29 Kasım 2013 Cuma

buzellerli un-rutinlenme postu

buzeller geldi dedim ya, birlikteyiz artık :) değişikli, acaip bişiler :)
geçen bi kanka, buzellerin işe gitmesini bekleyip, hemen heyecanlı gözlerle sordu:

- eee, nası gidiyo? rutininiz nasıl ldu? neler yapıyosunuz?
- eaeeeaaaeee valla, rutin derken? buzeller geldi, bi hafta içinde atinaya gittim.. sona döndüm.. ee sonra da muhteşem ayak kombinasyonlu düşüşümü gerçekleştirdim :) bi rutine sahip olamadık daha :)

derken düşünüyorum.. bizim hiç öle ııııııııııııııı rutinimiz olmayacak gibi :) olmasın ki zaten? :) düşünsene ekin, ne kadar eğleneceksiniz beraber :) benim için bayagı ilkler zaten;

> sabah gözünü açıp bi bakıyosun a-aaa sevgilim yanımda :)
> evin içinde aşkııııım diye bağrıyorsun, içerden bi yerden bikbik diye bi ses geliyo :)
> aklıma gelince gidip mylo'nun mamasına bakıyorum; a-aaa dolu :)



> muhteşem ayak kombinasyonlu kazamın ardından, zor bela ayağa kalkıyorum buzellere tutunarak. tam dengemi bulucam, işaret parmağıyla omuzumu hafifçe ittiriyor: hooop geri yatağa düş! :)

ekin: a-a ama düştüm?
buzeller: (cıvıldayan gözler ve muzır bir bakışla) evet!
ekin: ahahahhaaaa hahaha haaaaa :)

> bu arada, beni o kadar güzel tanıyorki, sürekli bişi istiyomusun sorularının yanısıra, bu ayak şeysi olayını bi tii'ye almaca; bi böle bişi yok bişi yok tavırları.. benim olayı drama-ağlama-de-söylenme üçlemesine çekmemi de engelliyor :)

şimdilik kızlıerkekli aktarabileceklerim bu kadar, gerisi bana kalsın?

6.gün /// progressive sorular

düşüş sonrası hikayemin 6. günündeyim.
dün okula gitme çabalarındaydım, önce fena değildi :) ilgileildim, kırmızı tekerlekli stüdyo sandalyelerinin fonksiyonelliklerini test ettim :) biraz çalıştık sınıfçak (bitiremedik classwork'ümüzü ama olsun), bişiler bişiler... sonra sağolsun eve bırakıldım, felan :) ancak eve geldiğimde iyice netleştiki biraz fazla olmuş bu bana :/ sızlamalar, yorgunluklar... pık! diye uyuyuverdim zaten koltukta, hemencecik.. bayılmışım dersek daha doğru olacak.. biraz erken bir ayaklanma yapmışım..

o merdivenler var, hergün 3-4 basamaklık.. nasılda dağlar gibi geliyor insanın gözüne! :)

valla okul ağır geldi, pazartesi birdaha denicem ama bilemedim.. iyileşme sürecimi de uzatmak istemiyorum..öle bişii...

günayması

gelelim progressive soruların devamına :)

> bu yatış süresince, dur duraksız yeme faaliyetlerinin önüne nasıl geçilir?

> sıvı tüketimi sırası nasıl omalıdır?
  örnek veriyorum:
kahve, kahve, su, çay, çay, çay, su, fuse-şeftali, su, çay, kahve, çay mı?
yoksa
kahve, çay, çay, fuse-şeftali, su, çay, kahve, kahve, çay mı?
ya da
su, çay, çay, kahve, çay, su, fuse-şeftali, su, kahve, çay mı?
aklım karıştı! acil yardım!!! :)

> bir başka önemli soru: geçmiş olsun diyenlerim bol olsun tabiki, ilgilenilmek güzel :) de bunlara cevap olarak "çok teşekkür ederim" "saol" "çoook çok teşekkür ederim" cevaplarını tükettim başka cümlesi olan?

amaaaaan derdim bu olsun? :):):)



26 Kasım 2013 Salı

şakalarla yaşıyorum!! bir düşüş hikayesi ve progressive sorular?

şöle böle :) cumartesi düştüm arkadaş! oramı buramı yaraladım! hepsini de kendi başıma becerdim :)

şimdiiiii, malum, mimlenmişiz bi kere, duyan alkol oranımı sordu! ayıp ama yaaaa!! hiç mi güvenmiyorsunuz alkolsüz şabalak sakarlıklarıma?

vallahi, alkolum yok idi.. hatta bakkalımdan alkolümü almış (10'dan önce) eve ulaşma yönünde kaldırımdan inip arabaya binecektim ki, bir baktım kaldırımdan inme kısmında kalmışım!! kaldırımdan adım atarkene ufak seyrek çukurlardan birine ayağım takıldı, vedeeee elimdeki bira dolu poşetin üstüne yuvarlanı-verdim arkadaş!! sonuç: sol ayak bileği tendon/bağ zedelenmesi ve hafiften çatlaşmaca, ardına üstüne düştüğüm bira şişelerinden kaynaklı sağ dizimde 5+2 dikişlik 2 yarık :/

hemmmen başkent hastanesi acile gidilir, yarılan dize giren 1 cm'lik cam çıkarılması esnasında bağrış çağrış bütün acil inletilir, ardına tipiş tipiş sayın çok sevgili osman abinin sırtında eve ulaşılır :)

sıkıntılı olan durum şu'dur'ki: sol ayağımda yarım alçıyla üzerine basmamam; dikişler nedeniyle de sağ dizimi bükmemem nasihat edildi... iyi de, arkadaş! nasıl ayakta durucam? dahası nasıl yürünecek?

http://distilleryimage0.ak.instagram.com/d2af00be55c511e3b42912963bcaea9d_7.jpg

> durum bundan ibaret 2 haftalık kapı gibi raporumun yanısıra, sevgili öğrencilerimin eğitim hayatını sekteye uğretmamak ve 2013-2014 fall döneminin tamamen anlamını yitirmesini engellemek uğruna derslere gitmeye çalışacağım.dır.

> bu süreçte, digiturk ve internet karşısında geçireceğim saatlere içtenlikle saygı duyarak, olayla ilgili progressive fotoğraf ve yazılarla karşınızda olacağıma inanıyorum..

> mesela...
soru 1: bu saçma kombine yaralanmalar sonucunda nasıl ve ne şekilde kişisel temizliğimin sağlanmasını karşılayacağım?
soru 2: mylo (evin kedisisi) sol ayaktaki alçıyı algılayıp uzak durabiliyor, ancak sağ dizdeki yara bandını asla kabul etmiyor? bu durumda dizin etrafına çit geçmek mümkün müdür?
soru 3:  mylo, durup durup gidip digiturk kutusunun üstüne ya da tam önüne yatıyor? yerimden kalkamadığım için bağırıyorum, bişiler atıyorum bana mısın demiyo? önerisi olan?



> bir arkadaşım telefonda, geçmiş olsun dilekleri ardına şöle dedi:
ark: ekin, belki de tanrı seni sınıyor?
ekin: yok bence ceza kısmına geçtim!

:)

19 Kasım 2013 Salı

atina'dan casual keywords

eueueeuuuueee
yazamadık yine :) birikince böle oluyo üstadım :)


grekler demiştik enson.. atina'ya gidicem, bilmem gerekenler nedir? atina'da gezmek? atina için faydalı bilgiler? atina için bilinmesi gereken faydalı bilgiler? aramaları için casual blgi: hemen keywordlerle devam edeyim:

atina ve yunanistan'a gidicekler için keywordler:
> keyfi-li. ben diyim, çalışma olayları gerçekten sıkıntılı; keyif düşkünüler :) fazla söze gerek yok..
> heryer sütun, sütun, sütun!
> acropolis tamamdır; ancak under construction; ve de acropolise giriş kapısı çok çok daha etkileyici; hakkaten yaradan(lar)ın diyarına giriyorum herhalde amanın hissiyatı baskın! :) bi de ekleyeyim hakkaten sabah 8.00-9.30 arası gitmeye çalışın, sonrası çooook kalabalık! bide giriş 12 euro: ve de 4 gün boyunca 4-5 mekanı aynı biletle gezebiliyorsunuz..
> her yer ciddi sütun!!
> marketlerde raf raf gaz yağı satılıyor! nedenini sonradan anladım: mezarlarda gaz lambası yakıyorlar.. ne kadar enteresan bir bilgi bilemedim :)
> dükkanlarla ilgili ne zaman açık, ne zaman siestalı, ne zaman açılacak sorular sormanız anlamsız, açık buldugunuza girin, zira daha sonra açık bulamayabilirsiniz..
> cafe frappe dediğimiz, bildiğiniz soğuk kahve (ki ben bayılırım) heryerde herzaman her daim ve vesaire :)
> grek yogurt, grek sarma, grek eggplant ezmesi, grek rakısı, grek peyniri falan bize sökmez! :) bana göre tek farkımız domuz yitor olmaları :)
> çok öle geniş gezintilerde bulunamadım, ancak bodrum-izmir-istanbul arası hissiyatlarla dolu bir şehir. haaa, bide unutmadan HER YER SÜTUN!!!
> Cüneyt Dayım pek severmiş atina'yı..
> eski bir mezarlık var, sütunlardan sıkılınca mutlaka!!
> hmmm bi de bu bilgi ne kadar geçerliliğini korur bilmiyorum ama, bana ucuz geldi şehir:)
> yine ne kadar geçerliliğini korur bilmiyorum ama hava alanı metrosu grevde! aman diyim! :)
> telefon kaplarıyla ilgili obsesif durumlar algıladım. almayanı dövüyolardı, mecburen edindik :)


> büyük paraları bozmaktan hoşlaşmıyorlar, hatta satış yapmamayı göze alacak kadar :)
> taksi süper ucuz geldi (bana).. genelde 5 euro ve 10 euroya heryere gidebiliyorsunuz, çekinmeyin.. ancak abuk sokakları bulamayabiliyorlar, tikkat..gidiceğiniz yeri map'ten göstermeniz yararlı olablir.. acropolis civarı merkezden havaalanı 40euro falan :)
> sokak demişken, gitmeden okumuştum ama bu konu gerçekten sıkıntı. sokak isimleri yunan alfabesiyle yazılıyor; ve elinizdeki map'ler genelde latin abecesiyle hazırlanmış oldugu için sıkıntı yaşıyosunuz, hiç ugraşmayın okumaya ya da çevirmeye, bazıları çok farkediyo. hemen başka büyük cadde veya sokaklara bağlanmaya çalışın derim, çünkü bazı sokak tabelalarında üçüncü satır olarak latin abecesiyle yazabiliyor :)
> cidden, ama cidden heryer sütun!
> akşam yemeği faslı için, keyifli saatler hakkaten 9'dan sonra :) çok turist var ama, atinalılar da aynı yerlerde yiyorlar, keyifli arasokak cafeleri bulun derim :)
> her dükkana girdiğinizde grasiass diyolar. ilk önce beni italyan zannettiler sanıyodum, ama bir yandan "dükkana girince niye teşekkür etsinlerki" diye mavi ekrana bağlıyordum :) geç düştü, hoşgeldiniz falan diyorlar herhalde :)
> ara sokaklarda, özellikle stigmata (mı neydi hatırlayamadım) meydanından sonraki sokaklarda inanılmaz street art'lar, graffitiler, sticker ve wheatpaste'ler var.. sütunlardan daha ilgi çekici olduklarını düşünüyorum :) bi de bu direniş mireniş ayağına keyifli cümleler var sokaklarda :)
> merak etmeyin heryer zebil gibi kedi ve köpek :)
> haa, bi de çoğu yerde yemekten sonra, hesabı verdikten sonra, yolluk niyetine bilmemne likörü veriyorlar. cin gibi kokuyo :/ hiç içmedim, şimdi beni bozar diye ama bilgi işte :)

şimdilik bu kadar diyelim, daha sonraki postlara fotoları halletmeye çalışalım :)

13 Kasım 2013 Çarşamba

one a day poster. LEGIBILIDADE / LEGIBILITY

“It is up to designer make the visual message clear, fast, clearly and precisely, with commitment to incorporate the aesthetic.” 

Marcos Faunner  LEGIBILIDADE / LEGIBILITY








Marcos Faunner on behance

4 Kasım 2013 Pazartesi

buzeller.li nordik.len.me

http://iphotos-g.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-frc/1168914_170925666438038_1940429633_n.jpg

yine uzun oldu yazmayalı.. yoğunluk, ara tatil günleri ergenliği derken, bi baktım o-hoooo bayaaa olmuş yine :) başlıca haberlere gelirseeek:

> buzeller bana taşındı!! :) en heyecan verici, en değişik hisli gündemim böyle :) şimdilik geçiş aşaması gibi, gibi, gibi, bi byle değişik.. hayatımda hiç bir zaman yaşamadığım bir duygu ve alışkanlık geliştirme süreci.. herşey yeni :) eve geliyorum, biri kapıyı açıyo :) sona çay demli oluyo.. en güzeli de ne biliyor musunuz; sabahları uyandığımda sevdiğimi görüyorum ve öpebiliyoruuuum! :)

http://distilleryimage2.ak.instagram.com/74e37e943a1611e3aea022000a9d0ee7_7.jpg

> hmmm, çarşamba yunanistana gidiyorum.. bir konferansta sunum yapacağım.. bitince anlatırım artık, ya da daha iyisi oradan yazarım :) sunumu daha bitirmedim, bu akşam hayırlısıylan artıkın...
> cumartesi, tubanın doğumgünü şeysine cumhuriyet meyhanesi gibi biyere gittik.. keyifli mekan, garsonlar muhteşem ilgili.. ve deee kızlar tuvaletinde yok yok! 4 renk ojeden tutun da orkidine kadar doldurmuşlar valla.. ben naaaptım, siyah ojeyi alıp sürdüm! :) yeri de, ramada otelin tunalı caddesi değil, sokak karşısı.. bi de buarada, üniversite kimliği götürürseniz, %10 indirim yapıyorlar, hatta odtülülere %15 dedi garson bey :) ücretleri de ortalama, ne ucuz ne pahalı.. gidiniz, deneyimleyiniz :)

http://distilleryimage1.ak.instagram.com/f10a3330426011e3afff22000aeb0fde_7.jpg

> bi deeee, geçen perşembe beady belle konseri vardı :) cermodern nordik caz festivali adı altında çağırmış, keyifliydi ama bana göre çooook kısa sürdü.. kadının sahnesi süper hocam! duygulumu duygulu, hisli mi hisli! organizasyon da fena değildi, tek sıkıntı alkol satışları nakit yapılabiliyordu.. yani, kredi kartı kullanımı yoktu :( ve bence çok büyük bir sıkıntı.. neyse umarım diğer etkinliklerde bu sorunu da çözerler..

şimdilik bu kadar, sonra konuşuruz:) ben şu sunumu bitireyim madem :)