* dikkat: kaynakca, arastırma netten ve okudugum kitaptan elbette... tanrı-din-inanc vb. ile ilgili ve bircok -ism takısıyla terminolojide yer alan kavramları özetlerken, tamamen kisiel arastırmalarıma dayanarak ve yorumlarımı da ekleyerek yazacagım. uyarmak isterim konuyla ilgili yazılanların bilimsel ve akademiksel degeri konu edilemez, alıntı vesaire yapılamaz. (bknz.tanrı sanrısı)

ateizm'i incelerken, antiteizm kelimesi ile karşılaştım. ikisinin aynı anlama geldiğini zannederek okumaya başladım; fakat farklılaştıkarı noktalar var. dolayısıyla buyrunuz antiteizm:

antiteizm: antitheism, anti theism... ilahi bir varlığa beslenen inancın tam tersi olarak tanımlanabilir. ilahi varlığa beslenen inancın karşısında durmaktır antitheism.

ateizm: atheism.. ateizm ise, tanrıtanımazlık olarak tanımlanır. ilahi bir varlığa inanmamak anlamında... yani antiteizm inancın karşısında iken, ateizm zaten tanrıyı yok saymaktadır. (terminolojiii!?!!!)

reality 
ateizm, evrenin nasıl oluştuğunu veya işlediğini açıklayan bir görüş değil, tanrı inancını reddeden bir görüştür. (wikipedia-tr) ateistler tanrının yanısıra doğaüstü, mistik olaylara da inanmazlar.

dikkat edilmesi gereken nokta, ateizm tanrının olmadığını savunan bir inanç değildir; ateizm ilahi bir varlığa ilişkin bir inancın olmamasını ifade eder. "Ateizm dünyayı açıklama iddiasında olan bir dünya görüşü ya da bir felsefi akım değildir. Ateizm eğer bir felsefeyse, teizmin reddine odaklanmış bir eleştiri felsefesidir." (...) .

theos kelimesinin önüne -a olumsuz ekinin birleştirilmesiyle ortaya çıkan ateizm (atheism) kelimesi, theism, deism gibi kelimelerden çok önce kullanılmaya başlanmış, goddless: tanrısız anlamına geliyor.

Greek_atheos
"atheoi" : "those who are without god" (tanrısız olanlar) kelimesi Yeni Ahit'deki İncil Kitaplarının birinde, Efeslilere hitaben yazılmış bir metinde geçiyor. 18.yy avrupasında, ateist kelimesi ilk kez monoteist semavi dinlere duyulan inançsızlığı adlandırmak için kullanılmış. Daha sonra ise, ateizm kelimesi herhangi bir tanrı veya tanrılara inancın olmaması halinde, genel çerçevede kullanılmış. Yani, ateizm ilahi bir varlığın varlığına inanmamayı öngören bütün yklaşımları içine alan genel bir tabirdir diyebiliriz. mutlak ateizm, teorik ateizm, pratik ateizm ve bunların altbaşlıkları olarak metafiziksel ateizm, epistemolojik ateizm vb gibi diğer görüşleri ile ateizm geniş kapsamlı bir yaklaşımdır.

atheist-heaven-cartoon atheism >> yukarıda ateism anahtar kelimesiyle buldugum karikaturlerden bazılarına yer verdim.. ateizm'in populer kulturde nası karsımıza cıktıgı ile ilgili imgeler..

>> aşağıdaki semboller, atheism sembolleri olarak kabul görmüş. aslında web üzerinde birçok ateist sembol var, fakat bunlar en yaygınları..atheism-atom-symbol
atheist-symbol >> aşağıda görülen sembol ise, darwin'in sembolü. atheism sembolu olarak da kullanılıyor.

darwin-symbol

tanrı sanrısı: vocabulary - panenteizm

* dikkat: kaynakca, arastırma netten ve okudugum kitaptan elbette... tanrı-din-inanc vb. ile ilgili ve bircok -ism takısıyla terminolojide yer alan kavramları özetlerken, tamamen kisiel arastırmalarıma dayanarak ve yorumlarımı da ekleyerek yazacagım. uyarmak isterim konuyla ilgili yazılanların bilimsel ve akademiksel degeri konu edilemez, alıntı vesaire yapılamaz. (bknz.tanrı sanrısı)

panenteizm: panentheism, çift kutuplu Kamu-Tanrıcılık veya Dialektik Tanrıcılık, Diyalektik Teizm olarak adlandırılıyor.

Felsefik terminolojiye uzak olanlar için bu terimlerin çok birşey ifade ettiğini söyleyemem.. daha önce de belirttiğim gibi, tanrı yaklasımlarını detaylandırdıkca, felsefi boyutta anlam zorlukları doguyor tabi. okuduklarımı, anladıklarımı en basit haliyle yazmaya calısacagım.

pan kelimesinin yunan dilinde all-herşey anlamında olduğunu öğrenmiştik; en kelimesinin karşılığı in-içinde; teizm de god-tanrı olduğuna göre panenteizmin açılımı: All-in-God,  Herşey tanrıyla var gibi bir garip türkçe oluyor, ama anlaşıldı sanırım..

panteizmde Tanrı herşey ve herşey tanrı idi; panenteizmde ise, farklı olarak Tanrı (God) evreni yaratan ve evrenle birlikte var olandır. Dolayısıyla Tanrı ve Evren karşılıklı bir devinim içerisindedir.

aşağıdaki çizim, genel olarak yaklaşımları basitleştirmiş.. benim aklıma yattı..buyrun..

circleofgod

Antik zamanlarda da panenteist yaklaşımlar olsa da, 1828de, Alman felsefeci Karl C.F.Krause monoteizm (tek tanrıcılık) ve panteizm inançlarını etkileştirerek panentheism terimine ulaşmıştır. Charles Hartshorne tarafında popularize edilen terim, aslında Hinduizm, Hıristiyanlık, İslam ve Kabalizm gibi yaklaşımlarca da sözü edilmiş felsefik görüşleri barındırır.

Panenteizm teriminin ayrıntılarına çok fazla giremeyeceğim, çünkü gerçekten birçok düşünürün adının geçtiği, anlamlarını tam olarak sindiremediğim kelimelerle ifade edilen paragrafları okumak ve yazmak çok zor. ama internet ortamında yaptığım şu küçük araştırmada, konuyla ilgili hep aynı metine ulaştım:
http://www.historicalsense.com/Archive/Fener38_2.htm

bu da türkçe vikipedia:

"Panenteizm, ilk devindirici olan tanrının evren ve tüm varlıkları özünden yarattığı ve evrene aşkın, evrenin bilincinde mutlak ve değişmez bir varlık olarak egemen olduğu inancıdır.

Somut anlamda tanrının bütünleştiği evrenin ve varlıkların, evrim ile diyalektik olarak değiştiği ve geliştiği, gelişimini tamamladıktan sonra dönüşün yine ezeli ve ebedi olan tanrıya olacağı bu geri dönüşte tekamülünü tamamlayan ruhlarında tanrıya kavuşacağına inanılır.."

freidrichCasper David Friedrich, The Wanderer Above the Mists, 1818

http://gospelofkarin.wordpress.com/2007/10/24/panentheism-god-in-the-world/
http://gospelofkarin.wordpress.com/2007/10/31/panentheism-world-as-gods-body-part-i/

yukarıdaki linkler bir blogda yayınlanmıs panenteizm yazıları, ilgilenenlere..aşağıdaki fotoğraf da marta petrucci tarafından çekilmiş...

Metropolitan_God_by_carroth metropolitan god, m.petrucci, 2006.

23 Eylül 2008 Salı

seramik kedileri

seramik-kediler-01
hacettepe gsf'nin yeni binasının zemin katına seramik bölümü yerleşti.. bu görüntü de, seramik bölümünün avlu vari mekanından.. bacası bile olan bu kücük karton evde "seramik'in kedisi yavrulamııış" dedikleri yarular var...:) joujou ile gittik, gördük, sevdik.. anneleri yoktu biz gittigimizde, ve soguktan mırıl mırıl, ara sıra cıyak cıyak mee'liyorlardı... pempe pempe patileriyle, birbirlerinin üzerinden yuvarlanarak, en kuytu en sıcak yeri aranıyorlardı.. bazılarının yarım yarım gozleri acılmısss... :)

seramik-kediler-03
seramik-kediler-02 ...
.
> son yazılarımla tam bir saplantılı hayvansever gibi gozuktugumu farkındayım... geçicek, söz veriyorum..:)

victor ve özgel ailesi

victor özgel ailesinin bir ferdi olarak (sanıyorum) 1993'ten beri bizim de hayatımızda. o zamanlar bizim de polly adında bir ferdimiz vardı.. polly american, victor spanyel cocker idi. polly'yi 3 sene önce kaybettik :( ama victor hala spanyel olarak devam ediyor... polly ile ilgili yazıyı yazabilmem icin biraz daha zmana ihtiyacım var sanırım...

victor-01 
yaşlandı tabi, ama küçüklüğünden beri victor ailenin köpeği olmanın çok ötesinde, hatta ailenin bir ferdi olmasının daha da ötesinde ailenin pek değerli majesteleri prensi olarak algılanmıştır. hatta, gelen misafirlerin bile, victor'un oturmak istediği koltuktan defalarca kaldırılarak yer değiştirtildiği bir algıdan bahsediyoruz. ama defalarca... yani gerçekten defalarca...yok yok gerçekten defalarca o koltuktan kaldırıldım :)... hmmm bir de, victor asla evde yalnız bırakılamaz; prens ya, mutlaka mutlaka onunla birlikte olabilecek bir refakatçi (uşak-hizmetli vb) tarafından yalnız bırakılmamak üzere; benim için bazen ızdırap haline gelen bir alışkanlığı var. tuba çıkamaz çünkü victor evde yalnızdır...yeşim çıkamaz çünkü victorun dışarı çıkması gerekiyodur.. ekin çıkamaz çünkü, tubaların evinde majesteleri victor tarafından esir bulundurulmaktadır..:) abartıyorum tabi..:P

victor-02 
gecenlerde bi tuba'lara gittim (motorla :)) victorun son hallerini fotoladım..bu son zamanlarda yaşlılığın getirdiği bir ağırlıkla dolanıyor etrafta.. tabi hasta ve yaşlı bir prens o artık.. sık aralıklarla tuvalete çıkarılırken, merdivenlerden görmeyerek inmesini izlemek, majestelerinin sadık kullarının içini acıtıyor...haa bu arada da çiş yapmasını izlemeniz lazım elinizde patlamış mısırla, çünkü bayaaa uzun sürüyor.. ankara sokaklarını sel götürüyor zannedebilirsiniz, paniklemeyin :)

xxx

belçik duvarında gergin mevzuular...

evet... hala vize beklemekteyim. hala aramadılar. hayr problem degil tabi eger persembe gunune biletim olmasaydı. bakalm belki de bileti ertelicem, ama tabi bu bana biraz avvroya patlicek.. beklemedeyim... ee tabi gergin..

hmmmm bakalm neler var foto-makinesinde:
ooooOOOOOOooooo bayagı resim birikmis; aciklamalariyla beraber ayri birer basliki hak ediyorlar...haaydi bakalımmm....

-biraz daha brokoli?
>haybeden gerçeküstü aşk: yönetmenliğini yılmaz erdoğanın yaptığı, demet akbağ ile birlikte oynadığı iki kişilik bu oyunu mutlaka mutlaka izlemelisiniz...

VI400831HJ486_250
bscap0001-34

17 Eylül 2008 Çarşamba

zeynep ve bilbo

Apartmanımızın girişinde yaşayan bir kedimiz var. Kedimiz diyorum çünkü, bütün sitenin kedisi formatında... ilk geldiğinde sag arka ayağı aksıyordu, araba çarpmış herhalde, bulan kişide bizim apartmanın kapısına getirmiş.. Şimdi bayaa iyi.. Ben adını Bilbo koydum, ama diger apt. sakinlerinin ona nasıl seslendiklerini bilemiyorum. evimde asil kişilik Büko varken, Bilbo ile vakit gecirmem yasak ama, eve giriş çıkışlarda kendimi alamıyorum:) Bilbo en ufak "psi" sesine bile tepki verip sarmaşdolaş pozisyona geçmekte vakit kaybetmiyor. bir de ince mi ince, çatlak sesiyle "mieee" demesi var.... apartman görevlimizin kızı zeyneple fotograflarını cektim.. aslında zorlu bir sürecti cünkü, kameraya baksın die dikkatini çekmek için 'psi' 'Bilbo burdayız! burdayız' dediğimde hiç duraksamadan bana dogru gelmeye çalışıyordu :D

zeynep-bilbo-01
zeynep-bilbo-02
zeynep-bilbo-03 
.

15 Eylül 2008 Pazartesi

ankara su mevzuu

bugun vize gorusmesine giderken, yıldız kavsakdaki bütün billboardların ç. belediyesi tarafından kapsandıgını gördüm, taksici bey amcadan rica ettim yavas gectik de fotografladım:

billboard sloganları aynen şöyle:
>"Ankara 20 yılık suyuna kavusştu" (m.g.'nin 'ahanda buralar benim' pozu eşliginde)

IMGP1013
> "Nasıl Başardık?" altında, mesafe dolayısıyla ve araba ilen seyir halindeoldugumuz için okuyamayacağımız bi ton madde...
> "Suya Alternetif Yok" başlığıyla " Lütfen suyuMuzu israf etmeyin!"

IMGP1014
.yorumsuz..

ayça dönmez in mm

devamı gelir mi bilmiyoruz... keyifliydi ama :)
(yazının öncesi için bknz..)
IMGP0825
aycadonmez-mm-03
ayca-mm-01
bunlarda marilyn m. cifti...:P

mm-02 .

inrock in dib...ekleme

önceki yazımda belirttiğim, dib sahnenin ay boyunca kapalı olma durumu hakkında yeni bir bilgi edindim, sahne tadilattaymıs: ses duzenini tekrar elden geciriyorlarMIŞ.

13 Eylül 2008 Cumartesi

.:blublu:.

http://www.blublu.org/
wall painting yapmıs:

003 
005
009

mix006
ben daha once wall painted animasyonlarını izlemistim.. cok keyifli :)
ogrencilere duyurulu?!?!!
.