20 Mart 2015 Cuma

Biz Grafik Tasarımcılar...

Diye bir başlık açsam diye geçirdim içimden de, başladım yazmaya... Bir Grafik Tasarımcısı olarak bizlerin yaşadığı gıcık edici olayları anlatmak ve yine aramızda dalga geçtiğimiz müşteri tipi olmayın diye bütün bunlar :)

Orda burda, grafik tasarımcı insanlarla karşılaşınca, toplaşınca, bişiler yapınca, bi şekilde konu jargonlara, bize spesifik klişelere, müşteri yakınmalarına bağlanır elbet.. Hep yaşananlar da aynıdır bu arada :) ufaktan aklıma gelenlerden biri ile başlayayim, sonra blog yazmak için konum olsun :)

> Biz Grafik Tasarımcılar YAZILARI OKUMAYIZ ARKADAŞ!

En büyük sorunlardan biri bu herhalde.. 'Yazı okumayız' derken, tasarım sürecinde yerleştirdiğimiz paragraf metni okumayız. Bunun iki çünkü'sü var...

Birincisi, şımarıkça olanı, çünkü biz metin yazarı, redaktör ya da editör değil grafik tasarımcıyız. Bi zahmet bul metin yazarı ya da yazı düzeltici de ona yaptır haspam...

İkincisi ise, mantıksal açıklamadır, biz tasarım yaparkene, layout'tu, kompozisyondu falan vesaire, yazıları metin blokları olarak, hatta daha netleştirmek gerekirse içi dolu bütünler olarak algılayıp, yerleştirme yaparız. (Yerleştirme demek biraz olayı grafiker'e çeviriyor, ama, anlayın diye halk dilinde yazıyorum, diğer meslektaşlarım hemen yükselmesinler :) Aşağıdaki resimlerde görülebileceği gibi, yazıları çizgi çizgi çizgiler halinde algılar ve davranırız...

scribble

Resim altı yazısı: burada bahsedilen 'copy' text anlamına gelir...



Resim altı yazısı:Jan Tschichold layout tasarımı...

İşe başlarsın, metinler docx olarak gelir, sonra copy-paste metni alıp kullandığın programda, text box'ın içine (metin bloku) yapıştırıp işine bakarsın... Onaylar, düzeltmeler falan bu arada düzeltmeler/değişiklikler safhasında müşterini özellikle uyarırsın;

"Amcacım, metinlere baktınız di mi? kontrol ettiniz?" ..

Sanki hiç dememişsin gibi, matbaadan önceki son onay safhasında onay verilir, matbaaya hazırlarsın ve tam matbaaya gönderecekken sana telefon:
"Ekin Hanım! yannız o 3. paragrafın sonundan bir önceki satırda i'lerin noktaları yok!!???!???!!!"
ya da
"Ekin Hanımcığım, siz farketmemişsiniz, ben hatanızı buldum! o paragraftaki kelime yanlış yerden kesilmiş!!! ama olmazkiiiii! iyi ki farkettim, yoksa böyle basılacaktı! cık cık cık!!!"

içten gelen ama dışarı yansıtmadığımız cevap şu:
"MAL MISIN YAA!! Dedik sana kontrol et diye bin defa!!! Benim suçum mu oldu??!!! GGGerizzzzekalı!!  Küçük dünyaları sen yarattın da, benim hatamı mı buldun??? zeki misin sen???
İyi ki farkettim demiş bide, laaaayn! tabiki sen farkedicen!!!"

Bak yine sinirlendim.. neyse uzatmıcam, anlaşıldı galiba? Siz siz olun, bir grafik tasarımcıyla çalışırken, grafik tasarımcının metinleri okuma ve/veya düzeltme yükümlülüğünün (aksi söylenmedikçe) olmadığını bilin efenim..

Tabiki, bu işi yapan, ve de çok iyi olan arkadaşlarımız var. Ama bu arkadaşlarımız kalifiye üstü'dür! becerilerinin üstüne ekleme yapmıştır, zekidir, çeviktir, yıldızlı pekiyi'dir.

Sonuç olarak; Biz Grafik Tasarımcılar, tasarım içerisinde kullandığımız metinleri okumayız.. Bir tasarımcı size, "iyi de ben metinleri okumam ki?" dediğinde, lütfen dünyanın en garip ve en kıçı kalkık insanıymış gibi bakmayınız.. sevgiler...

Hiç yorum yok: