27 Mart 2015 Cuma

HIATUS KAIYOTE ablamız geliomuş buralara oralara

Bilmeyenler, bilenlere sorsun, bilenler de bilmeye devam etsinler :)
http://www.jutlandstation.dk/wp-content/uploads/2013/12/2595_HiatusKaiyote_006.jpg

Avustralyanın bağrından keyifli müsika yapan ablamız için, Altus Müzik Org. ile iletişimdeydim zaten de, bi baktık istanbul Jaz festivaline geliomuş!! haberi burada buyrun:

http://caz.iksv.org/tr/arsiv/haberarsivi/p/1/1091

Gidilecek elbette :) de, acaba Ankara'ya da gelir mi? gelse ne güzel olur, "Ankara'da da güzel birşeyler oluyor arada" falan deriz, savunuruz denizsiz Ankaramızı :)



Olmadı gideceğiz mecburen zaten de.. Umarım hafta içi olmaz.. Hayır, ders iptal etmek zorunda kalırım, sonra ek dersti uğraş dur :)

20 Mart 2015 Cuma

Biz Grafik Tasarımcılar...

Diye bir başlık açsam diye geçirdim içimden de, başladım yazmaya... Bir Grafik Tasarımcısı olarak bizlerin yaşadığı gıcık edici olayları anlatmak ve yine aramızda dalga geçtiğimiz müşteri tipi olmayın diye bütün bunlar :)

Orda burda, grafik tasarımcı insanlarla karşılaşınca, toplaşınca, bişiler yapınca, bi şekilde konu jargonlara, bize spesifik klişelere, müşteri yakınmalarına bağlanır elbet.. Hep yaşananlar da aynıdır bu arada :) ufaktan aklıma gelenlerden biri ile başlayayim, sonra blog yazmak için konum olsun :)

> Biz Grafik Tasarımcılar YAZILARI OKUMAYIZ ARKADAŞ!

En büyük sorunlardan biri bu herhalde.. 'Yazı okumayız' derken, tasarım sürecinde yerleştirdiğimiz paragraf metni okumayız. Bunun iki çünkü'sü var...

Birincisi, şımarıkça olanı, çünkü biz metin yazarı, redaktör ya da editör değil grafik tasarımcıyız. Bi zahmet bul metin yazarı ya da yazı düzeltici de ona yaptır haspam...

İkincisi ise, mantıksal açıklamadır, biz tasarım yaparkene, layout'tu, kompozisyondu falan vesaire, yazıları metin blokları olarak, hatta daha netleştirmek gerekirse içi dolu bütünler olarak algılayıp, yerleştirme yaparız. (Yerleştirme demek biraz olayı grafiker'e çeviriyor, ama, anlayın diye halk dilinde yazıyorum, diğer meslektaşlarım hemen yükselmesinler :) Aşağıdaki resimlerde görülebileceği gibi, yazıları çizgi çizgi çizgiler halinde algılar ve davranırız...

scribble

Resim altı yazısı: burada bahsedilen 'copy' text anlamına gelir...



Resim altı yazısı:Jan Tschichold layout tasarımı...

İşe başlarsın, metinler docx olarak gelir, sonra copy-paste metni alıp kullandığın programda, text box'ın içine (metin bloku) yapıştırıp işine bakarsın... Onaylar, düzeltmeler falan bu arada düzeltmeler/değişiklikler safhasında müşterini özellikle uyarırsın;

"Amcacım, metinlere baktınız di mi? kontrol ettiniz?" ..

Sanki hiç dememişsin gibi, matbaadan önceki son onay safhasında onay verilir, matbaaya hazırlarsın ve tam matbaaya gönderecekken sana telefon:
"Ekin Hanım! yannız o 3. paragrafın sonundan bir önceki satırda i'lerin noktaları yok!!???!???!!!"
ya da
"Ekin Hanımcığım, siz farketmemişsiniz, ben hatanızı buldum! o paragraftaki kelime yanlış yerden kesilmiş!!! ama olmazkiiiii! iyi ki farkettim, yoksa böyle basılacaktı! cık cık cık!!!"

içten gelen ama dışarı yansıtmadığımız cevap şu:
"MAL MISIN YAA!! Dedik sana kontrol et diye bin defa!!! Benim suçum mu oldu??!!! GGGerizzzzekalı!!  Küçük dünyaları sen yarattın da, benim hatamı mı buldun??? zeki misin sen???
İyi ki farkettim demiş bide, laaaayn! tabiki sen farkedicen!!!"

Bak yine sinirlendim.. neyse uzatmıcam, anlaşıldı galiba? Siz siz olun, bir grafik tasarımcıyla çalışırken, grafik tasarımcının metinleri okuma ve/veya düzeltme yükümlülüğünün (aksi söylenmedikçe) olmadığını bilin efenim..

Tabiki, bu işi yapan, ve de çok iyi olan arkadaşlarımız var. Ama bu arkadaşlarımız kalifiye üstü'dür! becerilerinin üstüne ekleme yapmıştır, zekidir, çeviktir, yıldızlı pekiyi'dir.

Sonuç olarak; Biz Grafik Tasarımcılar, tasarım içerisinde kullandığımız metinleri okumayız.. Bir tasarımcı size, "iyi de ben metinleri okumam ki?" dediğinde, lütfen dünyanın en garip ve en kıçı kalkık insanıymış gibi bakmayınız.. sevgiler...

19 Mart 2015 Perşembe

Kurt Cobain ve Ben



ay negüzel diye anlatacak değilim elbette.. Kurt Cobain'in hayatını belgeselimtrak anlatan bir yapımdan bahsediyorum.. trailer'ını izledim, anılar canlandı..detaylar burda..

http://www.cut-online.com/2015/03/18/kurt-cobain-belgeselinin-ilk-traileri-yayinda/

Belirli bir zaman aralığında yaşayan ve 'gençlik' şeysileriyle kesişen bir reference group misali insanın ortak imgesi, icon'u, ya da her ne ise işte, o2dur Kurt Cobain. Daha önce Nirvana albüm kapağıyla ilgili bir post'um olmuştu: burda..



Öldüğü (?) günün devamında yaşadıklarımı hatırlıyorum. O zaman Adana-Osmaniye (o zaman il değildi) Düziçi- Berke barajı lojmanlarında oturuyorduk. Bütün özentiliğimle, alternatif müzik hayranı olan ben allahn iktir ettiği bir yerleşim yerinde, duvarlarıma Blue Jean dergisinden çıkan, öncelikle CURE, sonra Kurt Cobain sonra daha başka başka posterler asıyor, kasetleri beşgen kurşun kalemlere başa sarıp playliyordum.. Duvarımdaki Nirvana posteriydi Kurt Cobain bana... Ne enstantaneler var aklıma gelen.. neyse onlar sonra :) Çimen ve Gaye ile (onlar Osmaniye'de oturulardı, ben okula oraya giderdim..) böle müzik dinlerdik biz..

Neyse, o zaman baraj müdürünün bizden büyük gençlik oğlu lojmanlara geldi diye uydudan MTV yayını ayarlamışlardı.. Allahn iktir ettiği yerdeydim ama MTv'im VARDI! küçük 35 ekran'dan izlerdim :) "Kurt Cobain öldü!"yü duyduk, duydum.. annemler, amcalar seviyesi çok ilgilenmedi elbette :) ama ben, çok ciddi birşeyler oluyo lan demiştim.. o an bu an'dı.. önemliydi.. birşeyler yapmalıydım..

Ertesi günlerden brinde, Courtney Love'ın cenazeden canlı yayın konuşmasını vereceklerini öğrenmiştim, de, şu an hatırlamadığım bir nedenle evde izleyemiyordum.. Yasemin Teyze'den rica atmiştim, "evinizde televizyon'dan cenazeyi izleyebilir miyim?" diye.. Bayaa ev hali kıyameti, bir yan da Sinem (kızı - Facebook'ta ekli :), bir yanda sesi çok açmadan izlemeye çalışmalar.. ki, ingilizcem yetmezdi çok anlamaya.. ama olsun, önemli bir an'dı, bir şeyler yapmalıydım...

İşte o yayının videosunu buldum.. Bi daha izledim de.. yine gözlerim doldu..



Lojmanların etrafında yer yer çalılıkların oldugu, toprak-tozlu bi yürüyüş yolu vardı.. Lojman sakinleri yürüyüş yaparlardı.. işte o yolda, aralarda bir yerlerde kuytu bi çalılık bulup, Blue Jean'lerden kestiğim Kurt Cobain fotoğraflarını, bir kaç adet mumu alıp ufak ezik mabedimsi bir yer yaratıp kendi anma törenimi yapmıştım.. Ne biliim abi, o zamanlar böyle gelmişti :) İçimden kendimce bişiler söylemiş, accık ta göz yaşı dökmüştüm Cobain abime.. bir şeyler yapmıştım işte..

anıya gel! :)

değerli.. o belgesel izlenecek, kafa da daha bunun gibi birçok recall eden anıyla beraber..


6 Mart 2015 Cuma

TYPOGRAPHY GIFF/GIF Projects



Media and Design Master programı içinde, tipografi dersinde yaptığımız çalışmaları http://mediaanddesigntypography.blogspot.com.tr/ adresinde topluyoruz :) ben birçoğunu çok beğendim :)



Daha bi sürüsüne de çalışma yapacağızzzzz, takip edinizzzzzz