28 Mart 2012 Çarşamba

bu hafta sonu FÜME BALIK yapcasss!!

yeap, papa'yla konuştuk; bu hafta sonu temellide füme balık yapeceük!! heyecanlıyım :) bi de tekerlek peynir yaparız; süper :) iiice öğrenip, fotograf ve detaylarla döneceğimdir!!

:)


26 Mart 2012 Pazartesi

birpazargünündengörüntülemece


anıttepe ev'in ordaki parktan görüntüler :) keyifli bir gündü, hava güzeldi, muhabbet güzeldi :) mylo'da bütün gün bizleydi valla.. 


fotoğrafın rkasında alp ve bengü görünmekte, ne mi yapıyorlar? hiiiiç bilmiyorum :) 


:X

bu da barlas'la köpenk muhabbetinden.. bakışlara bak :) bayaa, tostunun bir kısmını kaptı yedi :)

22 Mart 2012 Perşembe

ladislav sutnar'dan kitap kapakları mı?

ladislav sutnar, book cover, 1938


ladislav sutnar, book cover, 1931


ladislav sutnar, book cover, 1932

13 Mart 2012 Salı

bir masaüstü hikayesinden ibaret: kitap tanıtımı gibi bir münasebetlenmece

bir masaüstü değerlendirmesi yapayim istiyorum buara;



aldım aldım kitap aldım, ve de buradan haykırarak duyuruyorum.. özellikle grafik tasarım öğrencileri ve kuramsal ilgililere duyurulur. çok değerli essay'lerin türkçeye çevirilimişleri için;

GRAFİK TASARIM KURAMI adlı kitap Helen Armstrong tarafınden derlenmiş; Ellen Lupton tarafından önsözlenmiş ve de yönetilmiş, Mehmet Emin Uslu da çevirmiş, Savaş Çekiç ve Hüseyin Yılmaz da editörlemiş... ben de hani bana hani bana diyerekten suratımda kooocaman bir gülümsemeyle almışım :)



geyik bir yana, 35. sayfada olmama rağmen, kitabı highlight içinde bırakaraktan okumaya devam ediyorum.. bazı makalelerin daha önce ingilizcelerini okumama rağmen, tekrar tekrar ediyorum.. ama öncelikle türkçeye çevirilmiş grafik tasarım ile ilgili kaynak arayanlar, bulmak isteyenler, "ee bu da bulunsun canııım" diyenler için süper bir derleme olmuş..

kitap kapak ve iç sayfa tasarımlarını da pek beğendim, ellere sağlık.. rahat; okunurluk gözardı edilmemiş tasarım yapayim derken.. çağdaş ve minimal bir yaklaşımla düzenlenmiş.. sayfa kalitesine, görsellern basımına kadar pek beğendim kitabı.. tek sıkıntı, d'n'r'da 28 TL'ye satılıyor. bana sorarsanız fiyat biraz fazla; ee bunun öğrencisi var, akademisyeni var :) ama nihayetinde mutlaka, mutlaka alınmalı..



bu arada kitap espas yayınlarının;ve şöyle bir ibare var kitabın künye bilgilerinde: Tasarım Dizisi:1 !!! demekki bunun en az bi 2'si ve 3'ü olacak!! :) sevindim, sevindik, hadi sevinin!!

bunun dışında, bir de JUST MY TYPE isimli kitabı türkçe edition'ını yapmışlar.. daha alamadım, bu resimde gördüğünüz Namık Hoca'dan bakmak için aldığım ödünçleme.. ancak en kısa zamanda bunu da edineceğim.. kitabın içerisi de iyi görünüyor :) zaten ingilizcesinin i-pad uygulamasını indirmiştim; ancak 3-5 sayfa görebiliyordunuz.. neyse şimdi türkçe ve çok daha uygun bir fiyata kitabın kendini bulabiliyoruz..



aslında türkçe olsun türkçe olsun diye kanırtış bir derdim yok; ama eğitimcilik anlamında ingilizce problemi olabilecek olanlara iyi çözümler bunlar.. ee bi de kütüphaneye 2 kitap daha girmiş oluyor, değmeğin keyfime :)

ps: bu 'save the whales' tipi de duugu'cuuuum vermişti bane, ve de ne güzel olmuştu :)

12 Mart 2012 Pazartesi

bir pazartesi plan programı: bilkent tasarım haftası'12 ve meltem ege konseri

bugün bilkent tasarım ve mimarlık topluluğunun düzenlediği bilkent tasarım haftası başlıyor; katılacağız kısmen tabiiki :) bi audio visual communication design neymiş bi öğrenelim :)
(hemen ufak bir not; web sitelerine bu haftaki etkinliği koymamışlar daha.. ama facebooktan ulaşılabiliyorlar..)

eveeek bunun dışında, bu akşam da meltem ege ve kent orkestrası caz konseri var.. ona da gitme arzusundayım ben şahsen :) konser gençlik parkı içerisinde bulunan belediyenin tiyatro/konser salonunda olacak, (mekana daha önce gitmediğim çin daha fazla yazamıyorum) giriş ücretsiz ve de saat 8'de başlıyor.. bilginize..


(konser afişini bulamadım, screenshotla idare ediciiz artıkın..)



11 Mart 2012 Pazar

monster booth app

keyifli zaman geçirtici bi app işte :) vampir, walker yada mumya gibi freak tipleme efektleri uygulayabiliyorsunuz fotograflara.. yaralar, sivri ya da çürük dişli ağızlar, sooona freak saçlar gibi bi sürü parça var ekleyebileceğiniz..

parçaları eklerken boyut ve de rotation yapabiliyorsunuz.. ancak orjinal resmin renk kodlari ile uyumsuzluk olabiliyor, böyle bi durumda orjinal fotografi baska bi programda renk anlamnda duzenlemeniz gerekiyor.. ama parçaları eklediğinizde, parçanın dış kenarları feather'lı uygulaniyor otomatik olarak..

yahu ne yazdm altı üstü eğlencelik biruygulama :) haa bu arada ipad icin hazrlanan aplikasyonun, iphone icin olanını bulamadım.. belki vardr bilemedim ben bulamadm..

bir iphone/ipad app yorumunun da sonuna geldik :) herkeze ii pazarlar :))

7 Mart 2012 Çarşamba

ego iphone/ipad application

ego, iphone uygulaması yapmış sonunda :) kaçtır arıyodum, bugün tekrar baktım ücretsiz olarak koymuşlar appllestore'a.. öle demeyin, amaaaan demeyin, gayette iyi çalışıyor şuana kadar deneyimlememle..
























arabamın aküsü bittiginden beeri, otobüs dolmuş gibi toplu taşım araçlarına sardım.. lisansın son yıllarından itibaren yabancılaştığım otobüs kartı olayına bile girdim :) malum, hacettepe otobüsleri kırmızılardan.. eskiden kırmızı mavi ve yeşil otobüs tanımları vardı.. kırmızı biletliydi, mavi paralı, yeşillerde yeni çıkmıştı, iki katlıydı ve paralıydı.. teeee ne zaman tabi :) şimdi mavili beyazlı biletli otobüsler var; kırmızı otobüs bitek 230 numerolu hacettepe hattında var herhalde :)

neyse, aplikasyonu (aplication, uygulama da diyebiliriz) indirdim ve hemen denemeler, aramalar falan yaptım, süper çalışıyor görünüyor.. bulunduğunuz yerden seçeceğiniz destination.a bisürü hat çıkartıyor, harita da da görebiliyorsunuz, ve de tarif veriyor. "şu hattın, şu durağından bin, sonra şu durakta in ve de biraz yürü.." gibi.. buarada hat bilgilerinde hareket saatleri ve hangi saatler arasında çalıştğını da yazıyor..

























sıkıntılara gelinceeee; bi kere öncelikle ipad uyumlu olmayan app.i ipad'e yüklediğinizde birçok firmanın uygulaması gibi sağ alt köşedeki (2x) ibaresiyle büyütebiliyorsunuz.. ancak büyüttüğünüzde pixelleşen görüntü sinir bozucu oluyor.. hayır, hazır app yapıyorsun, bisürü para veriosun app-yapıcı'ya ipad uyumlu yapsana be birader? ... yaaani, daha çok yaygınlaşmadı ipad uyumlu app yapma fikri anlıyorum da... hemen burdan bir parantez açayim; bu konuda en dikkat çekici ipad-uyumsuz app uygulaması yemek-sepetinin: "ipad'den girende internet browser aracılığıyla girsin kardeşim.." diyorlar sanırım, ama bana sorarsanız bu böle olmaz..

neyse, boşverelim bu konuyu..

arayüz tasarımlarına gelince, öncelikle giriş sayfası (hani otobüs resmi olan) rezalet!!! bide app butonu da kötü kotarilmiş..resmen uydurmasyon.. devam menuleri fena değil, kullanışı ve dikkat dağıtmıyor.. ama dediğim gibi app-buton ve giriş sayfası çooook kötü..

uygulamadan kaynaklanmayan ama keşke olsa dediğim bir başka konu ise; sadece otobüs hatlarını vermesi.. yani, ne bilim destinationlarını belirlesen ve de ardından otobüs, dolmuş ve başka ne ulaşım aracı varsa hepsini kombine veren bir uygulama olsa.. ya da var mı? bilen varsa, yorumlasın..

5 Mart 2012 Pazartesi

bilkent.gra.mezunu.sergisi görselleri


















^ web ortamında kullanılacak olan afiş tasarımı






















^ afiş tasarımı
























^ avatar alanında kullanılacak olan id tasarımı

2 Mart 2012 Cuma

düşünme zamanı: tl logosu

türk lirası'nın yeni logomtrak sembolü icin bir yarışma açılmıştı.. birçok grafik tasarımcı (pro veya ögrenci) çalıştı tasarmlarını gönderdi..

şimdi düşün bakalım, kazanan sembolü tasarlayan kişinin mesleği nedir? jeoloji mühendisligi..

bugünlerde bu konuyla ilgili yapilan yorumlar gecicidir.. televizyonda dediki spiker "alışıcaz:)" diye.. evet öyle.. yazdklarm eleştiri degildir, alandan insanların bi 10 saniye es vermeleri içindir yazdıklarm :)

1 Mart 2012 Perşembe

psycho film jeneriğinin kinetik tipografi kapsamında değerlendirildiği bir yazı

2011 tarihli Kinetik Tipografi:Bir Müzik Videosu başlıkı sanatta yeterlik çalışmamdan yapılmış bir alıntıdır. /// kendinden copy-paste'im serisinden..*kinetic typography and psycho titles.


1.2.2. Psycho Film Jeneriği

Saul Bass’ın North by Northwest jeneriği ile yakaladığı grafik ve tipografik metaforlar,
yine Alfred Hitchcock ‘un 1960 yapımı Psycho filminin jeneriğinde daha önplanda ve
çarpıcı ifade biçimleri olarak ortaya çıkar. Düşük bütçesine rağmen müziği, kamera
açıları ve akılda kalıcı sahneleriyle bir Alfred Hitchcock başyapıtı olan Psycho filminin
jeneriği de bir Bass klasiği olarak görülmektedir.

Siyah-beyaz çekilen Psycho filmi, Wisconsin’li bir seri katil olan Ed Gein’in gerçek
hayat hikayesinden kurgulanan bir korku- gerilim filmidir. Bir sekreter olan Marian
Crane (Janet Leight) iş yerinden çaldığı para ile şehri terk eder ve yolculuğu sırasında
ıssız bir motelde konaklamaya karar verir. Film kadın karakterin, bu motelin sahibi olan
Norman Bates (Anthony Perkins) ile karşılaşmasını ve gelişen olayları konu alır. Filmin
dramatik kamera açılarıyla çekilmiş ‘duşda öldürülen kadın’ sahnesi, Psycho’nun en
hatırda kalıcı gerilim ögelerinden biridir. Saul Bass, jenerik tasarımına ek olarak bu
sahnenin öykü panosu (storyboard) ve sanat yönetmenliğini üstlenmiştir. Bu dengesiz
ve şizofrenik seri katilin hikayesini konu alan filmin jenerikleri, izleyiciyi konuya ve bu
dramatik gerginliğe hazırlar niteliktedir. Jenerik, Bernard Herrmann’ın tehditkar müziği
ile başlar, siyah arka plan üzerine yatay aralıklı çizgilerin ekrana girmesiyle, yatay
parçalara ayrılmış metin grupları parça parça oluşturulur (Görüntü 18). Filmin ana
başlığı “Psycho” kelimesi siyah üzerine beyaz, diğer yazı gruplarından daha büyük bir
puntoda, tırnaksız bir karakterle ekrana gelir (Görüntü 19). Ardından yatay ve dikey
yönlerde hareket eden siyah üzerine dikey çizgiler ve yine aynı çözümlemeyle metin
grupları devam eder. Jeneriğin sona ermesiyle siyah arka plan dağılır ve şehir
görüntüsü arkadan belirir. Bir süre şehir yukarıdan görüntülendikten sonra, kamera
şehirde bir binaya, ardından bir pencereye yaklaşır. Pencere yatay bir stor perde ile
yarı kapalıdır, kamera pencereden içeriyi görüntüler ve film başlar.




Görüntü 18: “Psycho” filminin giriş jeneriği. (http://www.youtube.com/watch?v=s4L9J-CUAl8)

Herrmann’ın müziğinin hiç hafife alınmayacak gerilim etkisi, Bass’ın tipografik
çözümlemeleriyle paslaşır. Jenerik için seçilen font, Bass’ın genel olarak tercih ettiği
ekran ya da sinema perdesinde teknik anlamda sorun yaratmayacak tırnaksız bir font
ailesi olmuştur. Bass, metin gruplarını, yatay çizgileri esas alarak, yine yatay olarak 3
parçaya bölmüş ve ilk çizgilerle ekrana gelen metin grubu kesikleri okunmaz
durumdayken, orta kesiğin eklenmesiyle, metin grubu okunur hale gelmiştir. Bu keskin
yatay parçalanmalar filmin ana karakterinin gizemli kişiliğiyle ilişki kurarken, metin
gruplarının sonradan gelen parçayla okunur hale gelmesi filmin sonunda karakterin
çözülmesi ve izleyicinin Norman Bates’i tam anlamıyla tanıması ile ilişkilendirilmiştir.



Görüntü 19: “Psycho” filminin giriş jeneriği. (http://www.youtube.com/watch?v=s4L9J-CUAl8)

Görüntü 19’da görülen film başlığında uygulanan bir diğer çözümlemede ise, kelime
yine yatay kesiklerle parçalanmıştır. Fakat burada kelimede ortada kalan yatay kesik
yerine kelime grubunun üst kısımlarından alınan yatay bir kesik konmuştur. Önce sola
kaydırılan bu parça daha sonra sağa kaydırılmış ve böylelikle neredeyse bir logotype
yaratılmıştır. Kelime yarı okunur durumdadır ama izleyicide okuyamamanın verdiği bir
gerginlik uyandırır. Bu basit ama yenilikçi tipografik çözümleme ve hareketle filmin
başoyuncusunun normal olmayan, şizofrenik karakteri yansıtılmıştır. Bir sinema
eleştirmeni olan Beth Gilligan, jenerikteki çizgilerin de ünlü duş sahnesindeki bıçak
saplamalarını çağrıştırdığını söyler ve ekler: “Müziğin sesinin yükselmesiyle ekrana bir
saplama hareketiyle giren ve çıkan yatay ve dikey çizgiler, gelecek olan hareketin bir
öncüsüdür. Ekranda beliren isimler ( Alfred Hitchcock gibi) karıştırılmış bir biçime
girerler, belki de bu filmin devamı sırasında allak bullak olacak olan kişilikleri
göstermektedir.” (Gilligan, 2005). Jenerikteki yatay çizgilerin filmin başlangıcında
kullanılan stor perdelere de gönderme yaptığı açıktır.

Bass, 1 dakika 53 saniye süren
jenerikte öncelikle tipografik hareket uygulamalarıyla sonra diğer grafik ögeler ve
hareketleriyle filmin ipuçlarını verecek anlamlar üretmiş, izleyiciye filmin havasını
yansıtmıştır; bu anlamda “Psycho” filminin jeneriği başarılı bir erken kinetik tipografi
örneğidir.