birkac örnek daha:
dedra long www.paperclipping.com
www.laurapay.deviantart.com
Chris Tessnear http://www.layersuponlayers.com/
31 Temmuz 2008 Perşembe
altered.book devam...
altered-book/başkalaşım-kitabı////
deviantda dolaşırken sık sık rastladıgım bu terime ve kitaplara takıldım.. ve biraz arastırdım...aslında birçok insanın yaptıgı günlüklere de benziyor.. böle icine ordan buldan topladıgınız resimleri yapıstırıp, yazıları yapıstırıp, ne bilim iki karalayarak doldurulan defterler gibi..sizin yok mu??? valla benm var, ben aslında ajanda vari kullanıyorum, ve her biten defterimi de saklıyorum :P
www.kizioko.deviantart.com
neyse, gelelim altered book olayına. altered kelime olarak değişmek, başkalaşmak; değiştirilmiş, başkalaştırılmış anlamına geliyor (bknz. seslisozluk.com) ben altered book teriminin turkcesini duymadım, ama başkalaştırılmış kitap, başkalaşık kitap ya da başkalaşım kitabı olarak cevirilebilir sanırsam :)
terim olarak, craftmanship (zanaat) kategorisinde degerlendirilirse, var olan bir kitabın artistik yorumlarla başkalaştırılarak yeniden yeni bir sanat formu olarak sunulması anlamına geliyor. bunun bir cok yolu var; kimisi kendini yansıtabilecegi sekilde bir altered book yaratıyor;

kimisi var olan kitabın metnini kullanıyor...


okul projesi olarak kullanılan bu form, kişinin kendini ifade etmesi, elinde bulunan eski kitabı yorumlayarak, üzerinden kendi biçimini ve anlayışını yansıtması açısından cok keyifli görünüyor.
www.palindromenoise.deviantart.com
http://quietfiredesign.com/classes.html
altered book, başkalaşım kitabı bana fanzinleri hatırlattı. elbetteki, fanzin kültürü ve teknigi farklı birşey ama, basılı sözcüklerin kullanımı, sözcüklerle oyunların yapılması ve var olan estetik anlayısı deconstraction'laması işleri daha da ilgi cekici yapıyor... eee zaten bu yeniden-yenileme olayı, var olanı (eskiyi) yıkıp, sanatcının kendi artistik performansıyla yeni hale getirmesi su an yasadıgımız zamanda olagan, olası ve olmalı diimi? (tamam, olmalı derken biraz abartmis olabilirim, fekat ol- ile iyi gitti kabul edelim :)
30 Temmuz 2008 Çarşamba
bomarzo monsterrr! park
ne alaka diceksiniz, kültürünüze kültür katmak benim icin bir zevktir :P (sanırım deniz/onur biliordur bu parkı?)
+ efendim, italyada romaya 68 km uzaklıkta yine Bomarzo kasabasında bulunan bu park Pier Francesco Orsini tarafından karısının ölümünden sonra memorial olarak yaptırılmıs. sene 1552; mimarımız ise Pirro Ligorio. parkın özelliği, içeride bir sürü canavar, mitolojik ve fantastik karakterlerin devasa boyutlarda yer alması. o zamanki sanatsal tavrın zıttı olarak, simetrik ya da belirli bir düzende yapılmamıs heykeller ve düzenleme. yani parkın icine random bir sekilde yerlestirilmisler. su anda turistlere acık bir mekan....
parkın en ünlüsü; ogle..
hercule...
bilmedigim mitolojik bi karakter daha...(offf okunacak ne cok sey var..)
neptun..
uyuyan orman perisi diye isimlendirilmiş..
hannibal'ın bircok savasta kullandıgı, Alp'leri aşırdığı savaş filleri...
ps: resimleri netten karısık topladm, kaynak yazmayı gerekli görmedim..
5 Temmuz 2008 Cumartesi
.:büko:. (yazgülü)
biraz gec kalmış bir haber olucak ama.... annem gitmeden büko'yu tras ettirdik; hem hayvan sıcaktan baygınlık gecirme halinde banyo fayanslarında surunmesin die, hem de evde havada ucusan ve olmadık yerlerden cıkan tüylerin önüne gecmek icin.. asagida resimleri var, buyrun gülün :)
artık o bambaska bir kedi :) incecik kuyruk falan... trastan eve geldik, bizi bir gulme aldı ki sormayın: tam bir skandal. alısmısız tabi gürül gürül tüyler, agır agır yürüyüsler.. simdi hayvan hareketli (yani olabildigince, büko söz konusu, ruhu uyuz na'palım?)
ayagımdaki dövmeyi büko ugruna yaptırmıstım, simdi tam match oldu...
fotografi ümitcan cekmis!!!! yorum yok:D
bu da önceki hali, hatırlatma icin bakınız...
.:büko:.
1 Temmuz 2008 Salı
o zaman biraz eymir:
hmmm, o zaman biraz eymirden bahsedelim; bazı bilgiler benm icin de yeni, buyrun bakalım:
+ bi kere, oturdugunuz yerden golun tamamını goremiyorsunuz, gecen hafta bu-bu gölün nehir gibi oldugunu söylemisti. asagıdaki foto'da da gozukuyor ki, hakkkkatten s seklinde:
+ eymir gölüne gitmek icin oran yolundan devam ediyorsunuz, trt kavsagından sola donuyorsunuz, trtnin yanından gecen ince bir yol var, o yolu takip ediyorsunuz, tepelerle cevrilmis olan göle yukardan, tepeleri asaraktan iniyorsunuz, asagıya indiginizde, hemen sag tarafınızda bir bekci kulubesi goreceksiniz...hmmm birde mühye köyünden gidis biliyorum, ama burda anlatamiciiim. bu en kolay yol:)
dikkat edilmesi gereken konularda biri de, göle gelmedenki yol suresince, sagli sollu park etmis, manzaraya karsı alem yapan yurdum insanı gözlemlenebilir, ama durmayın tehlikeli olabilirler.
+ arazi odtü'ye ait olup, odtü kürek takımının calısma alanıdır. iceride bulunan bircok mekandan biri de 'kayıkhane'dir.
+ arazi odtü'ye ait olunca giris de problem gibi gözükmektedir. fakat, gölün girisindeki kulubede duran bekçi amcalarla ilişkilerinize baglı bi durumdur bu. kimlik sorar, cevap olarak 'odtüde asistandım, simdi hacettepeye gectim' diyerekten masumcna bakarsınız. genelde, 'peki, giriş 4 milyon' der. ama zaten bu odtü dısında giris yapan kisiler icin belirllenmis bir fiyattır. eger hafta iciyse, daha da rahat sorgu-sual olmadan girersiniz. hmmm bunun legal yolu ise, odtüden eymir giris kartı almanızdır. detayları kuzen'den alıciiiz.
+ yol? gölün etrafını dolanarak gecilen asfalt yol 13.5 km miş. asfalt demek biraz komik oluyor tabi, delik desik sacma bir yol, ama gölün etrafında otoban beklemek ya da, daha da kötüsü ummak da bir o kadar sacma. sadece arabayı kullanan kisi, cukur muhabbetine etrafına yeterince bakınamıyor. zaten yavas gitmek durumundasınız, hem yol bozuk, hem de etraftan nkoşu-yürüyüş yapan, pisikletli aileler cıkabiliyor, aman dikkat.
+kimler: daha once de belirttigim gibi, eymire gelen insan gruplarını söle sıralayabiliriz: odtü mensubu cocuklu aileler, odtülü gencler, pisikletciler, motorsikletçiler, genelde orta yas doga insanları.. vb.. ama gecen haftalarda kendi gözlerimle sahit oldugum bir görüntüyü de gecemiyecegim, hani su örtünmece olayını abartan ve ayrı bir gezegenden inis yapmıs gibi gorunen bası baglı moda ikonları var ya, iste onlardan iki kisi golun kıyısında romantik oldugunu dusundugum bir sekilde turluyorlardı. ee sasırdım, ne alaka hoca yaw! buraya da mı geldiniz???
+ neresi peki?göle giris yaptınız, tek yönlü yoldan yavascana ilerliyorsunuz, once odtü bag evi ile karsılasıcaksınız. durmayın birader, devam... gidiyosun gidiyosun, diyosun ki 'yaw keske orda dursaydık, baksana hic bisi yok baska'... :) kanma, devam et, ikinci bir kapıya geleceksin, sanki gölden cıkıyormusun hissine kapılacaksın, sona o kapıdan da girip, esas büfelerin oldugu yerlere dogru ilerleyeceksin. sol tarafında bi ton büfe goruceksin, dikkat park yeri neyim yoktur, arabanı yolun kenarına bırakıyoprsun. benim favorim 'yelkenci büfe' göl kenarında sahili de var, keyifli hos bi yer, gerci hepsi aynı ama olsun.. + ne yices??? esas konuya geldik sonunda:) balık ekmeeeeeeek!!! ben odtudeykene, her ders cıkısında ekmek arası balık yerdim cıldırmıscasına. aynısını burda yapıolar valla!!! yanında da soguk bira:)
+ ne bira mı dedin? evet, hemide her turlusu var, bakkal fiyatına büfeden satın alabiliyorsun.(kredi kartı yok, unutmayın)
+ göl sakinleri: büfe calısanları haricinde, bilimum ördek kus cinsiyle hasır nesir olabilirsiniz. arasıra önünüzden sıra sıra'güek güek diyerekten gecerler, geleneksel bir tepki olarak: 'aaaa ne şiriiiiiiin!' demeniz beklenir, bilginiz olsun.
+eymir kıs fotograflarını daha once yayınlamıstım, tekrar etmek isteyenler: ertesi gün eymir'i
+baska bilgi eklemek isteyenler, mail atsin yayinlayayim.