28 Ekim 2009 Çarşamba

enfeksiyonistten duyuru…

eskişeere gidemiorum :( bu kadar..

enfeksiyonist oldum ben!!!

nefes almakta zorlanmak nasıl kötü birşeymiş meğersem… canın acıyarak en temel yaşam belirtilerini gerçekleştirmeye çalışmak falan.. çanakkalede aynen böl oldum; biton ERmış, Boston Legal’mış, scrubs’mış izledikten sona, nefes alamayıp sol tarftan acı içinde kalınca, dedimki “yaaa herhalde bahsi geçen kalp krizi böle oluyor!!! herhalde hafif çapta bi kriz geçiriyorum… hmmmm medical bir takım desteğe başvurmak lazım..” bu kadar sakin tepkiler vermeme rağmen, 18 mart üniversitesi sağlık merkezine girince panikledim tabiii.. hafiften de olsa o ekşimtrak soğuk hastane kokusunu da zor bela içime çekince, büsbütün “nefes a-laaa-mı----yo-rummm” oldum… popomdan yediğim iğne, o hastane yeşili olması beklediğim ama mor renkteki çarşaflı yatakta kıpırdamadan geçirdiğim 4 saat… aaaaaaay çok feciydi.. bi de, telefonla birilerini arıyıp anlatmak, sevgiliden sıcak, tematik, accık şımarık tonda cümleler duymak, anneden yine sıcak ama ciddi telkinler almak, falan istedim ama konuşamıodum ki.. o zaman farkettim ki, ben konuşan biriyim, hatta hızlı konuşuyorum çoğu zaman galiba?neyse bu başka bir konu… kimseyi heyecanlandırmamak anlamında da harekete geçemedim.. ama cidden çok korrktum.. incilay hocam ve sagolsun ali hocam desteklediler, teşekkur ederim.. haa bi de meltem hemşire vardı, dünya tatlısı, en büyük destek ondan. 20 dakikada bir yanıma gelip “sakin ol, dünyanın sonu değil, birazdan daha iyi hissediceksin gibi telkinlerde bulundu:) i luv meltem hemş.

neyse, çanakkaleden erken döndüm… pazartesi hemen beytepe >medico>dr suna hanım yaptım.. bu arada agrım/acım da hafifledi biraz..neyse suna hn. hemen kan/idrar/röntgen sürümcemesine soktu beni.. ben tam içimden, “yaaa biraz abartmadık mı?neyse hepsi yarım saate biterdediler, ee yapayim bari..” dedim ve soluk soluga tamamladım sürümcemelerimi, tekrar odasına gittim.. suna hn. direkt eline aldığı gibi “hmmm tahmin ettiğim gibi, idrar yollarında enfeksiyonun var..” diyince.. “bi dakka yaaa, benim ciğerlerim ağrıyodu, ne alaka şimdi oldum..” neyse devam ediyoruz, bitmedi tabiki, daha röntgen kısmı var, o kadar başlık attık enfeksiyonizmle ilgili:S

SONY DSC

sonra, sırt dinleme, beyaz ışıklı pano üzerine takılan röntgene uzun uzun bakarak, hmmmmm diyerekten elindeki tükenmez kalemin ucunu belirli noktaları işaret edicek şekilde tutma falan derken gelen cümle şöle oldu: ciğerlerinde ufak bir enfeksiyon da var, ama şu kenarları göremiyorum; kliniğin bilmemne (bu kısmı anlamadıgm için böle yazıorum) hastalığı da olabilir, riske atmayalım, önemli bir hastalık olabilir, sen bugün acil göğüs hastalıklarından birine görün mutlaka…” dedi. dedim: allllaaaaaaa, bak işte sonunda b.ku yedim…. neyse, sona anne aranır, güç bela duygu isimli ciddi ama sakin/güleryüzlü 60’lı yılların gözlüklerine benzer hafif uçları sivri gözlüklü doktora gidilir; “canm, telaşlanma o bilmemneden yok, enfeksiyonun var, akut bronşit başlangıcın var, hadi canım sen al antibiyotiğini yat, dinlen.. :D seni de seviorum dr duygu hanm.. sonuç olarak alttan üstten enfeksiyonizmle haşır neşirim, duyurulurrr:D

(evet evet, sigara içme konusunda beklenen bilindik tevsiyeleri iki doktordan da aldım… biraz azaltma peşindeyim… naaapim, bu konuda pek bi iradem yok..bakces artık…)

burdan özellikle sesleniorum; grafik tarihi dersi alan siz sevgili üçüncü sınıf grafik öğrencileri; cuma günü zaten ancak 10 kişinin geleceğini düşündüğüm dersin iptali söz konusu olabilir, lütfen gratepe blogundan takip ediniz…

22 Ekim 2009 Perşembe

özlengeçlik üzerine…

SONY DSC

yaaa kaçtır yazıcam die açıorum windowslivewriter’ımı, sona ööle kalakalıorum. …  …. bak kaldım öle işte… :)

çanakkaledeyiiim!!!

alohaaa!!! yaklaşık 11 saat süren bi yolculuktan sonra çanakkalede kale oteldeki suit odamızdan sesleniorummmm… otobuste de wireless olduğunu öğrenip, bi ton blog yazıp sona bağlanamayınca bütün teknolojik yuppie hayalim suya düşünce ancak bu saatte odamdan yazabiliorum:)

SONY DSC

>> biliorum saçma bi fotograf ama temmuzdan buyana, ilk defa deniz sesi duyunca, kokusunu çekince, içine işleyen serinliğini alınca bi hoş oldmmm…. deniz güzel bişii ya, kara kara da olsa güzel:D yarn falan biton denz fotosuyla geri geliciiiiim.. bu arada kaldıgımız otel güzelyalı die, çanakkaleden 20 km falan uzakta sahil kasabamsı bi yerde.. gerçi konu çanakkale olunca heryer sahilkasabasamsı oluyor herhalde :D

>> yemek yediiiiik, sona sigara die kıvranırken kendimi elmalarla girişilmiş kompozision arayışlarında buldum:D evt, görmüş olduğunuz tatlı kaşığı şu an çantamda durmaktaaa!!! ama ne yazıkki üstünde otelin logosu yok :(

SONY DSC

>> update misali, dün deniz&onur&rüzgar’lara gittik; yeşim, tuba, barlas, özlem.. eve girergirmez “el yıkamacaaaa” (burda parantez açmak durumundayım; banyodaki lavaboyu görmeniz lazım. mösyö lavabo siyah, geometrik ve içinde bisürü taş var! evt, insan ilk başta bi garipsiyo, “ulan taşları ıslatmasak iyiydi bea! “ die ama sona iki içmimarın evinde olduğunu hatırlayıp rahatlıorsun, endişe yerini takdire bırakıyor:)) neyse, işte bu da rüzgar bebeeeeeek:

SONY DSC

>> agzından akar gibi görünen şey salya değil:D süt kalmış dudagının kenerında yawww!!:D ya bi bakın yaaa, aynı onur di mi???? bi de küçükki elleri ayakları falan… haaaa, bi de ev inanılmaz sıcak: girişte yüzünüze wooooawwww! die sıcak hava basıyor. ama küçük insan rüzgar, altı değişirken bile üşüyor; çenesi bir titriyor görmniz lazm!!! bi de hıçırık tutmuş hıgh!hıgh!hıgh!!!

SONY DSC

>> bi de deniz yine acip hoştu! iice yüzüne renk gelmiş falan.. haber vereyim dedim merak edenlere :) bu arada onur da 2 kilo vermiş dogumdan beri:D bizden sona geldi eve, “oğlum!oğlum! falan die gözünün içine bakıo resmen:)

ekn.

19 Ekim 2009 Pazartesi

eskişeeeer bir-ki

ayça’nın dogumgünü etkinlikleri çerçevesinde eskişeeere gitme olayı vardı ya, hani günübirlik felan… :D biletleri dün aldık, 10 kişiye gidiş-dönüş bilet alınca görüntü komik oluyo haliyle :)

SONY DSC

15 Ekim 2009 Perşembe

bi de öööle işte…

SONY DSC

zee avi die birinin summertime’ını indirdim..keyifli..şarkıyı benm tarafımdan mailinde görenler, plizzz plizzz talimatları dinleyinizzz:

> yarım bardak kahve yapınız, ama koyu olsun….
> dumanı gözükmeyene kadar bi 20 dk. falan bekle
> sona soğumuş bardağını eline alıp, bir adet sigara al eline, şööle elinde hafif bastırarak çevir.. ama dikkat ucundan çıkan tütünleri alıp atmak yok..
> sigarayı yakıp, daha da soğumuş, oda sıcaklığındaki kahveni dudaklarına götürüp soğukluğunu hisset..evt kokusu falan yok, ancak ve ancak yuttuktan sona dilinin arkasında, damağında acımtrak kahve kokulu tadını almalısın..2 saniye bekle, ve bi nefes daha al sigarandan…
……………………………………………….

:D

heykelmiş çalıştaymış :P

kim ne derse desin, o beyaz yapışkan heryerde uçuşan mermer tozuna ragmen, dışardan bi kişi anlamında, bi de elinde foto-mainesi varsa acaip keyifli aktivite.. ama tabi, makinenin toza bulanmasına vicdanen ne kadar dayandığına bakar :P

HÜ GSF Heykel Bölümü Ulusal Öğrenci Çalıştayı’ndan…

(kapanış kokteyli ve sergi 16 ekim(yarın) 16da…)

SONY DSC

klch0455

klch046

klch04234

klch048

klch03

14 Ekim 2009 Çarşamba

bu sabah

SONY DSC

nı-nıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı!!!!! veee kutsal ışıkla dünyaya elini uzattı…. :P servisten, hacettepe kampus yolu… 

güncellemezasion

SONY DSC

bi masaüstümsü fotograf ile baslayalım bakalım.. eklesil haftasındayız, hic bi is yapamadan ööle bekliorum bakalım, bugun nasıl gecicek.. neler var akılda, hemen gecelim: heykel calistay var, fotograf cekmeliyim ki, haftaya lcd’lerde yayınlayabileyim; ayca var akılda tez ile ilintili, storyboardmış, efendim harfler uçuşsunmuş, yok fotograf ve ağız hareketleri uyuşurmuymuş..; buzayaklar>bu-zeller, özlengeç falan:); çimen yeşili koyusu çorap bulurmuyumlar; hacettepehaber basıldımıkiler; ….

SONY DSC 

>> geçen hafta, erasmus belgelerimdeki eksiklikler nedeniylen sıhhıye merkeze gitmek zorunda kaldım, bayaa ögrenci modeli kırmızı-otobus sırasına girdim saat 15de, ve 45 dakika sonra ıkış-yıkış bir şekilde enarka kapı merdiveninde oturabildim!! beytepe ve şehir arasındaki bu muammalı, saçmasapan, bıktırıcı, sinirden agresifleştirici yol muhabbetleri beni benden aldı…. bide yanmda göççük çantam, içinde bilimum kablo-defter-kitap falan olan bohçam, toshibam ve foto makinem olunca, bayaa bildiginiz “boçacı geldi haaaaanım” modeli seyhat ettim. evet, buna ancak seyahat denir, sıhhıyeden de dolmuşa binip ayrılmaca, sonuç olarak 5buçukta seyahatim bitti :) sona babamla buluşup, balıkçı şeysi yaptık:

SONY DSC

SONY DSC

>> balıkçıköy-tunalı, acaip keyifli bir yemekti… idare ile çeşitli ufak problemlerimiz olmadı değil :) ama olsun keyifliydi.. yalnız gideceklere hatırlatılır: dark bira yok!! bir de rakıyı bardak bardak alabiliyorsunuz, sorunca gelen cevap da şu: “konseptimiz böyle” :D:D:D  iyiydi:) haa bi de lakerda inanılmaz başarılıydı!!!

SONY DSC

>> tunus köşedeki bina; gemiev diyesim geliyor ama, gemiev hoşderedeki meşhur gemi ev.. o yüzdan yarımdünyabina demek istiyorum…

SONY DSC

>>> falan….. :x

7 Ekim 2009 Çarşamba

büyümüş de anne olmuşşş

tamam, denizanneyi hepiniz biliorsunuz:) ama bi de teee izmirlerden aysegul anneeee vaar!!! izmirin gülüydü, izmirin annesi oldu valla:) ayşegül anne oluyorrr!! aralık 2. haftada beklioruz ayşegülannenin bebekini… hadi, umarım kazasız belasız, inşallaaaaaa…öperim seni..

aysegulanne-ekim

aysegulanne-ekimm

batu-aysegulanne

bak, bak tipe bak hocam!!! bildiğin, bayaaaaa gülüyo yaaaaaaaa!!!! yokartık demek istiyorum!!! adı da, sanıyorum batu olcak!! batu the ruler’’’ kral batu!!! :P

……………………

bi de deniz annemiz var, o başka.. bu arada deniz bana doğum şimşakçısı olma ünvanını verdi :) eglenceli olucak galiba:) bakalım… ama her an bebek gelebilir die, yanımda foto-makinesi, şarjı falan full aksesuar dolaşıorum valla.. dün olanı da anlatmalıyım; buzayaklarla oturuyoruz (bu konuyu açıcam:), şarjm bitti, ben de bi an gerildim ve denize msj attım “denzcm, şarjm bitti, bebek gelirse beni burdan ara” die.. fazla mı ciddiye aldım ne??? :D sanırsın, bebeği ben doğurtucam :P

SONY DSC 

SONY DSC ..

iki annemede mutluluklar, başarılar falan filan diliorum…öptüm siziiiii….

5 Ekim 2009 Pazartesi

streetart’ımsı aktivite

babamla, yasadışı streetart’ımsı aktivite yaptık!!!!_KLC2296

bu fotografta tam belli olmuyor ama, yeşilyurtun ara köşesindeki girilmez levhası :)